Trabzonspor'un eski teknik direktörü ve şuanda Osmanlıspor'u çalıştıram Mustafa Akçay başarısının sırlarını anlattı. Akçay, “Elimize kendini ifade etme açlığı olan oyuncular geçirdik. Kulüp yapısı zaten çok iyi. Doğru planlama yaptık ve buradayız” ifadesini kullandı.
İşte tecrübeli hocanın açıklamaları...
‘Plana uygun oyuncular’
“Osmanlıspor’un bu seneki bütçesi 20 milyon TL... Ligin en az bütçesi. Ben savunmaya çok değer veren bir hocayım. Aynı zamanda oyunda ritim isterim. Direkt oyuna ve kontratağa saygı gösteririm. Bunlar stilim. Yeni aldığımız oyuncular bu stile tam istediğimiz gibi oldu. Allah’ın bir teveccühü bu. Sizin kalbiniz lekesiz ve tertemiz ise Allah’ın takdiri sizi ıskalamıyor. Bir şekilde hak ettiğinizi alıyorsunuz.”
‘Önce lig geliyor’
“Tökezlediğimiz zamanlar da oldu. Sistemimizle alakalı reflekslerimiz biraz yavaş gelişti ama taktiğimizi sahiplendik. Mesela birkaç şey yapıyoruz ama doğru yapıyoruz. Futbolda doğru oyun; atak sonlandırma, 3. bölge davranışlarınız, savunma, kademe ve ters kademeyle olur. Bunlar can alıcı noktalar. Ülkemizde 3. bölge ve savunma refleksleri Avrupa’nın çok gerisinde. Nedeni bu alanlarda az çalışılması. Pozisyon oyununa yönelik oyuncu tipleri gerek. Oyuncunun karşısına çıkan sorunda adale ve analitik refleksleri iyi olması lazım. Biz bunu yapmaya çalışıyoruz. Biz zorlandıkça kendimizi ifade etmeye başladık, bu da bize sonuç getirdi. Geçen sezon ikinci yarıda 33 puan toplayarak buralara geldik. Ligi önemsediğim için kızıyorlar ama lig olmadan buraya gelemezsiniz ki!”
‘3 transfer yapacağız’
“Olimpiakos maçına bakmadım hiç. Çünkü transfer hareketliliği var onlarda. Yenilenen rakibe bakmak istiyorum. Şansımız bana göre yüzde 50... Ama onların sahasında gol atarsak yüzde 51’e çıkar. 3 bölgeye transfer yapacağız. Stoper, orta saha ve santrfor. 4’er tane alternatif var. Kenara çok ekstra biri olursa alırız. Bulamazsak mevcutları yukarı çekeceğiz.”
‘Bilim olmadan futbol olmaz’
“Hangi antrenmanı nasıl yapmalısınız, ne kadar tekrar yapmalısınız, bilim bunları bize sunuyor. Biz bunları çalışıyoruz ve kullanıyoruz. İnsan elindeki bilgiyi kullanamıyorsa onun hamallığını yapıyordur. Burada mütevazı davranmayalım. Biz teknik ekip, doktor ve diyetisyenimizle bundan faydalanıyoruz. 10 kişilik bir ekibiz. Menacerimiz de buna dahil. GPS kullanıyoruz. Oyuncularımızın değerlerine sahibiz. Hangi adama ne kadar köfte vereceğimizi biliyoruz. Yemeklerimizi 5 bin kaloriye yakın bir hesapla veriyoruz. Protein ve karbonhidrat takviyelerimiz var. Devre arası, maç içi, maç sonu içeceklerimiz var. Profesyonel sunumlarla edindik bunları. 11 km ortalamasındayız şu an takım olarak. 14-15’i yakalayabilirsek Şampiyonlar Ligi, Premier Lig seviyesine geleceğiz. Topu şu anda 26 dakika kullanıyoruz. Türkiye ortalamasını yakalamışız. Direkt oyunu oynadığımızdan, set oyunu oynamadığımızdan bunu yapmak kolay değil. Çünkü biz hızlıyız, hız arttıkça bunu kontrol etmek zorlaşıyor.”
‘Abdullah Avcı intikam alıyor!’
