Turkcell Süper Lig'in 9. haftasında Beşiktaş Avni Aker Stadı'nda 2-0 geriye düştüğü maçtan 3-2 galip ayrılmayı başardı. İki takımında sahaya yansıttığı oyun spor yazarlarından geçer not alamadı. Basında çıkan yorumlar şöyle;
ÖMER ÜRÜNDÜL: 3 PUAN BÜYÜK BAŞARI (SABAH)
Beşiktaş'ın, iki farklı yenik başladığı Trabzon deplasmanında son 12 dakikada kaleye Bobo'nun geçme handikabına rağmen 3 puan alması büyük bir başarıdır.
Maçta ilk yarıdaki saha içi görüntü Milli Takımımız'ın başarısızlığına da canlı bir örnektir.
Rakibine oranla daha çok istediğini yapan Beşiktaş, çok etkili bir ikinci yarı oynamasa da Bobo ile galibiyet golünü attı.
Sonra Rüştü'nün ihracıyla kaleye geçen Bobo, ikinci yarıda girdiği oyuna damga vuran isim oldu.
Teknik direktörlere her zaman bir eleştirim vardır; mecbur kalmadıkça üçüncü değişik hakkını erken kullanmayacaksın. İşte hakem hatasıyla Rüştü ihraç edilince kaleye Bobo geçmek mecburiyetinde kaldı. Beşiktaş'ta yeni en beğendiğim isin Tello.
Trabzon cephesine baktığımızda tam bir hayal kırıklığı. Kolektif yapı kötü.
Zaten bu kadro yapısıyla da iyi olması mümkün değil.
KAZIM KANAT: SAĞLAM-DOĞAN SAVAŞI! (SABAH)
Soru çok basit:
"İki büyük takımın maçında 26 dakikada 4 gol nasıl oldu?"
Cevap çok daha basit;
"İki teknik adam Sağlam ve Doğan'ın taktik yanlışlarından. Bir de bireysel futbolcu hatalarından."
Yazdıklarımıza açıklık getirelim:
1-Beşiktaş ilk kez 4-3-3 oynuyor. Böyle bir riskli taktik bu maçta nasıl denenir?. Üstelik Beşiktaş'ın iki çizgi adamı Tandoğan ve Üzülmez hücuma risk alarak çıkıyor. Bu da bu riskli taktiği daha riskli yaptı. (Çünkü karşılarında topu mükemmel kullanan Yattara ve Karadeniz vardı.)
2-Üçlü orta sahada Kurtuluş ve Tello da sürekli hücuma çıkınca Trabzon'un kontrataklarında Cisse yapayalnız kaldı.
3-Üçlü forvette NobreYılmaz birbirlerinin koşu yolunu tıkadılar. Bu o kadar sorun olmadı. Sorun Delgado'nun çizgiye yakın ve kaleden uzak oynadığı bölümlerdi. (Delgado kaleye yakın oynayınca Beşiktaş'ın baskısına kalite geldi.)
İLKER ATEŞ: HER YERDE BOBO (FOTOMAÇ)
Bülent Yıldırım, maçın kırılma noktasına kadar mükemmele yakın maç yönetti. Ancak Rüştü'yü oyundan atması, korkunç bir hataydı. Bizim hakemler son zamanlarda yardımcılarına çok fazla kulak vermeye başladılar. Rüştü'nün eliyle, koluyla topa en ufak bir müdahelesi yok. Müdahele omzuyla ve nizami. Ama gelin görün ki hakem Bülent Yıldırım kendisinin gördüğüne değil, yardımcısının işaretine kanarak hayatının en büyük hatasını yapıyor. Bobo'ya geçelim... Doğrusu onun şık gollerine çok alışığız ama kaleciliği aklımızın köşesinden bile geçmemişti. Bobo, Beşiktaş'ta Pancu'dan sonra tarihe geçen 2. golcü kaleci oldu.
Maçın kahramanı elbette hem gol atan, hem de goller kurtaran Bobo idi. Geçelim maça... Beşiktaş ilk 6 dakikada iki komik gol yedi. Şampiyonlar Ligi'nde oynayan bir takım bu golleri yerse Avrupa kulvarında barınamaz. O iki golde iki İbrahim'in ve Gökhan Zan'ın inanılmaz hataları var. Bunların A Milli Takım futbolcuları olduğunu da dikkate alırsanız, hatalar affedilir gibi değil.
