Dünya siyaseti, kendine ait çok önemli kırılmalardan geçmektedir. 20. Yüzyılda Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarıyla şekillenen küresel rekabet, meydana getirdiği yıkımı tekrarlamamak adına 21. Yüzyılda çatışma alanı olarak kendisine Ortadoğu’yu seçmiş ve bu rekabetin terör örgütleri ve gruplar üzerinden yürütüldüğü “Vekâletler Savaşı” ile dünyayı karşı karşıya bırakmıştır. Özellikle birinci dünya savaşı sonrasında cetvelle çizilmiş sınırlar, bu çatışmalara zemin hazırlamıştır.
Yine dünyanın tükenen veya dengesi değişen enerji kaynakları, değişen iklim yapısı, doğu ve batı arasındaki gelişmişlik farklılıkları, nüfus yapısındaki ve niteliğindeki farklılıklar terör ve şiddet olgusuyla birleşmiş ve küresel çaptaki göç hareketlerini tetiklemiştir.
Bütün bu gelişmelerin neticesinde dünya siyaseti kendine ait yeni parametreler, yeni hedefler tanımlamakta, buna uyum sağlayabilen ülkeler kazançlı çıkmakta, uyum sağlayamayan ve bu değişimi ıskalayan ülkeler ise kendi gelecekleri adına bundan zararlı çıkmaktadır.
Mevcut yeni parametrelere uyum sağlamak bir yana, ülkemizin normal siyasi dengesini, demokratik kurum ve teamüllerini bile olması gerektiği şekilde sağlayabildiğini iddia edebilmek, yaşanan tarihi sürece bakıldığında maalesef mümkün değildir. Demokrat Parti’nin iktidara geldiği 1950’den bugüne kadar yaklaşık her on yılda bir yaşadığımız askeri darbe ve muhtıraların varlığı, bunların neticesinde yazılmış iki darbe anayasasının sınırlayıcı etkilerinin halen sürmekte olması, sadece belirli çevrelerde değil bütün kamuoyunda bir değişim talebini görünür kılmıştır.
7 Haziran seçimleri sonrası hükümetin kurulamamış olması ve seçimlerin tekrarlanması, 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişimi, siyasi hayatımızdaki bu sorunların geçmişin acemiliklerinden değil, doğrudan doğruya sistemden kaynaklanan sorunlar olduğunu açıkça ortaya koymuştur.
Bütün bu gelişmeler neticesinde ülkemizde, anayasadaki hükümet sistemi üzerinde değişiklik yapılmasını öneren bir teklif önce yüce meclisimizin onayına sunulmuş, ardından da 16 Nisan 2017’de aziz milletimizin takdirine arz edilmek üzere karar alınmıştır.
Günümüz siyaseti elbette ki siyasi partiler merkezinde, ancak tek aktörü siyasi partiler olmayan bir yapıya sahiptir. İnsanlarımız, bazı konularda kendi oy verdikleri partilerden bağımsız olarak da kanaat kullanmak istemekte ve bunu sivil toplum yapılanmaları veya platformlar aracılığı ile dile getirebilmektedir.
16 Nisan’da gerçekleştirilecek referandumun konusunun partiler üstü bir mesele olduğu noktasından hareketle, toplumumuzun değişik kesimlerinden değişik siyasal görüşlere sahip kişilerin bir araya gelmesi ile oluşturduğumuz TRABZON SİVİL KANAAT PLATFORMU’nun bu çerçevede önemli bir farkındalık oluşturacağına inanıyoruz.
İnsanımızın herhangi bir siyasi partiye angaje olmadan tercihlerini ifade edebilecekleri, referandumun konusu hakkında doğru şekilde bilgilenebilecekleri, ülkemizin geleceğinin şekillenmesi ile ilgili gördüğümüz bu meselede günlük popülist siyasi argümanlardan arınmış bir tartışma ortamı oluşturabileceğimizi düşünüyoruz.