“Bence Abdullah hoca özellikle A Milli Takım’da yaşadığı tecrübeleri çok olumlu bir kanala akıtarak telafi etti. Orada kaybettiklerini geri aldı. Bu da onun hakkıydı. O dönemde yaşadıkları çok kabul edilebilir değildi. Tekrar bir intikam alır gibi Başakşehir’le birlikte bir çıkış yakaladı. Umarım her antrenör böyle başarılar yaşar”
‘Hep kazanmak zorundasın’
“Ben öyle bir yörede yaşadım ki kazanmaktan başka şansım yoktu. Çocukken misket oynarken bile yenmek zorundasın. Hanımla beraber tavla oynuyorum. Yenildiğimde kafasına tavlayı vurasım geliyor. Genlerim beni zorluyor ama almış olduğumuz kültürle bunları kontrol etmeyi öğrendik. Ama öğrenemeyenler var bu ülkede. Deplasman yasağı yeni kalktı. Bu nasıl bir durum! Demek ki futbol kültürümüzde hâlâ eksikler var.”
‘Başakşehir’in yerinde olmak mı!’
“Avrupa’dan dönüşte oynadığımız maçların çoğu berabere bitti. Yani Avrupa olmasaydı Başakşehir’in yerinde olur muyduk diyenler bunu hesaplayabilirler. 8 beraberliğimizin 4’ünü rahat kazanırdık. 6 maçlık bir kazanamama serisi oldu. Bu süreç Avrupa periyodunun yoğun olduğu döneme denk geliyor. Ama bu tecrübe çok değerli.”
‘Seçimi yapan bedeli öder’
“Oyuncuların zaman zaman milli takıma gidemedikleri için serzenişleri oluyor. Ülke gündemine de geliyor bu. Ben, Fatih hocaya saygı duyuyorum. Oranın sorumlusu o... Karga, yavrusuna hoş görünür ya, biz oyuncularımızı oraya layık görüyor olabiliriz. Dışarıdan bakan bir teknik adamın seçme alanına müdahale etmeyi uygun bulmam. Çünkü bunun bedelini ödeyecek olan odur. Musa Çağıran bazı eksikleri olmasına rağmen o ortamda kendini geliştirebilir. Musa’nın milli takıma gideceğine inanıyorum.”
Transfer nasıl yapılır ustasından dinleyin...
Düşük maliyet
“Bir transfer tek başına bir yönetime, bir de hocaya bırakılamaz. Bugün teknik adamlara hırsız gözüyle bakılıyor. Menacerlerle kurulan kirli ilişkiler durumu bu hale getirmiş. Yönetimlerle menacerler arasındaki oyuncu pazarlama yöntemleri farklı. Neden bu tuzaklara bu kadar kolay düşülür ve aynı hata tekrar edilir anlamak mümkün değil. Bir kişi sizi kandırabilir. Teşbihte hata yoktur ‘eşeklik’ sizdedir!. Ama ikinci kez aynı hatayı yapıyorsanız bu sefer nokta noktadır. Oyuncuların aldığı paralar potansiyelle eşdeğer değil. Oyuncunun vereceği ile aldığı arasında çok farklılık var. Biz kulüpçe bunun önüne geçtik.”
Doğru tercih
“Ben videoya güvenmem. Bir oyuncu alacaksam 8 tane maçını izlerim. Zorluk derecesi yüksek maçlar, kolay maçlar tek tek bakılır ve bunun karmasıyla karar veririm. Futbolcuda oyunun hangi yerindeki gizli potansiyelini çıkaracaksınız bilmelisiniz. Scoutların hangi yönden seçim yapacağına dair bir paradigmanız olması lazım. Bizde kulübün yurtiçi ve yurtdışında çalışan gözleri var. Bilgileri analiz ediyoruz. Geri dönüş yapıyoruz. Kulübün inandığı, çok az da olsa menacer var. Sonra hoca olarak seçmeye geliyor sıra. Bazı kulüplerimizin 3 milyon Euro verdiği oyuncuların bu paraları kesinlikle hak ettiğini düşünmüyorum.”
Değer bulanı sat!
“Ben kulüpçüyüm. Transferde adı geçen oyuncularımız var. Gidenler olursa B ve C planımız var. Umar da Ndiaye de gidebilir. Çünkü Umar da var Ndiaye de var her yerde. Eğer bir oyuncu fiyatını bulursa gider, bırakın gitsin. Kulüp ayakta kalacak ki ben iş bulayım. Yoksa hamallık yaparım, berberlik yaparım!”
FANATİK