Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, “Kentsel dönüşüm işi hem çok zor, hem maliyetli. Ben şapkadan tavşan çıkaracak değilim. 5 milyar liramız olsa iki yıl bizi götürür. Şimdilik, 750 milyon lira aktarıldı. Hedefimiz fakirin evini yıkmak değil yuvasını yapmak” dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, kentsel dönüşüm gibi dünyanın en zor işine soyunduklarını belirterek, kaynak aktarılması gerektiğini söyledi. Bayraktar, “Kentsel dönüşüm işi hem çok zor, hem maliyetli. Ben şapkadan tavşan çıkaracak değilim. 5 milyar liramız olsa iki yıl bizi götürür.
Şimdilik, 750 milyon lira aktarıldı” dedi. Bayraktar, bir grup gazeteciye yaptığı değerlendirmede, yeni kurulan bakanlığını “bebeği” gibi gördüğünü belirterek, 20 yıla yaydıkları kentsel dönüşüm projesiyle ilgili planlamalarını söyle anlattı:
TULUMBAYA SU LAZIM
Kentsel dönüşüm işi hem çok zor, hem maliyetli. Ben şapkadan tavşan çıkaracak değilim. Bu bir süreç 20 yılda belki biter ama biz 2023 yılına kadar ortaya bir fotoğraf çıkarmak istiyoruz. Hedefimiz fakirin evini yıkmak değil, yuvasını yapmaktır. Kentsel dönüşüm için kaynak lazım.
5 milyar liramız olsa iki yıl bizi götürür. 2B arazilerinin satışından bize yüzde 90’a kadar gelir gelecekti ama, bu rakam Bakanlar Kurulu’nca düşürüldü. Şimdilik, 750 milyon lira aktarılacak. Ama ben farklı formüller bulmaya çalışıyoruz. Parayı bir şekilde bulacağız. Tulumbalarımız var ama biraz su olmalı ki, tulumbayı çalıştıralım.
DÜNYA FELAKET
Kentsel dönüşüm sorunu olan ülkelere bakıyorsunuz. Çin büyük bir kalkınma hamlesi içinde ama insanlar sokakta yaşıyor. Meksika ve Brezilya kentsel dönüşüm konusunda bizden bin kat kötü durumda. Mısır ve Pakistan hepten felaket. Türkiye’de göreceli bir iyileşme var.
Binaların yüzleri biraz gülüyor. 9.5 yılda 5.5 milyon konut yapıldı. Türkiye’de bugün kentsel dönüşüm zorunlu hale geldi. Kentsel dönüşüm konusunda bir manifesto hazırladık. İnsanlara diyoruz ki ‘Yara sarma değil, yara almama anlayışı ile hareket edelim’ Bir afet geldiği zaman orada yıkacak bina bulmasın.
BEBEĞİM GİBİ
Yeni kurulan yeniden oluşturulan bir bakanlığız. Bakanlığımı bebeğim gibi görüyorum. Bir ananın bebeğini sevdiği gibi seviyorum. Ona bakıyorum, sallıyorum, sütünü veriyorum. Bebek büyümeye başladı. Büyüdükçe o da benim yüzüme bakıyor ve beni tanımaya çalışıyor.
Ben bütün personelime de kuzuyu kurt gibi değil, çoban gibi sevin diyorum. Empati kuruyoruz. Ekip ruhu oluşturuyoruz. Çok çalışıyoruz. Bakanlığımızı bir ağaca benzetirsek, çiçek açmaya başladı, yakında meyve vermeye başlayacak.”