'Adalet yürüyüşü'nü değerlendiren SP lideri Karamollaoğlu, "Parti olarak bu yürüyüşü Kılıçdaroğlu'nun demokratik bir tercihi olarak görüyoruz. Şiddete yönelik herhangi bir çağrıya vesile olmadığı sürece kınanacak bir adım olarak değerlendirmiyoruz" dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Manisa'da askeri kışladaki gıda zehirlenmesi şüphesine değinerek, "Bu tür vakalar son dönemde neden arttı? İddia edildiği gibi firma iktidara yakın birileri tarafından mı korunuyor?" sorularının şüpheye yer bırakmayacak şekilde cevaplanmasının elzem olduğunu söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklandığını anımsatan Karamollaoğlu, "Elbette hukuk karşısında herkes eşittir. Herhangi bir suç işlenmişse hukuk kuralları içerisinde bunun hesabı sorulmalıdır. Bundan kimsenin şüphesi olamaz, olmamalıdır." diye konuştu.
Karamollaoğlu, ancak son dönemde yaşananların, hukuk ve ülke adına endişe yarattığını ifade ederek, "Damatlar tartışması bunlardan biri. Günlerdir 'o damat niye alındı, bu damat niye bırakıldı?' tartışmasını yaşıyoruz. Asıl mesele damat, yeğen, dayı meselesi değildir. Ahmet'in alınması ya da Mehmet'in bırakılması da değildir. Adaletin nasıl tecelli ettiği ve edeceğidir." değerlendirmesinde bulundu.
"Devletler lütuflarla değil, kurallarla yönetilir"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasına tepki için başlattığı yürüyüşe de değinen Karamollaoğlu, şunları söyledi:
"Saadet Partisi olarak bu yürüyüşü Kılıçdaroğlu'nun demokratik bir tercihi olarak görüyoruz. Şiddete yönelik herhangi bir çağrıya vesile olmadığı sürece kınanacak bir adım olarak da değerlendirmiyoruz. Ancak bu yürüyüş bahane edilerek toplumda yeni çatlaklar oluşmaması için herkesin azami gayreti göstermesi gerektiğine de vurgu yapıyoruz. Halkımız arasında yeni çatlakların oluşmasına neden olacak her türlü üslup ve tavırdan özenle kaçınmalıyız. Bu konuda en özenli olması gereken kurum siyasettir. Kimse unutmasın ki devletler lütuflarla değil, kurallarla yönetilir. Bu kurallar da yasalardır."