TURGAY DEMİR: YETER ARTIK (FOTOMAÇ)
En son söyleyeceğimizi en başta söyleyelim.. Beşiktaş üzerine oynanan oyunlar kabak tadı verdi artık. Yine fahiş bir hakem hatasıyla canı yandı Kartal'ın. Bülent Yıldırım gözünüm önündeki pozisyonda yardımcısının eyyamına uyarak büyük hata yaptı. Şu maç kazanılmasa bu vebalin altından nasıl kalkacaktı acaba? Şimdi federasyona düşen bir görev var o da Rüştü'nün haksız kırmızı kartını iptal etmek.
Pancu'dan sonra kalecilik yaparak Beşiktaş tarihine geçen Bobo'yu ayrı bir yere koymak şart oldu. Sanırım şu anda, "Trabzon panteri" tişörtleri basılıyordur. Evet... Beşiktaş dün çok sıradan bir galibiyet değil, zafer kazandı. Bir takım iki farklı yenilgiden 3-2 galibiyete ulaşıyor ve bunu 13 dakika kalecisiz oynayarak yapıyorsa onu alkışlamak boyun borcumuzdur. Bu galibiyetin zafere dönüşmesi de sanıyorum Liverpool maçı öncesinde Beşiktaş'a olumlu yansıyacaktır.
İSMAİL ER: BURAK DERS VERDİ (HÜRRİYET)
90 dakikada beş golün olduğu ama futbolun olmadığı maçta heyecanı, yardımcı hakem Baki Tuncay Akkın kaleci Rüştü'nün hareketini yanlış görerek yaptı. Hakemlerin yapmaya devam ettiği hataları görünce Yıldırım Demirören'i hatırladık. Hani, masaya yumruğunu vurduğunda toz kaldıracaktı. Hilmi Ok değil yay gibi olmalıydı. Hakemler sanki birilerinden intikam alıyor.
Beşiktaş'ı izleyenler ya sezon başında iyi hazırlanamadığını ya kadronun kalitesiz ya da teknik patronun işi bilmediğini düşünürler. Milli takımın performansına bak Beşiktaş'ı gör. İkisi de birbirinin aynası. Her maçta değişken kadro. Ne kadar hızlı olursa olsun, milli takımın sol beki İbrahim Üzülmez dün yenilen iki golün kahramanıydı. Ertuğrul Sağlam biraz sağlıklı düşünebilse rotasyon yapar; geçen sezonun kahramanlarından Mehmet Sedef'i zaman zaman Üzülmez'in yerine monte ederdi. Sezon başından bu yana suratına bile bakılmayan Burak Yılmaz, Trabzon'da attığı nefis golle ve oynadığı futbolla teknik heyeti uyandırdı.
Dünkü galibiyet güzel ama çarşamba günkü rakip Liverpool'un Trabzonspor'a benzemeyeceğini vurgulamak isterim. Liverpool gibi bir takım 2-0'dan maç vermez. Hele hele Şampiyonlar Ligi'nde hiç vermez.
MEHMET DEMİRKOL: YENİ BİR EFSANE (MİLLİYET)
Bu Beşiktaş'ın artık üstüne yapışan bir şanssızlık mı, yoksa tüm sıkıntıları unutturan bir şans mı bilmek zor. Hatalı bir kararla oyundan atılan Cordoba'nın yerine kaleye geçen Pancu'nun efsaneleşmesi sonrası şimdi de yine benzer bir hatalı kararla atılan Rüştü sonrası Bobo. Yine çok sıkıntılı bir zamanda çekişmeli, bol gollü ve sağlam geri dönüşlü bir derbi deplasmanı zaferi. Evet bu kez çok geçmeden Liverpool'la yüzleşilecek, ama şimdilik en azından Akaretler kendine gelmiş olmalı. Hele de böyle korkunç bir başlangıçtan sonra.
