Jeoloji Mühendisleri Odası Trabzon Şubesinde 24 Ekim 2009 Cumartesi günü Akyazı Projesine Bilimsel Yaklaşım konulu Cumartesi Söyleşisi düzenlendi. Söyleşide, Karadeniz Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Hidrolik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer Yüksek ve aynı kürsüde öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Osman Üçüncü konuşmacı olarak yer aldı.
Açılış konuşmasını yapan Şube Başkanı Semih PEKER, Trabzon ilinin vizyonu ve en büyük mega projesi olarak halkın önüne sunulan Akyazı Projesi ile ilgili yapılan çalışmaların teknik olarak yetersiz olduğunu gördük ve projeye mühendisçe bakmak istedik.
Projenin detay mühendislik bilgileri olmadan maliyet analizlerinin yapıldığı ve bunun sonucunda; şampiyonluklarımızı yaşadığımız Avni Aker Stadyumu ve çevresinin, otobüs terminalinin, Akçaabat Fatih Stadı ve çevresinin, yetmedi İstanbul da araziler buda yetmedi isterlerse dolgu yapılacak alanın diğer yarısının bile verileceği pazarlıklarını basından hep birlikte öğrendik. Peki, karşılığında ne alıyoruz? Belki bilgilendiriliriz diye bekledik. Ama baktık ki inşaat başlatılıyor ve tesisin temeli belediyelerce gönderilen hafriyat malzemelerle doldurulması düşünülüyor. Tesis inşaatı için önceden konuşulmuş müteahhit şehrimizin temsilcileri ile birlikte özel uçakla geliyor, Trabzon'umuza üsten aşağı bakılıyor, pazarlıklar yapılıyor ve biz sadece seyrediyoruz. Herkes Akyazı projesinin tam ortasında gözbebeğimiz Trabzonspor'umuz var diye susuyor birçok şey görmezlikten geliniyor.
Bu projenin sahil yolu gibi önce imalat sonra proje şeklinde olmamasını istedik. Bunun için konularında uzman bilim adamlarımıza proje sürecini ve nasıl olması gerektiğini danıştık. Görevi, halkımızı en doğru ve yansız olarak bilgilendirmek ve bilinçlendirmek olan odamız, bu gün üzerine düşen bu sorumluluğu yerine getirmektedir dedi.
Prof. Dr. Ömer Yüksek konuşmasında şunları söyledi; Karadeniz Teknik Üniversitesi'nin kuruluş maksatlarının en önemlilerinden biri, Trabzon'un ve Karadeniz'in sorunlarına çözümler bulmaktır. Karadeniz Bölünmüş Yolunun planlama ve projelendirilmesi aşamalarında konunun uzmanlarından bilgi ve görüş alınmayarak pek çok yanlışlıklar yapılmıştır.
Sonuçta, tabiat harikası Karadeniz Kıyıları taşlarla doldurulmuş, sahiller yok edilmiş ve yolun maliyeti önemli ölçüde artmıştır. Yolun yapım aşamasına başlanmadan önce bunlar dile getirilmiş, ancak hiçbir sonuç alınamamıştır. Benzer bir olumsuzlukla karşılaşmamak için bugünden gerekli uyarıları yapmak zorundayız.
Akyazı Projesi son zamanlarda sürekli olarak gündemdedir. Projeyle ilgili çok fazla bilinmeyen, belirsizlik ve soru işareti vardır. Projenin tam içeriğinin ne olduğu belli değildir. Ana hedef bir kruvaziyer liman yapıp, bu limanın kara tarafının, stat, otogar, spor kompleksi vb tesislerle doldurulması mıdır; yoksa asıl gaye dolgu yapılarak üzerinde çeşitli tesislerin inşa edilmesidir de kruvaziyer liman sadece hukuki bir prosedürün yerine getirilmesi için bir ara eleman mıdır?
Kıyı Kanunu, sadece başka yerde yapılması mümkün olmayan liman, mendirek, rıhtım gibi yapıların kıyıda yapılmasına müsaade etmektedir. Oysa otogar, stad, alışveriş merkezi gibi tesislerin kıyıda yapılması zorunluluğu yoktur. Buna göre Akyazı projesi kapsamında düşünülen tesislerin hukuka uygunluğu tartışmalıdır.
Trabzonspor Kulübü Derneği tarafından yaptırılan Trabzon Kruvaziyer Limanı Proje Tanıtım Dosyası'nda ilk etapta dolgu yapılıp bu dolgunun tahkimatla korunacağı, daha sonra ise limanın yapılacağı bilgisi yer almaktadır. Madem liman yapılacaktır, öyleyse ilk önce limanla alan korunur, sonra korunaklı alanda dolgu yapılarak tesisler inşa edilir. Aksi halde, maliyet önemli ölçüde artacaktır.
700 m uzunluğunda bir liman ve yüz binlerce metrekare dolgu yapılacak bu projede, en az 5060 noktada deniz dibi sondajı gereklidir. Bu sondajlar sonucunda deniz tabanının dayanıklılığı, fay, kırık ve tabakalanma gibi jeolojik süreksizliklerin olup olmadığı gibi bilgilere ulaşılır. Liman ve dolgu ile diğer tesisler bu bilgilere göre projelendirilir. Bu kapsamda, yöredeki T mahmuzları civarında yapılan 10 adet sondaj sadece kıyıya yakın bölgede yapılmış olup, proje alanının tamamını temsil etmesi mümkün değildir.
