YSK’dan türban yasağı

Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) 2008'de aldığı ve “Sandık alanlarında görev yapacak sandık kurulu görevlilerinin türban takamayacağı”nı belirten kararını 29 Mart öncesi anımsatması, AKP'lilerin tepkisine yol açtı. YSK, 21 Ekim 2007'de yapılan referandumda, İstanbul Kandilli'de oy kullanan bir vatandaşın suç duyurusu üzerine bu kararı almıştı.
Karara göre, siyasi partilerin sandık kurullarında görevlendirecekleri kişilerin türban takmaması gerekiyor. Aksi halde türbanlı sandık görevlisinin kuruldan çıkarılması gerekecek. Türbanlı görevliyi sandık kurulundan çıkarmayan sandık kurulu başkanı hakkında da hapis cezası istemiyle dava açılabilecek. Seçimlerin Temel Hükümleri Hakkında Kanun hükümleri uyarınca, sandık kurulları bir başkan ile altı asıl ve altı yedek üyeden oluşuyor. Mevzuata göre, ilçe seçim kurulları, son genel seçimde ilçede en yüksek oyu alan beş partiden, her sandık için bir asıl, bir de yedek üye adını bildirmesini istiyor. Kalan iki üye kamu görevlileri arasından oluyor. Sandık başı işlemlerini takip etmek üzere, tüm siyasi partiler müşahit veya gözlemci görevlendirebiliyor.
YSK'nın, sandık alanlarında görev yapanların türban takamayacağına yönelik kararı, müşahit, gözlemci ve oy verenleri kapsamıyor. YSK, sadece sandık görevlisi olarak görev yapan kişileri “kamu görevlisi” olarak görüyor. Alınan kararda da bu kişilerin, “kamu hizmeti veren” sıfatıyla görev yapmaları nedeniyle sandık alanında türban takamayacaklarına işaret edildi.

Erdoğan da eleştirdi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, YSK'nın bu genelgesini önceki akşam atv'de şöyle eleştirdi: “YSK 'Sandık kurulunun olduğu yer kamusal alandır. Ona göre kılık kıyafet olmalıdır' diyor. Bu bir memur değil oraya giren. Hizmet veren kişilerin hepsi sandık temsilcisi. Siz bunu nasıl öyle görürsünüz?”
AKP Grup başkanvekilleri Nihat Ergün ile Bekir Bozdağ, hukukumuzda kamusal alan konusunda bir tanım bulunmadığını ve kararın hukuki değil, keyfi olduğunu söyledi.