Serdar, Cisse, Burak ve Delgado'dan hiçbirinin oyundan kopmayışı, Trabzon'u 2 takım yaptı. İlerideki 4'lü ve gerideki 6'lı. Ceyhun kayboldu. Yattara neredeyse hep saklandı ve Gökdeniz'le Umut'un tüm Beşiktaş takımıyla savaşmasını izledik. Bunun altından kalkamadılar.
Maç tüm yönleriyle Beşiktaş'a dönmüştü ki, müthiş bir maç yöneten Bülent Yıldırım kıdemli yardımcı hakemine uyarak Rüştü'yü attı ve Bobo kaleye geçti. Ve Pancu'ya karşı Fenerbahçe'nin içine düştüğü yanlışa Trabzon da düştü. Sadece uzak şut düşündüler. Halbuki içeriyi zorlamak aslında kaleci olmayan bir kaleci için daha zor bir durum yaratabilirdi.
Şimdi Beşiktaş'ın yine kocaman bir morali var. Umarız bu Liverpool maçında işe yarar.
NACİ ARKAN: ŞAŞIRTAN BEŞİKTAŞ (TÜRKİYE)
Beşiktaş, Trabzon deplasmanında, 2-0 mağlubiyetten 3-2'lik bir sonucu yakalarken, öldü öldü dirildi...
Erken yediği gollere, anında cevap veren; Rüştü'nün kırmızı kart görmesiyle son 10 dakikayı, 10 kişi kalmasına rağmen, Bobo'nun önce golünü atıp, sonra da kaledeki kurtarışlarıyla çok enteresan maçtan, yüzünün akıyla çıktı...
Durumları her geçen gün daha da kritik bir hâl alan iki teknik direktörün, hem kendilerini, hem de takımlarını zıplatma maçında, gol bolluğu sakın sizlere mükemmel bir maç izlenimi vermesin...
Bu sezon ilk lig maçında kaleye zorunlu bir geçiş yapan Rüştü'nün, rakibin ilk iki şutuna buyur etmesi, onun değil, önündeki milli takım defansının hediyesiydi...
Kalite açısından sınıf geçemeyen maçta, kalitesini konuşturan, duran topların usta yönlendiricisi Tello, futbol kısırlığı içinde, parlayan tek adamdı...
ÖMER ÜRÜNDÜL: 3 PUAN BÜYÜK BAŞARI (SABAH)
Beşiktaş'ın, iki farklı yenik başladığı Trabzon deplasmanında son 12 dakikada kaleye Bobo'nun geçme handikabına rağmen 3 puan alması büyük bir başarıdır.
Maçta ilk yarıdaki saha içi görüntü Milli Takımımız'ın başarısızlığına da canlı bir örnektir.
Rakibine oranla daha çok istediğini yapan Beşiktaş, çok etkili bir ikinci yarı oynamasa da Bobo ile galibiyet golünü attı.
Sonra Rüştü'nün ihracıyla kaleye geçen Bobo, ikinci yarıda girdiği oyuna damga vuran isim oldu.
Teknik direktörlere her zaman bir eleştirim vardır; mecbur kalmadıkça üçüncü değişik hakkını erken kullanmayacaksın. İşte hakem hatasıyla Rüştü ihraç edilince kaleye Bobo geçmek mecburiyetinde kaldı. Beşiktaş'ta yeni en beğendiğim isin Tello.
Trabzon cephesine baktığımızda tam bir hayal kırıklığı. Kolektif yapı kötü.
Zaten bu kadro yapısıyla da iyi olması mümkün değil.
KAZIM KANAT: SAĞLAM-DOĞAN SAVAŞI! (SABAH)
Soru çok basit:
"İki büyük takımın maçında 26 dakikada 4 gol nasıl oldu?"
Cevap çok daha basit;
"İki teknik adam Sağlam ve Doğan'ın taktik yanlışlarından. Bir de bireysel futbolcu hatalarından."
Yazdıklarımıza açıklık getirelim:
1-Beşiktaş ilk kez 4-3-3 oynuyor. Böyle bir riskli taktik bu maçta nasıl denenir?. Üstelik Beşiktaş'ın iki çizgi adamı Tandoğan ve Üzülmez hücuma risk alarak çıkıyor. Bu da bu riskli taktiği daha riskli yaptı. (Çünkü karşılarında topu mükemmel kullanan Yattara ve Karadeniz vardı.)
