Basının antrenman sahasına girmesini yasaklayan ve görüntü alması için 5 m2’lik yer ayırarak etrafına şerit çektiren Teknik Direktör Alpay Özalan’ın bu uygulaması yönetime takıldı. Yönetim, Özalan’ın çektirdiği şeridi kaldırdı.
Ligde ve kupada aldığı başarısız sonuçlarla taraftarını üzen Samsunspor’da Teknik Direktör Alpay Özalan, basının antrenman sahası içerisine girmesini yasaklamış, basın mensuplarının her zaman çekim yaptıkları yerlere girmesine izin vermeyerek, tesislerin köşesinde şeritle belirlediği alanda çalışılmasını istemişti. Aynı olay bugün de tekrarlandı. Alpay Özalan antrenman öncesinde tesis çalışanlarına talimat vererek, 5 m2’lik alana tekrar şerit çektirdi.
Edinilen bilgiye göre, durumdan haberdar olan Kulüp Başkanı Erkurt Tutu tarafından “Şeridi sökün” talimatının kulüp yetkililerine iletildiği öğrenildi. Futbolcuların sahaya girmeye başlamasının ardından şeridin yanına gelen Samsunspor İdari Menajeri Nedim Öztürk, şeritleri sökerek basın mensuplarını antrenman sahasının içerisine aldı. Basın mensuplarını antrenman sahasının içerisinde gören Alpay Özalan, hızlı bir şekilde antrenman sahasının içine koştu. Teknik Direktör Alpay Özalan, kulüp medya sorumlusu Günhan Parlak ile haber göndererek basın açıklaması yapmayacağını söyledi.
Sakatlıkları bulunan Furkan Köse, Ramazan Övüç, Chibuike, Angan, Larbi ve Ayite antrenmana katılmadı. Furkan Köse, Ramazan Övüç, Chibuike ve Ayite takımdan ayrı salonda çalıştı. Düz koşu ve 5’e 2 top kapma çalışması yapan kırmızı-beyazlılar, yarı sahada yapılan çift kale maçın ardından antrenmanı sonlandırdı.
Samsunspor Taraftarlar Birliği’nden yazılı açıklama
Samsunspor taraftar gruplarının liderlerinin ortak olarak yaptığı yazılı basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Samsunsporumuzun son zamanlarda yaşadığı kaotik durumlarla ilgili Şehzadeler, Şirinler ve Söğütlübahçe taraftar grupları olarak bir açıklama yapma gereği hissettik. Nereden başlasak? Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş. Al birini, vur ötekine. ‘Ayağa kalkacağımız transferler yolda’ diyenlerden mi? ‘Rambo gibi güçlü geldi’ denilen ama kayıktan top atsalar denize yetiştirmeye mecallerinin kalmadığı görülen transferlerden mi? İlk yarı hedefi 41 puan olandan mı? Yoksa kampta en çok beğendiği futbolcuyu iki hafta sonra kiralık gönderenden mi? Atarsın, tutarsın ama gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır maalesef. Boş çuvalın dik durması zordur. Birilerinin güdümüyle bir yerlere gelenler, kendilerini getirenlerin sözlerini ve direktiflerini uygulamak zorundadırlar. Onlara karşı gelmeleri mümkün değildir. Gel gel, git git. Yukarıdaki beş cümle bize, Alpay Özalan’ın bu şehre nasıl geldiğini çağrıştırıyor, nedense. Eskişehirspor’daki başarısızlığını ve ayrılma sebebini siyasi söylemlerle örtmeye çalışan Alpay Özalan’ın kalibrasyon yetersizliği her geçen maçta daha da yüzümüze vuruyor. Adeta boyalar dökülüyor. Nasılsa kimsenin ‘Hoca, sen ne yapıyorsun’ deme şansı yok. Geçmiş yıllarda kadro mühendisliğini iyi yapmakla övünen Erkurt Tutu ve yönetim kurulu bu konuda da çuvallamıştır. Transfer sezonunun son haftasında orta sahada beyin görevini üstlenen Larbi’nin sakatlanmasından sonra yapılan iki transferin de sağ bek olmaları bu konuda en önemli göstergedir. Birçok kere başarısız olduğumuz dış transfer fiyaskolarına rağmen hala daha ülkemiz futbolunu bilmeyen oyunculara yönelmek nasıl bir aymazlıktır, anlaşılır değil. Geçen seneki Tom Muyters, Kevin Brands ve Jeroen Lumu transferlerini kimin yaptığı tartışmaları daha soğumamışken bu senede aynı durumla yine baş başa kaldık. Oysaki Tonia Tisdel, Kibong Mbamba, Tiago Bezerra gibi ülkemizin huyunu suyunu bilen futbolcuları kadromuza katmış olabilseydik uyum sorunu denen illetten uzak olmuş olacaktık. Şimdi yine geçen seneki plağı yeniden dinlemeye başladık. Teknik Direktör yine, ‘Alınan futbolcular benim insiyatifimle alınmadı’ şarkısını ellinci kere dinletiyor bize. Oysaki kendisinin ‘Samaras ve Sifakis, sırf ben burada olduğum için geldi’ sözünü bugün ki gibi hatırlıyoruz. Bir başka saç ayağımız olan futbolcular da ciddiyet ve disiplinden uzak tavırlar sergilemekteler. Takımda guruplaşma olduğu ve birilerinin ‘Ali kıran baş kesenliğe’ soyunduğu duyumlarını da almaktayız. Bu durumu saha dışında görmek ve duymak istemiyoruz. Ankara Demirspor müsabakasında penaltılar için topun başına gelen ilk üç isim laubali tavırlar sergilerlerken, içinde bulunduğumuz durumun adeta aynası oldular. Geçen sezonun ilk yarısındaki son derece kısıtlı olan takımımızdaki futbolcularda bile daha çok hırs ve mücadele gücü vardı. Sözlerimize son verirken,52 yıllık bir geçmişe sahip olan Samsunspor, şehrimizin en önemli markasıdır. Herkes ama herkes bunun bilincinde olsun. Taraftar grupları olarak deplasmanda tek pankart asma kararı aldık. Bundan sonra tek ses tek yürek tek pankart olarak takımımızı sonuna kadar destekleyeceğiz. İyi günde kötü günde sonuna kadar Samsunsporluyuz.”