Limanın ve dolgunun projesi mevcut değildir. Kazıklı sistemin uygulanıp uygulanmayacağı belirsizdir. Liman mendireği ve yapılacaksa dolgunun dış tahkimatı için projelendirme yapılmamıştır. Gerekli olabilecek 1215 tonluk taşların hangi taş ocaklarından temin edileceği, bu ocakların sağlaması gerekli şartlar gibi konular açıklığa kavuşturulmalıdır. Bu konularda KTÜ İnşaat, Jeoloji ve Maden Mühendisliği Bölümlerinden, ayrıca projenin ilgili aşamalarında, Harita, Peyzaj Mimarlığı, Şehir Planlama gibi bölümlerden teknik destek sağlanabilir.
Projeye ait bu teknik bilgiler olmadan bir maliyetin belirlenmesi bilimsel olarak mümkün değildir. Maliyeti belli olmayan bir işe karşılık basında geçen teklif ve takaslara anlam verememekteyim. Ne Trabzonspor'a karşıyız, ne de yatırım yapılmasına. Ancak bu proje bir oldu-bittiye getirilmemelidir. Ayrıntılı çalışmalar yapılarak mühendislik kurallarına uygun; emniyetli, ekonomik, estetik, fonksiyonel ve çevreye uyumlu tesisler yapılmalıdır dedi.
Yrd. Doç. Dr. Osman Üçüncü ise konuşmasında şunları söyledi; Proje kapsamında sadece bir 'Proje Tanıtım Dosyası' hazırlanmış olup Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) ve Uygulama Projeleri hazırlanmış değildir. Tanıtım dosyasında proje ile ilgili teknik bilgiler mevcut değildir. İlgili her konuda 'ÇED Projesi ve Uygulama Projesi kapsamındadeğerlendirilecektir' ifadeleri yer almaktadır.
ÇED ve uygulama projelerinin 2 yıldan önce tamamlanması zordur. Bu aşamadan sonra inşaata hemen başlansa bile projenin tamamlanmasının 2015'ten önce gerçekleşmesi imkânsız gibi görünmektedir. Kamuoyuna yönelik olarak projenin 2011'e yetiştirileceği şeklindeki beyanlardan kaçınılmalı ve halka doğru bilgiler sunulmalıdır.
Bütün bu yatırımlara hizmet edecek olan iyi bir biyolojik atıksu arıtma tesisinin (BAAT) de bu sahada yapılması, yapılmayacaksa iyi işleyen bir derin deniz deşarjının burada mutlaka bulunması gerekmektedir. Bu iş içinde yaklaşık olarak arıtma tipine göre 510 hektar arazi gereksinimi duyulmaktadır. Ayrıca bu gibi komplekse içmesuyu temini nasıl sağlanacaktır? Bunun içinde bir çalışmanın varlığı bilinmemektedir. Katı atık toplama ve bertaraf edilmesi için bir saha var mı? Bu işlemler için de Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekir.
Tanıtım dosyasında dolgu sahasından deniz tabanı taramasından çıkabilecek muhtemel çamurların miktarı takriben 400.000 m3 olarak belirlenmiştir. Bunların kullanılıp kullanılmayacağı, kullanılmayacaksa ne şekilde bertaraf edileceği açıklığa kavuşturulmalıdır. Bu durum ÇED raporu olmadan çok anlaşılır olmaz.
Kıyı kanununun 7. Maddesine göre; denizden dolgu yapmak suretiyle kazanılacak alanlar için 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı olması gerekmektedir. Bu uygulama planının içerisinde dolgu yapılacak olan alanın tam olarak koordinatları ile tanımlanmış olması gerekmektedir. Ayrıca bir deniz taban haritasının ortaya konarak deniz tabanının bir topografyasının çıkarılmış olması, jeolojik etütlerin bu alan içerisinde yapılmış olması, muhtemel olan bir deniz taban sıyırmasının olup olmayacağı, çıkan bu çamurun ne şekilde depolanacağı ve kullanılıp kullanılmayacağı, dolgu için kullanılacak olan dolgu taşının nereden taşınacağı, taş ocağı veya ocaklarının uygun olup olmadığı v.b soruların cevap bulması şarttır.
Bulunacak taş ocaklarının da ÇED mevzuatına uygun olarak projelendirilmesi gerekli olup zaman alıcı bir çalışmadır. Sağlıklı bir alan ve sağlıklı bir üst yapının yapılabilmesi için yani mühendislik gözüyle en ekonomik, en sağlam ve en estetik tesislerin oluşabilmesi için bunların mutlaka yapılması gerekir.
Önce başlansın ve istenen her şey (yatırımcı, teknik çalışma v.b) arkadan gelir gibi bir düşünce ekonomik ve sosyal açıdan sağlıklı olmadığı gibi iyi olmayan mühendislik sonuçları getirir. Bu hiç kimse için iyi olmaz. Bu kentte birikimi olan çok insan var konu tam açıklığı ile tartışılmalı ve ortak bir akılla hareket edilmelidir dedi.
Soru ve cevaplar birazdan Haber61'de...