Haber61 - Spor Servisi - 1461 Trabzon'un başarılı file bekçisi Bahadır Han Güngördü, "Babamın Almanya'dan getirdiği hediye hayatımı değiştirdi" dedi.
Bahadır Han Güngördü verdiği ropörtajda futbola başlaması, hayatı ve gelecepği ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
İşte Bahadır Han Güngördü'nün o ropörtajı...
1996 yılında Çorum'da doğdum. İki kardeşiz. Benden büyük bir ablam var. Babam din görevlisi, annem ise ev hanımı. Futbola Çorum Gençlerbirliği'nde başladım. Daha sonra Kardemir Karabükspor, Trabzonspor, Ankara Demirspor ve şimdi de 1461 Trabzon'da forma giyiyorum.
Baban din (imam) görevlisi. Babanın yolundan gitmek yerine neden futbolu tercih ettin?
Babam bu anlamda bana hiç bir şekilde üzerimde baskı kurmadı. Ben futbol oynamak istediğimi kendisine söylediğimde sonunda kadar destekleyeceğini söyledi. Ben de hayallerimin peşinden gidip onların yüzünü kara çıkarmadım. Bu konuda aileme bana destek oldukları için çok teşekkür ediyorum. Hepsini çok ama çok seviyorum.
Çocuklar genellikle kalecilik yapmak yerine gol atmayı tercih eder. Senin kaleci olma hikâyen nasıl gelişti?
Futbola ilk başladığımda forvet arkasında oynuyordum. Daha sonra babamın bana Almanya'dan getirdiği bir çift eldiven futbol hayatımı değiştirdi ve o gündür bu gündür kalecilik yapıyorum. O eldivenleri hala saklıyorum ve onlara baktıkça hayatımın dönüm noktasını hatırlıyorum.
Kariyerin boyunca Trabzonspor’dan önce PTT 1.Lig'de ve 3.Lig de forma giydin. Bu ligleri oyun yapıları ve zorluk bakımından karşılaştırır mısın?
Oyun olarak ele aldığımızda tabii ki üst ligler pasa dayalı, oyun oynamaya dayalı. Bir sistem halinde oynanıyor. Şu anki oynadığım üçüncü lig ise sonuca dayalı. Başarıya odaklı. Mücadele gücü ön planda olan bir lig. Tabii ki her ligin kendine göre bir zorluğu var. Önemli olan bu liglerde kendini geliştirip bir üst liglere hazırlanmak.
Alt liglerde oynamak bir kaleci için avantaj sayılabilir mi?
Elbette, avantajları çok. Alt liglerde oynayıp eksiklerimizin farkına varıp, bu yönlerimizi geliştirip, yukarılara daha hazır hale gelmek için iyi bir fırsat diyebiliriz.
Kaleciler yalnız olmanın yanında biraz çılgın adamlar olarak tanımlanır. Sen bu konuda ne düşünüyorsun? Sen de çılgın bir kaleci misin?
Aslında yalnız değiliz. Takım arkadaşlarımız, hocalarımız, taraftarlarımız her daim yanımızda. Ama saha içinde bakıldığı zaman yalnız adamız. her daim arkadaşlarımın yanındayım. Çılgınlık konusuna gelirsek, bence kaleciler çok zeki oyunculardır. Bu yüzden konsantre yönü çok yüksek oldukları için bazen ummadık tepkiler verebiliyorlar. Bu da bizim böyle yorumlanmamıza neden olabiliyor.
Kaleciler iki direk arasının yalnız adamlarıdır.
Kaleciler işlerini iyi yaptıklarında el üstünde tutulur ancak en ufak bir hatalı gole tahammül yoktur. Bu açıdan bakınca bu zor mesleği bize nasıl anlatırsın?
Kalecilik çor bir meslek çünkü arkanızda hatalarınızı telafi edebilecek kimse yok. İşimi çok seviyorum ve severek yapıyorum. Hatalar hep olacak ama bu hatalar beni daha da güçlendirecek, tecrübemi artıracak. Şu anda 22 yaşındayım. 1461 Trabzon'da ki ilk sezonum. Günümüzdeki tecrübeli kalecilere bakarsanız hepsinin mazisinde büyük hatalar vardır. Futbol bir hata oyunudur. Futbol hatalarla güzel bir oyundur. Zaten hata olmazsa nasıl gol olacak ki?
Doğuştan gelen bir kabiliyetiniz olabilir ama çok çalışarak o yeteneğinizi ileri taşımanız da mümkün. Refleksleriniz konusunda, nasıl bir kaleci olduğunuz oldukça önemli. Kısa boylu bir kaleciyseniz rakibe daha çabuk reaksiyon göstermeniz gerekebilir, ama uzun boyluysanız nispeten ağır olabilirsiniz. Çalışmak, bu anlamda ayırt edici bir özellik.
Kaleci olmanın zorlukları neler? Dışarıdan bakıldığında çok fazla sorumluluk isteyen ve forma şansı en az olan mevkilerden biri gibi görünüyor. Bunlar seni hiç korkutmadı mı?
Kalecilik özel bir mevkiidir. 90 dakika boyunca harika işler yaparsınız bir hatalı gol yersiniz bütün o yaptığınız iyi şeylerden kimse bahsetmez. Kaleci hata yaptı, kaleci golü yedi derler. Bir kalecinin hata yapma lüksü yok maçta.
