TFF Başkanlığına adaylığını koyan Ata Aksu, dürüst, samimi ve herkese eşit yaklaşacaklarını belirtti.
Türkiye Futbol Federasyonu Başkan adaylarından Ata Aksu bir basın açıklaması yaptı. Aksu, 34 yıldır Türk futboluna hizmet ettiğini belirtirken, "Şike ve teşvik iddiaları, kamuoyunun da tatmin olacağı şekilde karara bağlanmalıdır. Bu kararı verirken mutlaka Türk Futbolunun gücünü de göz ardı etmeden karşılıklı uzlaşmayla FIFA ve UEFA’nın normlarına uygun hareket etmeliyiz" ifadelerini kullandı.
Açıklamanın tam metni şöyle:
"Değerli Futbol Kamuoyunun Dikkatine;
Cumhuriyetimiz ile yaşıt Federasyonumuz, tarihi boyunca kimi zaman ağır aksak, kimi zaman çok büyük adımlarla, yoğun emek ve özverili çalışmalar sonucu taşları üst üste koyarak Türk futbolunu inşa etmiştir.
Öncelikle geçmişten bugüne Türk futboluna hizmet eden tüm Başkan ve yönetimlerine teşekkürü bir borç bilirim.
Türk futboluna hizmet etmekten onur duyduğum 34 yıllık süreçte Federasyonumuzun özerkleşmesi ve yayın hakkı gelirlerinin paylaşımı gibi çok hayati öneme haiz ve devrim niteliğindeki gelişmelerin bizzat içinde olmam, idari anlamda en büyük mutluluklarım olmuştur. Bu devrim niteliğindeki gelişmelerin bir sonucu olarak gelen Dünya üçüncülüğü ise en büyük hazzı ve gururu yaşadığım sportif başarıdır.
Bugün maalesef taş üstüne taş koya koya yaratığımız binanın enkazı altındayız. Burada suçlu aramak nafiledir. Eğer biz bir aile isek bu ailenin her ferdi bu enkazdan az ya da çok sorumludur. Ve yine bizler, yani futbol ailesinin tüm fertleri, hep birlikte daha sağlam ve modern bir yapı inşa etmek için bugünden tezi yok beraberce yeniden çalışmaya başlamalıyız.
Bu yüzden önce nerede hata yapıp, neden bu noktaya geldiğimizi iyice analiz etmeliyiz. Karşımızdaki en büyük açmaz ne ekonomik, ne sportif sorunlardır. En büyük sorunumuz ahlaki çöküntüdür.
Ne pahasına olursa olsun kazanmak adına neler kaybettiğimizin farkındamıyız? Tek büyük olma, pastanın büyük dilimini alma, şampiyonluk ya da küme düşmemek adına ne kadar bencilleştiğimizin, adaletten ne kadar uzaklaştığımızın, futbolu nasıl unuttuğumuzun farkındamıyız?
Önce bizlere yakışan bir şekilde sevgi ve saygının hakim olduğu bir konsensus ve uzlaşma alanı oluşturmalıyız.
Ardından ivedi bir şekilde, son dönemde Türk futboluna içinden çıkılmaz bir hal aldıran “Şike ve teşvik” iddiaları, kamuoyunun da tatmin olacağı şekilde karara bağlanmalıdır. Bu kararı verirken mutlaka Türk Futbolunun gücünü de göz ardı etmeden karşılıklı uzlaşmayla FIFA ve UEFA’nın normlarına uygun hareket etmeliyiz.
Dünyanın lider ülkeleri arasına hızla yükselen Türkiye’nin futbolunu Avrupa ve dünyadan soyutlamak stratejik bir hata olacaktır. Ayrıca, toplumsal anlamda, Türk futbolunu Avrupa’dan koparmaya yol açabilecek kararlar hem vicdani hem de ahlaki sorunlar doğuracaktır.
2014 UEFA Mali kriterlerine uyabilmek adına yine çok acil bir şekilde kulüplerimizin mali ve idari yapılarını yeniden düzenlemeliyiz. Mevcut dernekler kanununun yerine yeni bir kulüpler yasası çıkartmalı, şirketleşmek isteyen kulüplerin önünün yeni Türk Ticaret Kanuna uygun şekilde açılması sağlanmalıdır.
Tüm kulüplerimizin UEFA kriterlerine uyacak şekilde yapılanması konusunda biz de yardımcı olacağız.
Kulüplerin gelirleri ve giderleri arasındaki oranların makul seviyede sabitlenmesi, aşırı harcamaların kontrol altına alınması yine yeni bir kulüpler yasası ile düzenlenmelidir.
Global futbol endüstrisinin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde liglerimiz yeniden düzenlenecektir. Bu süreçte liglerimizin pazarlanması ve marka değerinin artırılması gibi konularda kulüplerimize daha fazla söz hakkı vereceğiz.
Sportif rekabeti sadece 3-4 takım arasından, en az liglerin % 50’sine yakın takıma yayabileceğimiz yeni bir paylaşım modelini kurgulamalıyız. Yayın hakları gelirlerinde Süper Lig’de şampiyon takım ile küme düşen takım arasındaki makas sadece sportif başarıya endeksli olarak belirlenmelidir. Bank Asya takımları aynı sistemde kendi ürettikleri gelirleri yine kendi aralarında paylaşmalıdır. Ayrıca, 2. ve 3.Lig’lerin gelirlerinin iyileştirilmesi adına özellikle Spor-Toto gelirlerinin önemli bir kısmını bu liglerdeki takımlarımıza futbol ekonomimize değer katacak şekilde aktarmalıyız.
Futbolun tabana yayılması, sportif gelişimimiz adına en önemli hamle olacaktır. Geleceğin futbolunda önemli bir ülke olmak istiyorsak kendi futbolcusunu üreten bir ülke olma zorunluluğumuz vardır. 15 yaşın altında yaklaşık 20 milyon çocuğumuz varken 260.000 lisanslı futbolcumuz olması çok üzücü bir durumdur. Futbolun hızla yaygınlaştırılması hedefimize ulaşmak için Türk sporunun tüm kesimleriyle daha yoğun işbirliğinde bulunacağız.
Bugün Türk futbolunun öncelikli sorunlarına bir an önce el atıp işe başlama zamanıdır. Tüm bu sorunları ve krizleri çözerken en basit yolu tercih edeceğiz. Tüm kulüplere eşit mesafede, uluslararası platformda saygın, sadece kuralları uygulayan bir federasyon yönetimi sergileyeceğimden emin olabilirsiniz.
Hep birlikte Türk futbolunu hak ettiği yere yükseltirken Ata Aksu ve ekibinden sadece "Dürüstlük, samimiyet ve herkese eşitlik" göreceksiniz.
Ata Aksu"