Trabzon Saadet partisi il teşkilat başkanı Dt. Mustafa Yılmaz Türkiye'nin ekonomik durumu hakkında basına açıklamada bulundu.
Yılmaz,Türkiye'nin şuanki ekonomik durumunun hiç iç açıcı olmadığını söyledi. Yıldız konuşmasına şöyle devam etti.''Milli görüş:Menfaat ve çıkar için değil, inandığı doğrular etrafında bir araya gelen topluluktur.Kişilerin peşinde koşmak olmaz. Çare kendi inancımız etrafında kenetlenmektir.İmtihan edilmeden zafere ulaşılmaz.Sekiz yıllık bir dönemin sonunda gelinen noktada bir muhasebe yapmalıyız.Bir ülkede işsizlik düşüyor, üretin artıyor ve paylaşım adilse ekonomi iyiye gidiyor.
İŞSİZLİK ARTIYOR !!
Ancak ülkemizde ekonomik durum hiç de iç açıcı değildir. İşsizlik düşmüyor, artıyor. Üretim durma noktasına gelmiş. Gelir paylaşımında ki adaletsizlikten dolayı bir avuç rantiyeci zenginleşirken kitleler yoksullaşıyor, fakirleşiyor. Her 5 kişiden biri yoksul. Kırsal bölgelerde 2008 yılında yoksulluk %34,62 iken 2009 yılında %38,69 a yükseldi. Türkiye aslında yoksul bir ülke değildir. Kasten veya gafletle fakirleştirilmiş zengin bir ülkedir. Bunun nedeni ; dış mihraklar ve iç uzantılarının planlamaları sonucudur. 28 şubat süreci ile iş başına getirilen hükümetlerin IMF politikalarıdır.
28 şubat sonrası Mesut Yılmaz başkanlığında ki hükümet yolsuzluktan düşmüş yerine Ecevit azınlık hükümeti kuruldu. Artında ABD. Apo yu Ecevit’e teslim etti. 1999 da yapılan seçimler sonucunda Ecevit’in başkanlığında kurulan ANASOL-M (DSP.-MHP.-ANAP.) Üçlü koalisyon hükümetine IMF nın gönderdiği Kemal Dervişle ekonomi IMF ye bağlandı. 2002 seçimlerinde AKP tek başına iktidar olurken, Kemal Derviş CHP milletvekili olmuş. ancak AKP iktidarı da Dervişin IMF programa devam etti. Hatta Kemal Dervişten taktir de almışlardı. Her iki partinin ekonomik politikaları aynı olunca, halkın yoksulluğuna, üretimin artırılmasına, adil paylaşıma ve halkın sorunlarına çare arama yerine birbirlerine hakarete varan kayıkçı kavgaları yaparak gerçeklerin üstünü örtmeye çalışıyorlar.
9 yıldır büyük bir çoğunlukla hükümet olan AKP. Tarımı ve Hayvancılığı bitirmişl, kurban kesecek hayvan bulamaz hale geldik. Esnaflar tek tek iş yerlerini kapatıyor. Köyler boşalıyor. İnsanlarımız işsiz. Memurlar geçim sıkıntısı içinde. Asgari ücret sadece simit yemeye yeter. Ülkenin fabrikaları, bankaları, borsası, sigortaları, iletişim kurumları özelleştirme adı altında yabancılara satıldı. Alınan paralar borç faizlerine ödenti. Ülkenin borcu 580 milyar dolara ulaştı. Yabancı sermaye adı altında ülkenin kaynakları yabancıların eline geçiyor.
Dışa bağımlılık her geçen gün artıyor. -1992- 95 Çiller hükümetinde bir ton buğdayla 277 litre mazot alınırdı. -1996-97 Erbakan hükümeti bir ton buğdayla 455 litre mazot alınırdı. -1999-2002 Ecevit hükümeti bir ton buğdayla 198 litre mazot alınırdı. -2002-2011 Erdoğan hükümeti bir ton buğdayla 175 litre mazot alınıyor. Bu tabloda çiftçi nasıl üretebilsin. Destek yok. Maliyet fiyatı, ithal fiyatın üstünde. 54. Erbakan hükümetinde Asgari ücretle 40 mutfak tüpü alınıyordu. Şimdi 11 tüp alınıyor. 29 tüpün parası kime verildi. AKP nın 2011 bütçesinde 48 milyar tl faiz ödenecek, 33 milyar tl açık yani (dışardan ve zenginden borç alınacak.) Bu ülkenin 73 milyon insanına iş, aş ve eş ihtiyacı için yapılacak olan yatırım ise 21 milyar tl. 8 yılda AKP nın rantiyecilere ödediği faiz 362 milyar tl dir.
Cumhuriyet döneminin en büyük israfı bu dönemde olmuştur. Bölgemize gelince, bölgemizde üç önemli ürünümüz; tütün, fındık ve çay. IMF politikaları gereği tütüne kota konarak fiyat sabitlenmiş, yıllara yayılarak kota düşürülmüş, üretici giderini karşılayamayınca üretimden vazgeçirilmiş. Fındığa gelince yıllık döviz getirisi 2 milyar dolar. Dünyada üretilen fındığın %70 ni biz üretiyoruz. Ulusal bir ürünümüzdür. Ancak ürün bizim, borsası Almanya nın. IMF emriyle Fiskobirlik devre dışı bırakıldı. TMO iş başına getirildi işi beceremedi. hükümet fındığa sahip çıkmadı. 2005 de fındığa 7 tl fiyat verildi çeşitli oyunlarla fiyat 2 tl indirildi. İyi depolanmadığı için bozulan fındık 50 krş. Yağlığa satıldı. Bugün bizde fındık fiyatı 3,75 tl. Avrupa da 9 avrodur.
Dışa bağımlılıktan kurtularak yeni bir ekonomik programa ihtiyaç vardır. SP İktidarında uygulayacağımız Ortaklık Ekonomisinde; Kamu kaynakları israf edilmeyecektir. Devletin geliri ve gideri denkleştirilecektir. Haksız vergi olmayacaktır. Üreticiye ve çalışana faizsiz kredi verilecektir. Ortaklık ekonomisi devlet tekeline dayanan baskıcı sosyalizm ve sermaye tekeline dayanan faizci kapitalizmin alternatifi olan ilmi ve fıtri bir düzendir. Bu ekonomik düzenle ülkemiz 10 yılda Almanya ve Japonya’nın seviyesini geçecek. Batıya bağlı bu kapitalist faizci ekonomik sistemde zenginin daha zengin fakirin daha da fakirleştiği bir sistemdir.
Dışa bağımlılıktan kurtulmak, Reel üretimi artırmak, adil bölüşümü sağlamak için Saadet Partisinin adil ekonomik düzeninin kurması için Saadet Partisi iktidarından başka da çare yoktur. 54. Erbakan hükümetinde Adil ekonomik düzenin kokusunu halkımıza koklattık. Şimdi önümüzde ki seçimde aslını uygulamak üzere Saadet Partisi teşkilatları olarak kolları sıvadık var gücümüzle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Gün bu gündür. Projelerimizi tüm halkımızla hayata geçirmenin zamanıdır''dedi.