1461 Trabzon, genç oyuncu gelişimine son derece önem veren, Türk futboluna ve Trabzonspor'a yeni yetenekler kazandıran bir kulüp.
Bu kulübün oyuncusu olarak, kulübünün felsefesini nasıl tanımlarsın?
1461 Trabzon, bir hayat okulu gibi. Futbolu bize meslek olarak gösterip, mesleğimizde gelişmemiz sağlanıyor. İnanıyorum ki aramızdan daha üst liglere gidecek arkadaşlarımız var. Çok çalışkan bir oyuncu grubumuz var. İnşallah hedeflediğimiz yerlere geleceğiz.
Genç bir takımsınız. Yaş ortalamanız ise 19. Takım kaptanı olarak bu konuda neler söylemek istersiniz?
Çok kaliteli düzgün arkadaşlardan oluşan bir kadromuz var. Herkesin birbiriyle iletişimi çok iyi. Hepsinin bir hedefi var. Hepsi çok çalışıyor, çok istiyor. Aldığımız başarılarla bu bağlar daha da kuvvetleniyor. Çok genç bir takım olmamızdan dolayı zaman zaman sıkıntılar yaşıyoruz. Fakat bu bizim arkadaşlığımızı etkilemiyor.
Bir kaleci olarak hem güçlü hem de daha çok geliştirmen gereken yönlerini sayabilir misin?
Futbolda ‘’oldum’’ terimi yoktur. Her daim çalışmak kendimizi geliştirmek vardır. Ben de geliştirmem gereken yönlerimin farkındayım. Buna örnek verirsek, fiziksel ve mental olarak kendimi üst liglere hazırlamalıyım.
İyi bir kalecinin maç içindeki vücut dili nasıl olmalı?
Arkadaşlarına "ben buradayım" güvenini vermeli. Rakip oyuncuları ise özgüveni ve duruşuyla korku salmalı. Dinamik ve hareketli kalarak oyuna konsantre olduğunu göstermeli.
Kaleci, takım arkadaşları için bir lider midir? Mental anlamda güçlü kalmak takım arkadaşlarını nasıl etkiler?
Biz kaleciler her zaman her durumda güçlü kalmak ve takımımızı diri tutmak zorundayız. Bu da takım içinde ister istemez liderlik vasfımızın öne çıkmasını sağlıyor. Mental ve fiziki olarak güçlü kaldığımızda arkadaşlarım inançlarını yitirmiyor ve takımı maç içerisinde hangi durumda olursa olsun ayakta tutuyor.
Kaleci vuruşlarında bir tekniğin var, doğru adama nasıl karar veriyorsun?
Uzun oynadığımız dakikalarda topu genellikle boyu uzun ve kenar bölgedeki arkadaşlarıma oynuyorum. Bu sayede topu indirip ayağımızda tutabiliyoruz. Kısa başladığımda ise daha çok teknik kapasitesi daha yüksek oyuncularla başlıyorum.
Trabzon'da günlerim her daim Trabzonspor'u hayal ederek, çalışarak, A Takıma kendimi hazırlayarak geçiyor. Her zaman futbolun içerisinde kalarak inanarak ve gerçekten zevk alarak yaşıyorum. İnşallah hedeflediğim Trabzonspor'da forma giyerim.
Ligde kalan maçlar için ne düşünüyorsunuz?
Zor bir fikstüre giriyoruz. Bu maçlarımızı en az kayıpla geçerek Play-Off potasından kopmayarak ilk devreyi bitirmek istiyoruz. İkinci yarıda daha iyi hazırlanıp, daha çok çalışıp sezonun sonunda gülen taraf olmak istiyoruz.
Kazandığınız için en sevindiğin maç?
Bir Üçüncü Lig ekibi olarak ama Trabzonspor'un oyuncusu olduğumuzu da unutmadan çıktığımız Ziraat Türkiye Kupasında oynadığımız Bursaspor maçı ve sonundaki o büyük sevincimiz tarif edilemezdi.
Bireysel performans anlamında oynadığın en kötü maç hangisiydi?
Bu sezon 2-1 kaybettiğimiz Gölcükspor maçı diyebilirim. Bu maçta yediğim erken bir hatalı gol bizi üç puandan etti. Bunun için çok üzgünüm.
Özel hayatında nasıl birisin? Hobilerin neler? Trabzon'da boş vakitlerini nasıl değerlendiriyorsun?
Özel hayatımda sakin, yalnız kalmayı seven bir yapım var. Vakit buldukça İstanbul'daki yakın arkadaşlarımı ziyaret ediyorum. Bunun yanı sıra ailemin bulunduğu Çorum’a giderek hasret gideriyorum. Hobilerime gelirsek, balık tutmayı, müzik dinlemeyi ve yürüyüş yapmayı çok seviyorum.
Gelişim liglerinde oynayan genç kalecilere tavsiyelerin nedir?
Çok çalışsınlar ve asla pes etmesinler. Hayallerinden hiç bir zaman vazgeçmesinler. Kaleciliği sevsinler. Başarının anahtarı yaptığın işi sevmektir, sevmeden başaramazlar.