Gerek yurt içinde, gerekse yurt dışındaki belli odakların, referandumdaki argümanları kasıtlı olarak manipüle ettiğini, tartışmaların, değişiklik maddelerinin içeriği ile hiç ilgisi olmayan mecralara çekildiğini üzülerek görmekteyiz. Böyle önemli bir konuda insanımızın tercihlerinin, yanlış bilgilendirmeye veya 40 yıllık ezberlere teslim edilmemesi ülkemizin geleceği için hayati önem taşımaktadır.
TRABZON SİVİL KANAAT PLATFORMU olarak amacımız, herhangi bir siyasi partinin yan kuruluşu olarak çalışmak değil, bilakis 16 Nisan’da oylamaya sunulacak anayasa değişiklik paketine ilişkin gündemin, günlük siyasi tartışmalar bağlamından çıkarılarak doğru düzlemde ve geleceğe dönük olarak vatandaşlarımızla buluşabilmesini sağlamaktır. Güncel tartışmaların tasallutundan sıyrıldığımız müddetçe ve değişiklik paketinin maddelerini, sonuçlarını, geçmişte yaşanan demokrasi kayıplarını ve hâlihazırdaki darbe ürünü sistemin açıklarını doğru anlatabildiğimiz ölçüde, ülkemizin bu süreci en doğru şekilde değerlendireceğine ve çocuklarımızın geleceğine yönelik önemli bir adım atabileceğimize inanıyoruz. Milletimizin bu kararında, Trabzon’un kadim medeniyet aklının ciddi katkılar sunacağına inanıyor, sivil siyasetin gücüne inanan herkesi, siyasi bir seçim olmayan ama demokrasi adına önerilen bir sistem değişikliğinin oylanacağı 16 Nisan referandumunda doğru tercih adına bu çatı altında buluşmaya ve katkı vermeye davet ediyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz. •Sait ACAR • Sayım ADANUR •Bekir AKTÜRK • Volkan ALBAYRAK • Turan ALTUNTAŞ • Aşkın ASAN • Mehmet ATMACA • Ergin AYDIN •Nuri AYDIN • Tufan AYDOĞAN • Hüseyin BALABAN • Ali Haydar BAŞ• Süleyman BAYKAL • Adnan BAYRAM• İmdat BAYRAM •Cemal BİNLER• Erol BİRSEN •Köksal BOZ • Figar BOZKURT • Şaban BÜLBÜL • İhsan BÜLBÜL • Yılmaz BÜYÜKAYDIN • Mehmet CİRAV • Kaya ÇAKIR • Mihmail ÇAKMAK • Cemil ÇARKACI • Ragıp ÇİLENK • Ali ÇOLAK • Eyüp ÇUVALCI • Nihat DEMİR • Tayar DEMİR • Ertuğrul DOĞAN • Abdulkadir DURSUN • M.Şadan EREN • Muzaffer ERMİŞ • Hamza ERTUNGA • Oktay GÜL • Metin GÜNEŞ • M.Suat HACISALİHOĞLU • Davut İLİK • Murat İSKENDER • Ali KAAN • Zeyyat KAFKAS • Fatih KALKIŞIM • Metin KARA • Mehmet KARA • Hacı KAYA • İrfan KELEŞ • Şükrü Güngör KÖLEOĞLU • Yılmaz Bahattin KUZUR • Mustafa MANGAN • Necmi MAZLUM •Osman MEMİŞ • İsmail MERCAN • Mehmet SAĞIR • Ahmet SARI • Emirhan SEÇKİN • İlyas Edip SEVİNÇ • Ahmet SİVRİKAYA • Muhammet SİYAH • Mehmet ŞENTÜRK • Tuna TAŞKIN • Fatih TEKKE • Ömer TOPALOĞLU • Muharrem USTA • Gürol USTAÖMEROĞLU • Adem YARDIM • Mustafa YAYLALI • Taner YAZICI • Hikmet YILMAZ • Nusret YILMAZ
İlandır
Trabzon Sivil Kanaat Platformu açıklaması
Trabzon Sivil Kanaat Platformu açıklaması