2-Üçlü orta sahada Kurtuluş ve Tello da sürekli hücuma çıkınca Trabzon'un kontrataklarında Cisse yapayalnız kaldı.
3-Üçlü forvette NobreYılmaz birbirlerinin koşu yolunu tıkadılar. Bu o kadar sorun olmadı. Sorun Delgado'nun çizgiye yakın ve kaleden uzak oynadığı bölümlerdi. (Delgado kaleye yakın oynayınca Beşiktaş'ın baskısına kalite geldi.)
İLKER ATEŞ: HER YERDE BOBO (FOTOMAÇ)
Bülent Yıldırım, maçın kırılma noktasına kadar mükemmele yakın maç yönetti. Ancak Rüştü'yü oyundan atması, korkunç bir hataydı. Bizim hakemler son zamanlarda yardımcılarına çok fazla kulak vermeye başladılar. Rüştü'nün eliyle, koluyla topa en ufak bir müdahelesi yok. Müdahele omzuyla ve nizami. Ama gelin görün ki hakem Bülent Yıldırım kendisinin gördüğüne değil, yardımcısının işaretine kanarak hayatının en büyük hatasını yapıyor. Bobo'ya geçelim... Doğrusu onun şık gollerine çok alışığız ama kaleciliği aklımızın köşesinden bile geçmemişti. Bobo, Beşiktaş'ta Pancu'dan sonra tarihe geçen 2. golcü kaleci oldu.
Maçın kahramanı elbette hem gol atan, hem de goller kurtaran Bobo idi. Geçelim maça... Beşiktaş ilk 6 dakikada iki komik gol yedi. Şampiyonlar Ligi'nde oynayan bir takım bu golleri yerse Avrupa kulvarında barınamaz. O iki golde iki İbrahim'in ve Gökhan Zan'ın inanılmaz hataları var. Bunların A Milli Takım futbolcuları olduğunu da dikkate alırsanız, hatalar affedilir gibi değil.
TURGAY DEMİR: YETER ARTIK (FOTOMAÇ)
En son söyleyeceğimizi en başta söyleyelim.. Beşiktaş üzerine oynanan oyunlar kabak tadı verdi artık. Yine fahiş bir hakem hatasıyla canı yandı Kartal'ın. Bülent Yıldırım gözünüm önündeki pozisyonda yardımcısının eyyamına uyarak büyük hata yaptı. Şu maç kazanılmasa bu vebalin altından nasıl kalkacaktı acaba? Şimdi federasyona düşen bir görev var o da Rüştü'nün haksız kırmızı kartını iptal etmek.
Pancu'dan sonra kalecilik yaparak Beşiktaş tarihine geçen Bobo'yu ayrı bir yere koymak şart oldu. Sanırım şu anda, "Trabzon panteri" tişörtleri basılıyordur. Evet... Beşiktaş dün çok sıradan bir galibiyet değil, zafer kazandı. Bir takım iki farklı yenilgiden 3-2 galibiyete ulaşıyor ve bunu 13 dakika kalecisiz oynayarak yapıyorsa onu alkışlamak boyun borcumuzdur. Bu galibiyetin zafere dönüşmesi de sanıyorum Liverpool maçı öncesinde Beşiktaş'a olumlu yansıyacaktır.
İSMAİL ER: BURAK DERS VERDİ (HÜRRİYET)
90 dakikada beş golün olduğu ama futbolun olmadığı maçta heyecanı, yardımcı hakem Baki Tuncay Akkın kaleci Rüştü'nün hareketini yanlış görerek yaptı. Hakemlerin yapmaya devam ettiği hataları görünce Yıldırım Demirören'i hatırladık. Hani, masaya yumruğunu vurduğunda toz kaldıracaktı. Hilmi Ok değil yay gibi olmalıydı. Hakemler sanki birilerinden intikam alıyor.
Beşiktaş'ı izleyenler ya sezon başında iyi hazırlanamadığını ya kadronun kalitesiz ya da teknik patronun işi bilmediğini düşünürler. Milli takımın performansına bak Beşiktaş'ı gör. İkisi de birbirinin aynası. Her maçta değişken kadro. Ne kadar hızlı olursa olsun, milli takımın sol beki İbrahim Üzülmez dün yenilen iki golün kahramanıydı. Ertuğrul Sağlam biraz sağlıklı düşünebilse rotasyon yapar; geçen sezonun kahramanlarından Mehmet Sedef'i zaman zaman Üzülmez'in yerine monte ederdi. Sezon başından bu yana suratına bile bakılmayan Burak Yılmaz, Trabzon'da attığı nefis golle ve oynadığı futbolla teknik heyeti uyandırdı.
Dünkü galibiyet güzel ama çarşamba günkü rakip Liverpool'un Trabzonspor'a benzemeyeceğini vurgulamak isterim. Liverpool gibi bir takım 2-0'dan maç vermez. Hele hele Şampiyonlar Ligi'nde hiç vermez.
MEHMET DEMİRKOL: YENİ BİR EFSANE (MİLLİYET)
Bu Beşiktaş'ın artık üstüne yapışan bir şanssızlık mı, yoksa tüm sıkıntıları unutturan bir şans mı bilmek zor. Hatalı bir kararla oyundan atılan Cordoba'nın yerine kaleye geçen Pancu'nun efsaneleşmesi sonrası şimdi de yine benzer bir hatalı kararla atılan Rüştü sonrası Bobo. Yine çok sıkıntılı bir zamanda çekişmeli, bol gollü ve sağlam geri dönüşlü bir derbi deplasmanı zaferi. Evet bu kez çok geçmeden Liverpool'la yüzleşilecek, ama şimdilik en azından Akaretler kendine gelmiş olmalı. Hele de böyle korkunç bir başlangıçtan sonra.
Serdar, Cisse, Burak ve Delgado'dan hiçbirinin oyundan kopmayışı, Trabzon'u 2 takım yaptı. İlerideki 4'lü ve gerideki 6'lı. Ceyhun kayboldu. Yattara neredeyse hep saklandı ve Gökdeniz'le Umut'un tüm Beşiktaş takımıyla savaşmasını izledik. Bunun altından kalkamadılar.
Maç tüm yönleriyle Beşiktaş'a dönmüştü ki, müthiş bir maç yöneten Bülent Yıldırım kıdemli yardımcı hakemine uyarak Rüştü'yü attı ve Bobo kaleye geçti. Ve Pancu'ya karşı Fenerbahçe'nin içine düştüğü yanlışa Trabzon da düştü. Sadece uzak şut düşündüler. Halbuki içeriyi zorlamak aslında kaleci olmayan bir kaleci için daha zor bir durum yaratabilirdi.
Şimdi Beşiktaş'ın yine kocaman bir morali var. Umarız bu Liverpool maçında işe yarar.
NACİ ARKAN: ŞAŞIRTAN BEŞİKTAŞ (TÜRKİYE)
Beşiktaş, Trabzon deplasmanında, 2-0 mağlubiyetten 3-2'lik bir sonucu yakalarken, öldü öldü dirildi...
Erken yediği gollere, anında cevap veren; Rüştü'nün kırmızı kart görmesiyle son 10 dakikayı, 10 kişi kalmasına rağmen, Bobo'nun önce golünü atıp, sonra da kaledeki kurtarışlarıyla çok enteresan maçtan, yüzünün akıyla çıktı...
Durumları her geçen gün daha da kritik bir hâl alan iki teknik direktörün, hem kendilerini, hem de takımlarını zıplatma maçında, gol bolluğu sakın sizlere mükemmel bir maç izlenimi vermesin...
Bu sezon ilk lig maçında kaleye zorunlu bir geçiş yapan Rüştü'nün, rakibin ilk iki şutuna buyur etmesi, onun değil, önündeki milli takım defansının hediyesiydi...
Kalite açısından sınıf geçemeyen maçta, kalitesini konuşturan, duran topların usta yönlendiricisi Tello, futbol kısırlığı içinde, parlayan tek adamdı...