DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Dülger, Genel Sekreter Umut Arık ve GİK Üyesi Ayfer Arat ile birlikte Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsü Başkanı Gözde Dizdar ve beraberindeki heyeti Genel Merkez'de kabul etti.
Demokrat Parti'nin, Türkiye'nin en önemli siyasi geleneği olduğunu vurgulayarak, medeni ülkelerdeki gelişmeyi kendi ülkesinin insanına sağlayabilmeyi misyon edindiğini belirten Soylu, DP bir Türkiye partisidir. DP barışın teminatıdır, birliğin teminatıdır, öncelikleri farklıdır. DP atlattığı badirelerden dersler çıkararak yol haritasını çizmiştir. DP, AP ve DYP hep millet tarafında yerini almıştır. Türkiye bunu kabul etmiyor, çıkar çevrelerinin yanında yer almak gerekmektedir. dedi.
DP BİR DEVRİM PARTİSİDİR
Soylu konuşmasında Türkiye'nin dış politikasına da değinirken, Türkiye'nin dış politikasının 7 yıldır batık gemi gibi idare edildiğini vurgulayarak, Her 10 cümlemden birini dünya ile bütünleşmek diye ortaya koyuyorum. Türkiye 21. yüzyılda diğer ülkelerle rekabet edebilme şansını ortaya koyabilmelidir. DP, AP dünyanın değişim süreçleri içerisinde hep Türkiye'yi doğru yönlere yöneltmiştir. DP bir devrim partisidir. DP olmasaydı bugünkü siyasi partiler kendi düşüncelerini ve fikirlerini istedikleri gibi ifade edemezlerdi. Türkiye stratejik sektör olarak doğu ile batı arasında kurduğu köprüde proaktif bir rol almalıdır. Biz bu toprakların barış iksiriyiz, sosyal dengesiyiz. Dünyadaki güç dengeleri, öncelikler değişiyor. Politikalarını iyi yönlendiren ülkeler dünyanın önder ülkeleri konumuna yükseliyorlar. Biz önder ülke olmalıyız. Olmazsak bu topraklar tabii bir ulusu üzerinde barındırmaz, çünkü çok kıymetlidir. DP'nin itirazı bunadır. Biz tabii değiliz biz yöneteniz, yönlendireniz. DP projesi cumhuriyetin demokrasiyle taçlandırıldığı projenin adıdır dedi.
SİYASET BUGÜN HIRSIZLIK ÜZERİNE BİNA EDİLMİŞTİR
Konuşmasında siyasi partileri eleştiren Soylu, Hırsızlık sadece madde mal çalmak değildir, hırsızlık insanların maneviyatlarını çalmaktır. Siyaset bugün hırsızlık üzerine bina edilmiştir. Türkiye bundan kurtulmalıdır. Türkiye'nin en büyük dinamizmi fukara kesimdir, üreten kesimdir, çalışan kesimdir. Türkiye 10 yıldır bu kesimi durgunlaştırmaktadır. Türkiye'nin üzerinde esas oynanan oyun budur onu üretmekten alıkoymaktır, onu boğmaktır. Türkiye özgürlükçü olmalıdır ne kadar özgürlükçü olursa o kadar zenginleşir. Ne kadar demokratik olursa o kadar kalkınır, ne kadar şeffaf olursa dünayda birinci ligdeki ülkelerin seviyesine o kadar çabuk çıkar. sözleriyle konuşmasını bitirdi ve ardından enstitü öğrencilerinin sorularını yanıtladı.