Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, "Teknoloji hamlemizin en önemli ayağı, 'yerli ve milli üretimdir.' Yerli sanayinin önemini; Afrin Harekatı'nda bir kez daha gördük. Bu coğrafyada kendi milli ve yerli unsurlarımıza dayanmadan, bunlardan güç almadan söz sahibi olamayacağımızı biliyoruz. İşte bu gerçekten hareketle; yerli ve milli sanayi konusunda, son yıllarda önemli mesafeler aldık" dedi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Türkiye’de Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Uygunluk Değerlendirme Faaliyetleri Çalıştayı’na katıldı. Özlü, çalıştayda yaptığı konuşmada Afrin’de bölücü terör örgütü PKK ve onun uzantılarına karşı yürütülen Zeytin Dalı Harekatı ile ilgili şunları söyledi:
"Şehit olan kahramanlarımıza, Allah’tan rahmet, Türk Silahlı Kuvvetlerimize ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Askerlerimiz, Zeytin Dalı Operasyonu'nda her gün yeni destanlara imza atıyorlar. Milletimizin gücü, vatandaşlarımızın duası ve devletimizin bütün imkanları; Mehmetçiklerimizin arkasındadır. Herkes bilsin ki; sınırlarımızda hiçbir biçimde, bir terör devleti kurulmasına izin vermeyeceğiz. Türkiye düşmanlığı üzerinde ittifak edenler, boşuna heveslenmesinler. Nasıl ki; bin yıldır hevesleri kursaklarında kaldıysa, kıyamete kadar onların heveslerini, tarihin çöplüğüne atmaya devam edeceğiz. Sınırlarımıza yığdıkları teröristler; hiçbir kutsalları olmayan, hiçbir değerleri olmayan, tetikçi, kiralık katil sürüleridir. İster adı PKK olsun, ister PYD olsun; bizim camilerimizi hedef alacak kadar alçalan bu soysuzlardan hesap sormak, boynumuzun borcudur."
"Bu coğrafyada, Türkiye’nin onaylamadığı, kabul etmediği denklemlere yer yoktur. Burada bizim dediğimiz olur"
Fırat Kalkanı Harekatı'nda olduğu gibi, Afrin’de de katilleri temizlemeye kararlı olduklarını belirten Bakan Özlü, "Bu katil sürülerine arka çıkanlar, onlara hamilik yapanlar, bedava silah verenler; büyük bir yanılgı içindedirler. Sınırlarımıza yığdıkları bu katil sürüleri, meşru değildir. Meşru olan tek şey; Türkiye’nin mücadelesidir. Türkiye’nin her hamlesi meşrudur ve barış içindir. Bizim bu meşru mücadelemiz karşısında, hiç kimse bize hariçten gazel okumasın. Bu hariçten gazellere de, kuru gürültülere de karnımız toktur. Herkes şunu aklına iyice kazımalıdır: Bu coğrafyada, Türkiye’nin onaylamadığı, Türkiye’nin kabul etmediği denklemlere yer yoktur. Burada bizim dediğimiz olur. Türkiye’ye rağmen, Türkiye’yi dışlayarak; buralarda hiç kimse at oynatamaz" ifadelerini kullandı.
