1994’te Sayın Erdoğan’la belediyecilikte başlayan bir uygulamamız vardı. 2002’den sonra da sürdü...
Türkiye’nin yerli Muhammet Ali’si Cemal Kamacı Okmeydanı, Olimpiyat Şampiyonu güreşçimiz Hamza Yerlikaya Gaziosmanpaşa, karatenin efsane ismi Haldun Alagaş Ümraniye, NBA yıldızımız Hidayet Türkoğlu’nun adı da Bayrampaşa spor kompleksine konuldu...
TMOK Başkanı Sinan Erdem adını, Türkiye’nin en görkemli salonuna, Gazanfer Bilge’yi B.Çekmece’ye, TFF Başkanı Hasan Polat’ı, Maltepe Stadı’na verdik... Fatih Terim’e torpil yapılarak, hem doğduğu, hem de doyduğu şehirde adı kondu.
✶ ✶ ✶
2002’den beri, Türkiye’yi Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak yöneten ve bu büyük tesisleşmede etkin olan Sayın Erdoğan’ın adı, sadece doğup büyüdüğü semt olan Kasımpaşa Stadı’na verildi... Memleketi Rize Stadı’nı kabul etmedi...
Belediyenin kampanyasına rağmen, istemediğini bildiğimiz Trabzon Akyazı’ya da verilmemeli ve Şenol Güneş adı oraya yazılmalı...
Yine Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yaptığı halde memleketi Kayseri Stadı’na Sayın Abdullah Gül’ün değil Kadir Has’ın ismi verildi... Konya Stadı, Prof. Dr. Necmettin Erbakan veya Davutoğlu değil Torku Arena oldu. Manisa Stadı’na da TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın adı konmadı... En iyi spor bakanı M. Ali Şahin’in adı da Karabük’te yaşatılabilirdi, olmadı...
Spora hizmet eden, milletlerarası gururumuz olmuş, Büyük Atatürk’ün deyimiyle “zeki, çevik, ahlaklı’’ insanların adlarını yaşatmak, ömür boyu topluma “idol” olarak benimsetmek, en büyük hedef olmalı. Tabii ki devleti kuran, yöneten ve de damgasını vuran siyasi liderleri de en büyük projelerde yaşatmalı...
Mesela Atatürk’ün adını, en önemli üniversite, havaalanı, stadyum, cadde vb. yerlere koymalı... Ama ilgili ilgisiz, iyi kötü, sıradan her yere değil...
12 Eylül ihtilali olana kadar Atatürk adıyla anılan tek stadyum, Türkiye’nin en büyüğü olan, 80 bin kişilik, milli maçların oynandığı, uğurlu İzmir Atatürk Stadı’ydı... Evren Paşa ise, değişik adları taşıyan bütün illere Atatürk Stadı adı verdirdi... Cemal Gürsel kendi ili Erzurum stadına adını koydurdu ama onun gibi bütün darbecilerin adı her yerden silindi...
Halbuki, demokrasi veya diktatörlükle yönetilen ülkelerde, böyle bir isim furyası asla göremezsiniz...
Dünya’da Olimpiyatlar’ın yapıldığı bütün stadyumlara bakın, lider ismiyle anılan hiçbir stada rastlayamazsınız...
Almanya’nın 1936 Berlin, 72 Münih, Fransa’nın 1924 Paris, İngiltere’nin 1908, 1948, 2012 Londra, ABD’nin 1932 ve 1984 Los Angeles, 1996 Atlanta, Rusya’nın 1980 Moskova, Çin’in 2008 Pekin, İtalya’nın 1960 Roma, Avustralya’nın 1956 Melborne ve 2000 Sydney, Japonya’nın 1964 ve 2020 Tokyo sadece Olimpiyat Stadı olarak anılır...
✶ ✶ ✶
Oysa bizde 28 Şubat sürecinin gölgesinde spora en uzak lider Süleyman Demirel tarafından açılışı yapılan stada bile Atatürk Olimpiyat Stadı denildi... Tam klasik Türk konjonktürcülüğü... Rüzgara göre laik, iktidara göre dindarlık görüntüsü...
Oysa Atatürk, sadece Kurtuluş Savaşı’nı yapan, Cumhuriyet’i kuran bir lider değil, aynı zamanda tam bir “spor adamı’’ydı... Savaştan çıkmış, beş kuruşa muhtaç bir ülkeyi yönetirken, 1924 Paris Olimpiyatları’na her türlü maddi manevi desteği vererek kafile yollamıştı...
Ekol olarak kabul ettiği Almanya’dan uzmanlar getirterek sporu yapılandırmış ve bizim de en uzun süre başında bulunduğumuz Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nü kurdurmuştu...
İnanıyoruz ki; Atatürk yaşasaydı, kendi adını o kadar çok stadyuma asla verdirmez, şampiyonların adını tercih ederdi...
İsmet İnönü’nün adı 1947’de Cumhurbaşkanı’yken yapımı tamamlanan Beşiktaş’ın stadına verildi... Ancak Bayar- Menderes döneminde adı kaldırılarak Dolmabahçe veya Mithat Paşa Stadı kullanıldı... Sonra İnönü, yeniden gelince tekrar adını aldı...
Stadı yaptırmak devlet adamlarının görevi. İnönü devrinde oldu diye adı İnönü kalacaksa o zaman, son yapılan 50’ye yakın stada da Erdoğan adı mı verilsinÌ... Tabii ki hayır...
Evet, İnönü’nün adı ilinde veya bir başka yerde mutlaka yaşatılmalı ama Beşiktaş’ın yeni stadına bize göre efsane başkanın adı verilmeli ve Süleyman Seba Vodafone Arena olmalı...
Eğer farklı bir lider görevde olsaydı, ne süper lige, ne de tesislere Hasan Doğan ismi verilmezdi... Nitekim, Hakan Şükür’ün adı, konjonktür lehindeyken, bir yerlere verildi, gidişat değişince silindi...
✶ ✶ ✶
Hukuk ülkesinde hiçbir şey kural dışı olmamalı, hiç kimse kafasına göre davranmamalı... Kişiye özel, sevgiye veya nefrete göre de değil, kriterlere göre hareket edilmeli...
Devletin bir yönetmeliği var, o çizgiden sapmamalı... Bir ilde görev yapan bir vali veya belediye başkanı bir isim veriyor, sonra yerine gelen değiştiriyor... Bunları artık yaşamamak gerekiyor...
Bilimden dışarı çıkmayacağız, kurallara uyacağız, muhabbet veya nefrete göre değil, liyakati esas alacağız ve isimlendirmeleri öyle yapacağız...
Atatürk’ü, İnönü’yü, Özal’ı, Erdoğan’ı da unutmayacağız... Yaşar Doğu, Gazanfer Bilge, Naim Süleymanoğlu, Kenan Sofuoğlu, Halil Mutlu, Şenol Güneş, Fatih Terim, Mustafa Denizli, Aydın Örs, Salih Bora. Sinan Erdem, Ali Sami Yen, Süleyman Seba, Şükrü Saraçoğlu, Şamil Ekinci, Şenes Erzik, Uğur Erdener’i de yaşatacağız...
Devlet ve spor bakan ve adamlarımızı, şampiyonlarımızı, milli kahramanlarımızı, sponsorlarımızı, tesis yapan veya destek olan herkesi, hocalarımızı ve sporcularımızı da ihmal etmeyeceğiz... O zaman spor tesislerine “Kimin adı verilsin?”de uzlaşacağız...