CHP, Hrant Dink suikastı, Rahip Santoro cinayeti ve Malatya'daki Zirve Yayınevi katliamının birlikte incelenerek aynı örgüt tarafından işlenip işlenmediğinin araştırılması amacıyla Meclis Araştırması açılmasını istedi.
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ve arkadaşlarının imzasıyla TBMM Başkanlığı'na gönderilen Meclis Araştırması açılması isteminin gerekçesinde, Türkiye'nin son yıllarda toplumu derinden sarsan cinayetlere sahne olduğu belirtildi. Gerekçede, Rahip Andrea Santoro'nun öldürülmesi ile başlayan ve Hrant Dink'in katledilmesi ve Malatya'da Zirve Yayınevi baskını ile devam eden sürecin toplumda büyük bir huzursuzluğa yol açtığı ifade edilerek, her olay sonrasında faillerin yakalandığı ve kısa süre içinde yargı önüne çıkartıldığı belirtildi.
Ancak gerek soruşturma sırasında, gerekse kovuşturma sürecinde ortaya çıkan gelişmelerin olayların arkasını açıklığa kavuşturamadığı belirtilerek, Malatya'da biri Alman uyruklu üç kişinin vahşice öldürüldüğü misyoner katliamıyla ilgili davanın dosyasından çıkan yeni bilgilerin katliamın planlanma ve uygulama sürecinde yaşananların Hrant Dink cinayetiyle büyük benzerlikler taşıdığını ortaya koyduğu belirtildi. Gerekçede, Malatya'daki katliamın bir numaralı sanığı Emre Günaydın'ın 'Türkiye'yi bunlara teslim edemezdik' ifadesinin, Dink cinayetinde Trabzon TEM Şube Müdürü'nün söylediği önü sürülen 'Bayrak yere düştü, onu Erhan ve Yasin kaldıracak' sözü ve katil zanlısı Ogün Samast'ın 'Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez' yazılı bayrak önündeki pozlarını hatırlattığı belirtildi.
Ayrıca, Emre Günaydın'ın da Samast gibi bir başka partinin gençlik örgütüne üye olması ve Samast gibi yakın dövüş eğitimi alması, şehir dışında silah talimi yapmasının her iki sanığın da kişilik olarak benzerliklerini ortaya koyduğu belirtildi. Malatya katliamından önce beş cevşen alınması ve Samast'ın cebinden bayrak çıkmasının da birbirini andırdığı ifade edildi.
Dink cinayetinin işlendiği yerdeki kameranın sabah ve öğle arasındaki kayıtlarının kaybolması ve Emre Günaydın'ın odasına yerleştirilen kameradaki kayıtların kopyalanabilme özelliğinin bulunmamasına da işaret edilerek, Dink cinayetinde olduğu gibi Malatya katliamı sonrasında da emniyet ve jandarma mensupları hakkında görevi ihmal ve suçun önlenmesi sorumluluğunun yerine getirilmediği iddiası ile soruşturma yapılmasının istendiği belirtildi. Her üç olayın bir diğer ortak noktasının da öldürülenlerin etnik köken ve inanç bakımından farklı kültürlerden olduğuna işaret edilerek, "Yargı tarafından sonuca bağlanmış olan Rahip Andrea Santoro cinayeti dahil, Hrant Dink ve Malatya katliamının birbiriyle bağlantılı şekilde geniş kapsamlı ele alınması ve aynı örgüt tarafından gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması amacıyla Anayasa'nın 98., TBMM İçtüzüğü'nün 104 ve 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırılması açılmasını istiyoruz" denildi.