Trabzonlu Bakan Varank açıkladı: 3-4 gün belimde silahla dolaştım

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ameliyat olacağı günlerde, 7 Şubat MİT krizi ile uğraşıyorduk. Hastanede sadece Cumhurbaşkanımızın ailesi vardı. Hiç unutmuyorum, 3-4 gün boyunca hastanenin izole edilmiş katında belimde silahla dolaştım" dedi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Bakanı Trabzonlu Mustafa Varank, Sabah Gazetesi'ne verdiği röportajda, FETÖ ile mücadeleyi ve 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde şehit olan ağabeyi Prof. Dr. İlhan Varank'ı anlattı.

Varank ayrıca, Cumhurbaikanı Erdoğan'ın ameliyat olduğu günlere değinerek "Sayın Cumhurbaşkanımızın ameliyat olacağı günlerde, 7 Şubat MİT krizi ile uğraşıyorduk. Açıkçası kime güvenebileceğimizi bilmediğimiz puslu günlerdi. Cumhurbaşkanımızın ameliyatının günü, yeri, saati, koruma polislerine dahi bildirilmemişti. O gün hastanenin içinde sadece Cumhurbaşkanımızın ailesi vardı. Hiç unutmuyorum, 3-4 gün boyunca hastanenin izole edilmiş katında belimde silahla dolaştım" ifadelerini kullandı.

Varank, FETÖ'nün yalnızca bu toprakların değil, tarihin gördüğü en alçak, en sinsi yapı; ruhunu, vicdanını, tüm varlığını, en yüksek bedeli kim ödüyorsa ona satmaktan çekinmeyen, görevi icabı takiyeyi, inkarı, gizlenmeyi, yalanı ve iftirayı kendine yöntem edinen bir örgüt olduğunu belirtti.

Bakan Varank, şunları kaydetti:

"Öncelikle şunun çok iyi anlaşılması lazım, FETÖ kendini din adamı olarak göstermeye çalışan bir sapığın inşa ettiği inanç anlayışı etrafında kümelenen, Türkiye'nin varlığına, birlik ve bütünlüğüne kastetmek üzere kiralanmış bir tetikçi yapılanmadır. Görev yerleri Türkiye olduğu için 'dindar' kisvesi altında işlerini görüyor olabilirler ama bu örgüt Latin Amerika'da yapılandığında yılmaz bir 'devrimci', Çin'de örgütlendiğinde azılı bir 'Maocu', Avrupa'daki operasyonlarında ise dört dörtlük bir 'seküler' olarak karşınıza çıkabilir. Yani bunların kendi sapkın inançları dışında herhangi bir kültüre, medeniyete, inanca aidiyet duymaları mümkün değil."



"TÜRKİYE, ERDOĞAN'IN ÖNDERLİĞİNDE BU ÖRGÜTÜ İFŞA EDEBİLDİ"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çoğu zaman tek başına verdiği mücadele sayesinde ortaya çıkan bir gerçek olduğunu aktaran Varank, "Bunlar demokrasinin, milli iradenin tam karşısında olmalarına rağmen yeri geldiğinde demokrasiyi, yeri geldiğinde şeffaflığı kendilerine slogan düzeyinde de olsa maske olarak kullanabiliyorlar. Açıkçası bu noktada başarılı da oldular. Devasa himmet ağlarına, mafyavari yapılanmalara, uluslararası kaçakçılıklara, karanlık bağlantılara sahip olmasına rağmen bu örgüt, yıllarca bir sivil toplum hareketi gibi görünmeyi başardı. Ancak hamdolsun Türkiye, Cumhurbaşkanımızın önderliği ve milletimizin feraseti sayesinde bu örgütü ifşa edebildi, daha da önemlisi karşısına dikilip mücadele etti." ifadelerini kullandı.

"FETÖ, AK PARTİ İLE BÜYÜDÜ" SÖZLERİNE YANIT
Bakan Varank, Türkiye'deki operasyonlarına yarım asır önce başlamış, devlet içindeki yapılanmasını on yıllardır sürdüren, yıllar boyunca Cumhurbaşkanlarıyla, Başbakanlarla, milletvekilleriyle, sanat ve spor dünyasının kilit isimleriyle içli dışlı olduğunu saklama gereği duymayan ve Recep Tayyip Erdoğan'dan önceki hiçbir siyasi liderin, karşısına dikilmeyi, mücadele etmeyi göze alamadığı bir örgütten bahsedildiğini vurgulayarak, siyasi çıkarları uğruna "FETÖ AK Parti'yle büyüdü" ya da "AK Parti'den önce FETÖ bu kadar güçlü değildi" diyenlerin, bu yanlışı kasıtlı yapmıyorsa bu yalın gerçeği göz ardı ettiğini belirtti.

