Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, devlet olarak sanayicilerin hemen bugünden yarına ''ite kaka'' şehir dışına atılmasına razı olmadıklarını belirterek, ''Sanayicilerin Mısır'a, Afrika'ya gidip yatırım yapmaması için gereken şartları Türkiye'de sağlayacağız. Hükümet olarak elimizden gelen destek ve teşviki veriyoruz'' dedi.
Bayraktar, İstanbul Sanayi Forumu Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, meslek komite temsilcilerinin yaptıkları konuşmalarda genellikle İstanbul'un içindeki sanayi bölgelerinin ''harala gürele'' şehir dışına çıkarılmaması, arsa temini gibi konuların ön plana çıktığını anlattı.
İstanbul'da çevre düzeni planı yapıldığını hatırlatan Bayraktar, ''Kemerburgaz'da bizim madencilerimiz oradan kömür, çakıl, kum çıkardılar. Sonra kendilerine tahsis edilen yerde gereken şartları yerine getirmediler. Oraları bıraktılar, perişan oldu. Tabiatı tahrip ettik, bozduk'' diye konuştu.
-''Doğayı Avrupa kirletti''-
Sanayileşmenin Avrupa'da 18. yüzyılda, Türkiye'de ise 1950'lerde başladığını ifade eden Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''1970'lerde Avrupa'nın nehirleri çamur akıyordu. Doğayı Avrupa kirletti. Yani bugün iklim değişikliği, ozon tabakası sıkıntısı, ekvatorda sera etkisi varsa bunu Avrupa yaptı. Biz hala dünyayı kirletmede Avrupa'daki ülkelerin çok gerisindeyiz. Onların Amerika'ya sözü geçmiyor, Çin'e hiç geçmiyor. Hindistan zaten 'işinize bakın' diyor.
Avrupa sanayicilerimize diyor ki 'şunu uygulayacaksınız, bunu uygulayacaksınız'. Biz kullanma, koruma dengesini ve Türkiye'nin kalkınma dengesini gözeterek çevreyi de koruyacağız. Bizim sanayicimiz çevreyi koruyor. Sanayi kuruluşlarımız kuyumcu dükkanı, eczacı dükkanı gibi olsun. Girdiğimiz zaman etrafında pırıl pırıl bahçeler, çiçekler, bilimsel filtrasyon, çok ciddi bilimsel arıtmaların yapıldığı pırıl pırıl tesisler olsun. Devlet olarak biz, sanayicilerimizin hemen bugünden yarına ite kaka şehir dışına atılmasına razı değiliz. Ama bir planlama çerçevesi içinde artık küçük dükkanlarda yapılan sanayi belli bir ölçüde yürüyecek.
Belki bu, ucuz imal ettiğimiz için Anadolu'ya yayılacak.''
Sanayicilerin Mısır'a, Afrika'ya gidip yatırım yapmaması için gereken şartları Türkiye'de sağlayacaklarını, hükümet olarak ellerinden gelen destek ve teşviki verdiklerini vurgulayan Bayraktar, bir ÇED raporu için 120 belge istendiğini, bunu 19'a düşürdüklerini ve daha da basitleştireceklerini söyledi.
-''Sanayicimizin yanındayız''-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisine talimat verdiğini anlatan Bayraktar, şöyle devam etti:
''Dedi ki 'sanayicimiz eğer belediyelerden, valiliklerden ruhsat alamıyorsa 2 ay sonra ruhsatlarını sen vereceksin'. 'Bir sanayicimiz, yatırımcımız, ticaret erbabımız gelip bir yerde yatırım yapıyorsa, haklı bir talepse, su havzası, tarihi doku, yeşil alan değilse, bir imar planı taahhüdünde bulunuyorsa, belediye bunu 3 ayda yapmıyorsa, bunu yapacaksın'.
Sonra ben bunu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ile konuştum. 'Sayın Bakanım bunu 3 ay değil 4 ay yapın' dedi. Konuyu diğer yasal kesimlerle de konuştum. Sayın Başbakana sormadan 4 aya çıkardım. Bana felaket kızdı. 'Biz kaldıracağız, sen ne yapıyorsun' dedi. 'Biz gelişeceğiz.
Yapsın belediyeler, versin ruhsatları, vermediği zaman vereceğiz.' Onun için biz sanayicimizin yanındayız.''
-''Mutlaka şehir içinde kalma yaklaşımı doğru değil''-
İstanbul'da ucuz arsa üretmenin çok zor olduğuna dikkati çeken Bayraktar, sanayicinin ''biz mutlaka şehrin içinde kalalım'' yaklaşımının çok doğru olmadığını, bunun hem stratejik açıdan, hem maliyetleri aşağıya çekmek, hem çalışma ortamlarının modernleşmesi bakımından mutlaka zaman içinde dalga dalga yapılması gerektiğini kaydetti.
Afet riskli binaların yıkılarak yenilenmesinin ülkeye ciddi anlamda ekonomik canlılık getireceğini vurgulayan Bayraktar, bu sayede 7 milyon konut daha yapılacağını ve burada kullanılacak malzemenin yüzde 95'inin yerli malzeme olacağını söyledi.
-''50 yıl geriye düşeriz, dönüşümü yapmalıyız''-
Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar, bu sayede kaçak ve riskli binalardaki deprem olgusunun ortadan kalkacağına işaret ederek, ''Daha iki gün önce Japon deprem uzmanı mutlaka deprem dönüşümünün yapılması gerektiğini söyledi. Olası bir depremde İstanbul'da en az 100 milyar dolarımız, bir değişik hesapla da 300 milyar dolarımız gidecek.
Biz 50 yıl geriye düşeriz. Bu dönüşümü yapmamız lazım'' diye konuştu.
Sanayicilerin afet riski altındaki alanların dönüşümüne destek vermeleri gerektiğinin altını çizen Bayraktar, ''İnsanlarımızın canını, malını kurtarmaya yönelik olan bu yasaya 'rant' ifadelerini yakıştırmak çok büyük haksızlıktır. Bu işi inşallah başaracağız'' dedi.