TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Atatürk Kültür Merkezindeki Bingöl Tanıtım Günleri'nde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir basın mensubunun Ermeni olaylarına ilişkin ilk kez bir taziye mesajı yayımlanmasını nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine Çiçek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak yıllardan beri sürdürdükleri dış politikanın temel ilkesinin "Yurtta sulh, cihanda sulh" olduğunu söyledi.
Kendilerinin hem Türkiye'de, bölgede hem de dünyada barış istediklerini vurgulayan Çiçek, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla geçmişte yaşanmış bir kısım acıların kin tutmaya, yeni husumet cepheleri oluşturmaya sebebiyet vermemesi lazım. Bizim görevimiz geleceği inşa etmektir. Geleceğin barış içinde olmasını arzu ediyoruz, huzur içinde olmasını arzu ediyoruz. Elbette bir yerde savaş varsa, acılar vardır, sıkıntılar vardır, siz bu acıları isteseniz de istemeseniz de bu işin tabiatında var. Bizim bu coğrafyada en büyük acıları yaşadığımız savaş 1. Cihan Savaşı'dır. Osmanlı coğrafyasında kimler yaşıyorsa, bu savaşın olumsuzluklarından hepsi etkilenmiştir. Bu arada Osmanlı'nın sadık tebaa olarak ifade ettiği Ermeniler de savaşın olumsuz sonuçlarından maalesef etkilenmişlerdir. Bakınız Van'da, Bingöl'de, Bitlis'te, Erzurum'da halen yapılan bir kısım kazılarda toplu mezarlar, kemikler çıkmaktadır. Bunlar da o günkü çatışmalarda bir kısım çetecilerin icra ettiği katliamlardır."
Bütün bunlardan ders çıkararak sağlıklı bir gelecek kurma noktasında herkesin, her kesimin gayret etmesi gerektiğini ifade eden TBMM Başkanı Çiçek, burada da en büyük sorumluluğun diasporaya düştüğünü söyledi.
Çiçek, "Maalesef diaspora geçmişte yaşanan acıları Türkiye'ye karşı bir karalama kampanyasına dönüştürdü. Bu yıl ve önümüzdeki yıl Türkiye'nin en önemli dış politika konularının başında bu geliyor. Devlet olarak ve toplumun bütün kurumları olarak buna karşı da biz bir politika geliştirmeye, bunu uygulamaya çalışıyoruz" dedi.
Bunun en somut adımının da 2005'te TBMM'de atıldığını hatırlatan Çiçek, şöyle devam etti:
"TBMM'de iktidar ve muhalefet partileri, tüm dünyaya meydan okuyan bir açıklama yaptı. Biz geçmişimizle yüzleşmeye hazırız, kimse bize soykırım yaptı tarzında asla kabul edilemeyecek bir bühtanda bulunamaz. Kimin elinde bir bilgi varsa, ne belge varsa, bunu tarihçiler bilim adamları gelirler ortaya koyarlar. Biz her türlü katkıyı veririz, çıkan sonuca biz razı oluruz. Buna başkalarının da razı olması lazım. 2015'e giderken hedef kurumlar, parlamentolardır Ermeni Diasporası'nın. Hedef kitle de kamuoyudur. Bunları bu karalama kampanyalarıyla etkilemeye çalışıyorlar. Türkiye olarak da bir çaba, bir gayret var. Yapılan her şeyi bu çerçevede değerlendirirsek, olup biteni anlamamız daha kolay olacak."
Savaşlar üzerinden, geçmişte yaşanan acılar üzerinden politika geliştirilecek olsa bugün AB'nin olmayacağına işaret eden Çiçek, AB'nin önde gelen ülkelerinin tarihte 100 Yıl Savaşları'nı yaşadığını hatırlattı.
Bu savaşlarda büyük katliamlar ve kanlı hesaplaşmalar olduğunu anımsatan Çiçek, bugün AB'nin herkesin üzerinde durduğu, Türkiye'nin de bir strateji tercihi olarak, tam üye olarak yer almaya çalıştığı uluslararası bir birlik olduğunu kaydetti.
- Cumhurbaşkanlığı seçimleri
Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayı ile ilgili "ters köşe olabilirsiniz" şeklindeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Çiçek, "O günlük politikayla ilgili" dedi. Bir gazetecinin "Sizin adayınız kim?" sorusu üzerine Çiçek, "Günü gelsin. Ramazan ayı gelmeden ben Ramazan orucu tutmam. Nafile oruç tutarım da Ramazan orucu tutmam" yanıtını verdi.
Dün 23 Nisan kutlamalarında sıcak görüntülerin olduğunun hatırlatılarak, "Sizce yumuşattı mı bu ortamı, bu tartışmaları?" yönündeki soruyu Çiçek, "İnşallah katkı vermiştir. Bayramı, bayram havasında kutlamak lazım. Ben samimi olarak söylüyorum, bayram atmosferini biz bu ülkede bir yıl egemen kılsak bugün tartıştığımız konuların çoğunu tartışmayız. Türkiye'nin böyle bir bayram havasına, iklimine ihtiyaç var" şeklinde cevaplandırdı.