"Yerli sanayinin önemini Afrin Harekatı'nda bir kez daha gördük”
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak çok önemli ve tarihsel görevleri yerine getirdiklerini söyleyen Bakan Özlü, "Ülkemizi geleceğe taşıyacak projelere, yatırımlara imza atıyoruz. Bildiğiniz gibi; 2018 yılını teknolojide atılım yılı olarak belirledik. Teknoloji hamlemizin en önemli ayağı, 'yerli ve milli üretimdir.' Yerli sanayinin önemini Afrin Harekatında bir kez daha gördük. Bu coğrafyada kendi milli ve yerli unsurlarımıza dayanmadan, bunlardan güç almadan söz sahibi olamayacağımızı biliyoruz. İşte bu gerçekten hareketle yerli ve milli sanayi konusunda, son yıllarda önemli mesafeler aldık. 'Yerli ve milli üretim' için bütün kaynaklarımızı seferber ediyoruz. Ülkemize teknolojik üstünlük kazandıracak projeleri, birer birer hayata geçirmeye başladık. Bugün silahlı insansız hava araçlarından güdümlü füzelere, kritik silah ve mühimmatlara kadar pek çok ürün için artık kapı kapı dolaşmıyoruz. Güçlü bir ülke olarak, kendi çıkarlarımız doğrultusunda kararımızı veriyoruz, irademizi ortaya koyuyoruz ve gerekeni yapıyoruz. Milli duruyoruz, yerli vuruyoruz. Siyasetteki milli duruşumuzu, yerli sanayi üretimiyle güçlendiriyoruz" şeklinde konuştu.
"Türk malı algısını güçlendirmek zorundayız"
Artık uluslararası ticaretin yepyeni bir yöne doğru ilerlediğini belirten Özlü, sözlerine şöyle devam etti:
"Daha ucuza, daha çok mal üretmek yerine; güvenli ürün üreterek ülke malı imajını korumak, katma değeri yüksek ürünlerle ihracatı artırmak önemli hale geliyor. Bu ürünlerle, dış pazarlara herhangi bir teknik engelle karşılaşmadan serbestçe girebilmek kolaylaşıyor. Dolayısıyla daha kaliteli ve güvenli ürün üretimi, sürdürülebilir ihracat artışı için önem taşımaktadır. Bu hedef doğrultusunda, yeni pazarlara açılmak adına, 'Türk malı imajının' tüm dünyada kalite ve güvenlik ile birlikte anılması elzemdir. Dolayısıyla, Türk malı algısını güçlendirmek zorundayız. Bu imajın, güçlü bir kanıya dönüşebilmesi ise, mevzuata ve güvenlik kriterlerine uygun üretimle mümkün olacaktır. Tam bu noktada, piyasa gözetimi ve denetimi, önemli bir iktisadi araç olarak karşımıza çıkmaktadır. Etkin bir piyasa gözetimi ve denetimi sisteminin kurulması; ürünlerimizin uluslararası piyasalarda herhangi bir engelle karşılaşmadan dolaşmasını sağlayacaktır. Diğer yandan; ihracatımızın artmasına ve bu sayede üretimin ve istihdamın büyümesine de katkı sağlanacaktır."
"Türkiye olarak standart belirleme yarışının gerisinde kalamayız"
Çağımızda küresel standartları, gelişmiş ülkelerin belirlediğini vurgulayan Bakan Özlü, "Gelişmiş ülkeler, bir yandan standart belirlerken, diğer yandan elde ettikleri avantajları, kendi pozisyonlarını korumak için kullanmaktadır. Standartlar üzerinde etkili olanlar, dünya ticaretine de yön vermektedir. Biz, Türkiye olarak standart belirleme yarışının gerisinde kalamayız. Bu nedenle, ülkemizin hedefi, standartlara uymak ve takip etmekten çok, bu standartları belirlemek olmalıdır. Bu süreçte en büyük dayanağımız hiç şüphesiz Türk Standartları Enstitüsü’dür. Öncelikli olarak yurt içi pazarda olmak üzere, uluslararası alanda da TSE’nin etkin rol alması gerekmektedir. Ülkemiz açısından, standartlar ve piyasa gözetimi ve denetimi, büyük öneme sahip alanlardır. Bu faaliyetleri yürüten TSE’nin, hem yapısal, hem de yürüttüğü hizmetler anlamında, bir dönüşüme ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bu kapsamda, bugünkü çalıştaydan elde edilecek sonuçların, gerek TSE’nin yapısal dönüşümüne, gerekse piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetlerinin daha etkin yürütülmesine, katkı sağlayacağına inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu.