Turan açıklamalsında şu ifadelere yer verdi;
“Kadın Varsa Çözüm Var
25 Kasım 1960 faşist liderler tarafından, ülkeleri için direnen üç kız kardeşin katledilme günüdür. Bugün dahi bırakın geriye dönüp bakmayı sağımıza solumuza başımızı çevirdiğimizde kadınlar tanıdığı ya da tanımadığı insanlar tarafından tecavüze uğrayıp, şiddet görüp, öldürülüyorlar. Çoğu zaman sevilmek, kıskanılmak hayatlarının bitirilmesinde hafifletici neden sayılıyor. Hükümet; politikalarıyla ya da uygulamadığı yasalarla kadınların haklarına göz dikmiş durumda. Bu boşluktan cesaret alanlar baskıyı arttırdığı gibi maalesef öldürülen değil öldüren haklı konuma getiriliyor.
Ne giyindiğimiz, ne iş yaptığımız, ne zaman nereye gideceğimize kadar hayatımıza müdahale edip baskı kurmayı; geleneksel kavramlar, sahiplenme, koruma ve sevme içgüdüsüne yorulup bizim söylemlerimiz, var olabilme direncimiz yok sayılıyor. Çocukluğumuzdan eğitim hayatımıza, eğitimden iş ve evlilik hayatımıza, şehirden kırsalına ne badirelerden geçiyoruz? Biz kadınlar fiziksel, cinsel, ekonomik, psikolojik şiddete ve baskıya maruz kalmaktayız. Son yıllarda yaşanılanlara sesimiz daha yüksek çıkmaya başlamış olsa da yeterli olmadığını hep birlikte görüyor ve yaşıyoruz. Bugün bize dokunmayan şiddetin her türlüsünün nefesini ensemizde hissediyorken sesimizi daha gür çıkartmalıyız. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin hayatımızı bu kadar alt üst etmesine etkin, kararlı ve uygulanabilir politikalarla karşı durabileceğimizin farkındayız.
Demokrasi ve Atılım Partisi olarak etkin bir bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyeti ile farkındalık yaratıp, şiddetin önlenmesi kapsamında gerekli tedbirleri alacağız. İstanbul Sözleşmesinin tekrar tarafı olmakla birlikte 6284 sayılı Kanunu İstanbul Sözleşmesine göre yeniden düzenleyerek, Kanunun etkin bir biçimde uygulanmasını sağlayacağız. Okullarda sosyal bilimler dersi müfredatına “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eğitimi” dersini ekleyerek; eğitim, araştırma ve toplumu bilinçlendirme çalışmalarında sivil toplum kuruluşlarıyla etkin bir iş birliğini destekleyeceğiz. Görsel ve yazılı medyada kadına şiddeti özendiren ve kadını aciz gösteren yapımlardan uzak durulmasına yönelik kampanya ve tedbirleri hayata geçirerek, kadınlara şiddet uygulanması veya şiddet tehlikesinin ortaya çıkması durumunda başvuracakları hukuki yollara ilişkin bilgilendirme alabilecekleri, kaymakamlıklar ve belediyeler bünyesinde “Kadın Hukuk Danışma Birimleri” kuracağız. Evlilik öncesi eğitim, aile danışmanlığı, boşanma süreci danışmanlık hizmetlerini verebilecek “Ücretsiz Aile Danışmanlığı Merkezleri” kuracağız.
Tarafı olduğumuz CEDAW sözleşmesinin etkin bir biçimde uygulanmasıyla kanun kapsamında yasaklanmış olan erken yaşta evliliklerle mücadele ederek, kadınların siyasetten bürokrasiye, çalışma ve sosyal hayatın her alanında kendilerini gösterebilecekleri alanları teşvik edip, iş kanunu ve diğer çalışma mevzuatlarında kadına yönelik mobingi önleyici etkin düzenlemeler yapacağız. İşe alımlarda, kadın kotası yerine cinsiyet kotası uygulayıp işverenlere kreş desteği ve teşviki vererek “eşit işe eşit ücret” uygulamasını benimseyeceğiz.
“Yarının Türkiye’si” için gece gündüz çalıştığımız şu günlerde “hak temelli ve arz odaklı” hizmet politikalarını benimseyerek sivil toplum örgütleri, barolar ve diğer kurumlar ile eşgüdüm içinde hareket ederek, “Kadın varsa çözüm var.” diyerek ve süreklilik-yenilik arz eden devasal çözümler ile toplumsal eşitsizliğin önüne geçmeye hep birlikte çalışacağız. Kadının yoksulluk ve yoksunluk sarmalını kırıp fırsat eşitliğini sağlayacak politikalar ile yarına sağlam adımlar atmalarını destekleyeceğiz. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günümüz UMUTLU olsun.”