Kişisel olarak bu yapıya karşı hep ihtiyatla yaklaştığını ancak kamu görevi yaptığı, birtakım sorumlulukları taşıdığı için reflekslerini kontrol etmesi, vereceği kararların sonuçlarını iyi hesaplaması gerektiğini ifade eden Varank, tüm bunlarla beraber, bazı kırılma noktalarının artık mücadeleyi kaçınılmaz hale getirdiğini belirtti.

"BÖCEKLERİN BULUNMASIYLA FETÖ DEŞİFRE OLDUĞUNU FARK ETTİ"
Erdoğan'ın Başbakan olduğu dönemde emniyetin rutin arama-tarama faaliyetlerinin olduğunu hatırlatan Varank, o zamanki Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala'nın, bu aramaların verimliliğiyle ilgili tereddütleri olunca konuyu MİT Müsteşarı Hakan Fidan'la istişare ettiğini, aramaları MİT'ten profesyonel bir ekibin de kendi ekipmanlarıyla yapması önerisini Erdoğan'a arz ettiklerini aktardı.

"ERDOĞAN'IN ÇALIŞMA OFİSİNDE VE KÜTÜPHANESİNDE BÖCEK BULUNDU"
Erdoğan'ın, ekibin başında durması için kendisine talimat verdiğini anlatan Varank, şunları söyledi:

"Zaten Cumhurbaşkanımızla ilgili mekanlarda polis de bir faaliyet yapsa mutlaka ben takip ederdim. Sanırım, 2011 yılının son günleriydi. MİT ekibinin yaptığı aramada ilk olarak Keçiören'de, Cumhurbaşkanımızın evinin altında ofis olarak kullandığı kütüphanede çoklu priz içinde elektrikten beslenen bir dinleme cihazı tespit edildi. Burası, Sayın Cumhurbaşkanımızın devletin güvenliğiyle alakalı çok mahrem görüşmeler yaptığı bir yerdi. Benzer şekilde, Başbakanlık Konutu'nda kullandığı çalışma ofisinde de böcek diye tabir edilen bu cihazları bulduk. Bu cihazlar devlet ricalinin halen kullandığı kriptolu sabit telefonlara çok yakın yerlere ustaca yerleştirilmişlerdi. Yani, özellikle bir arama tarama faaliyeti yürütmediğiniz takdirde bunları bulmanız mümkün değildi. Bu böceklerin bulunması, FETÖ'nün Türkiye'ye karşı açıktan operasyonlara başlamasının miladıdır. Tabii bu ortaya çıkınca, örgüt deşifre olduğunun farkına vardı. Artık panikle hareket ediyorlardı. İşte biraz da bu yüzden, bu ifşayı yapan Milli İstihbarat Teşkilatına ve Hakan Bey'e yönelik 7 Şubat operasyonuna yeltendiler."

"HASTANEDE 3-4 GÜN BOYUNCA BELİMDE SİLAHLA DOLAŞTIM"
O döneme ait bir hatırasını da aktaran Varank, şu ifadeleri kullandı:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın ameliyat olacağı günlerde, 7 Şubat MİT krizi ile uğraşıyorduk. Açıkçası kime güvenebileceğimizi bilmediğimiz puslu günlerdi. Cumhurbaşkanımızın ameliyatının günü, yeri, saati, koruma polislerine dahi bildirilmemişti. O gün hastanenin içinde sadece Cumhurbaşkanımızın ailesi vardı. Hiç unutmuyorum, 3-4 gün boyunca hastanenin izole edilmiş katında belimde silahla dolaştım. Sonradan anladık ki bu ameliyatın tarihini bir şekilde öğrenen FETÖ bundan faydalanmaya çalışmıştı. Savcılar, MİT Müsteşarımızı ifadeye çağırıp daha sonra tutuklamak üzere hareket ediyorlardı. Cumhurbaşkanımız, dakikalar sonra ameliyathaneye inecek olmasına rağmen aklında kendi sağlığı değil bu mesele vardı. Hakan Bey'i, ilgili kişileri arayarak bu apaçık operasyona asla teslim olunmaması ve ifadeye gitmemesi talimatını verdi."

Yorum Yap
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Siyaset Haberleri