70 sayfalık raporda iddianamenin kabulü ya da iadesi yönünde net bir görüş yer almadı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya tarafından hazırlanan AKP'nin kapatılması davası iddianamesinin ön inceleme raporu tamamlandı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç tarafından raporu hazırlamakla görevlendirilen raportör Doç. Dr. Osman Can, yaklaşık 70 sayfalık raporunu dün akşam mesai saati bitiminde Kılıç'a teslim etti.
Başkan Haşim Kılıç, raporu incelemeleri için Anayasa Mahkemesi üyelerine dağıttı. Anayasa Mahkemesi heyetinin bugün ve hafta sonu rapor üzerinde çalıştıktan sonra Pazartesi günü iddianamenin kabul edilmesi veya Yargıtay Başsavcılığı'na iade edilmesi konusunda toplanacağı belirtildi.
İade mümkün mü?
Edinilen bilgiye göre, raporda, öncelikle parti kapatma davalarında iddianamenin iadesinin mümkün olup olmadığı tartışmalarına yer verildi. Raporda, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren yeni Ceza Muhakemesi Kanunu'da (CMK) mahkemelere savcıların hazırladıkları iddianameyi iade etme yetkisi verildiği anımsatıldı.
Anayasa Mahkemesi'nin önüne gelen davalarda kendi kanununda hüküm bulunmayan konularda CMK'nın uygulanacağına ilişkin içtihatlara yer verildi. Raporda, Anayasa Mahkemesi Kuruluş ve Yargılama Kanunu'nun 33'üncü maddesine göre, davaların kabul sürecinin CMK'dan farklı düzenlendiğine dikkat çekildi. Raporda, Anayasa Mahkemesi'nin çözmesi gereken ilk sorunun, parti kapatma davalarında iddianamenin iadesinin mümkün olup olmadığı konusu olacağı belirtildi.
Rapor bağlayıcı değil
Can, Anayasa Mahkemesi'nin iddianamenin kabulü veya iadesi konusunda bir inceleme yapması durumunda, konuyu özellikle deliller açısından ele alması gerektiğini vurguladı. Can, CMK'nın 170. maddesine göre, iddianamedeki delillerin partinin kapatılması için yeterli şüpheyi yaratıp yaratmadığının incelenmesi gerektiğini kaydetti.
Can ayrıca delillerin, AKP'nin laikliğe karşı eylemlerin odağı haline geldiği iddiasını ispatlamaya elverişli olup olmadığına bakılması gerektiğine işaret etti. Can, kapatma davasında iddianameye ek olarak gönderilen 17 klasördeki bazı delillerin iddianamede yeralmadığını bildirdi. Can, iddianamedeki bazı beyanların ise basından alındığını ancak bu beyanları yalanlayan tekziplerin iddianameye alınmadığını belirtti.
Raporda ayrıca, demokratik sistemlerde parti kapatma yaptırımının çok ağır bir yaptırım olduğuna da işaret edildi. Raportör Can, CMK'ya göre, savcının iddanamede sadece partinin alehine olan delilleri değil lehine olan delilleri de göstermesi kuralını da hatırlattı. Can, işaret ettiği bu konuların iddianamenin iadesini gerektirip gerektirmediği konusunda ise net bir görüş belirtmekten kaçındı.
Anayasa Mahkemesi'nde raportörün raporu heyet için herhangi bir bağlayıcılık taşımıyor. Ancak raporlar üyelere davayla ilgili bütün tartışma konularını ve değerlendirmeleri içermesi bakımından önem taşıyor.
Doktorasını Almanya'da yaptı
OSMAN Can 1968'de Iğdır'da doğdu. 1992'de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Almanya'da Köln Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamladı. Demokratikleşme Serüveninde Anayasa ve Siyasi Partilerin Kapatılması adlı çalışmasıyla 2006'da Anayasa Hukuku doçenti unvanını aldı. 2 Temmuz 2002 tarihinde Anayasa Mahkemesi Raportörlüğü'ne atanan Can, evli ve iki çocuk babası.