Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu dün ulusal medyada yayınlanan bir spor programında çok ilginç bir açıklamada bulundu.
Hacıosmanoğlu yaptığı açıklamada 'Ben vicadanlı adamım şike davasında örgüte inanmıyorum.Ancak şike olduğunu çocuklar bile anlar.Yargılancaklarsa Asliye ceza mahkemesinde yargılanabilirler." şeklinde konuştu.
Katıldığı programda bir çok konuda açıklamalarda bulunan Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, Kulüpler Birliği toplantısında Sivasspor Başkanı Mecnun Odyakmaz ile yaşadığı diyalog başta olmak üzere, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmeler hakkında açıklamalarda bulundu.
Hacıosmanoğlu Türkiye’de şike yaplıdığını belirterek” Ben vicdanlı adamım. Şike davasında örgüt olduğuna inanmıyorum. Ancak şike yapıldığını tapelere bakan çocuklar bile anlar. Eğer bunlar yargılanacaksa ne bileyim gider Asliye hukuk mahkemisinde yargılanır" dedi.
Başbakan Erdoğan ile ne konuştu:
Son günlerde başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile havalianında birlikte çekilen videoları yansıyan İbrahim Hacıosmanoğlu'na başbakanla yan yana olduğu bu görüntüler hatırlatılarak "Sayın Başbakanla ne konuştunuz" sorusu yöneltildi.
Hacıosmanoğlu'nun bu soruya verdiği cevap da yine ilginçti Hacıosmanoğlu"Ben sayın başbakanla bir çok kez konuştum, hiç bir zaman bu konuşmalarda Trabzonspor ve Şike konusu geçmedi, bu güne kadar hiç bu konularda konuşmadım" dedi.
Trabzonspor Başkanı olmadan evvel Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Trabzonspor başkanı olmadan önce hiç konuşup konuşmadığı merak edilen İbrahim Hacıosmanoğlu'nun şayet Trabzonspor Başkanı olduktan sonra Başbakan Erdoğan ile görüşme imkanı sağlamışsa bu görüşmelerinde Trabzonspor ve şikenin konuşulmaması yadırganırken ne konuştuğu ise merak konusu oldu.
Trabzonspor başkanı İbrahium Hacıosmanoğlu telefonla katıldığı canlı yayında Sivas başkanı Mecnur Otyakmaz ile aralarında yaşandığı idida edilen olayada açıklık getirdi. Başkan Hacıosmanoğlu Olmayan bir şeyi yazmanın doğru olmadığını belirterek" Bakın toplantıda kimse kimseyle kapışmadı. Ben Kulüpler birliğine katılmayacaktım. Katıldığım zamanda bu konular konuşuluyordu. İlhan Başkana dedim ki başka Türk futbolunun bahsettiğimiz sorunları önemli sorunlar değildir. Türk futbolunun sorunu ahlaklı ve adaletli Türk futbolunu yaratma sorunudur. Türk futbolunda ahlak ve adalet yok. Bunu da bütün kulüp başkanlarını toplayın bir toplantı yapın. Ahlaklı ve adaletli Türk futbolunu isteyenler bir tarafa istemeyenler bir tarafa ayrılsın, herkes istiyorsa sorun yok.
Temel sorun budur, biz bunu çözelim. Hiçbir başkan katılmadı. Kulüpler yasası konuşulacak, İlhan Başkan aradı beni bütün başkanları arıyorum başkanlar toplantıya katılacak, Federasyon başkanı da gelecek dendi. Federasyon başkanı geleceği için bende geleceğim dedim. Toplantıya başladık 2’de başladık. 3 de Federasyon Başkanı toplantıya katılacak.
Konular konuşuluyor, hukukçular var görüş bildiriyorlar. Ben hiçbir şey konuşmadım, federasyon Başkanının gelmesini bekliyorum. Sonra başkanların arasında Türk Futbolundaki sorunu konuşalım. Başkan gelip oturduktan sonra, İlhan Başkan hoş geldin dedi. Yasayı konuşuyorduk şu maddesindeyiz dedi. Bende dedim ki İlhan Başkan o madde orada dursun, bu yasalar daha öncede çıktı, ama yasalar adaletli bir şekilde uygulanmayacaksa, adaletli bir şekilde uygulayacak adamlarda yoksa bu yasaların çıkmasının bir manası yok.
İlk önce Türk Futbolunun adaletli yönetilmeye ihtiyacı var, önce bunu haledelim. Yoksa çıkacak yasaların Türk futboluna hiçbir faydası olmaz. Bu arada Yıldırım başkan çaktırmadan İlhan Başkana biz yasayı konuşmak için geldik dedi. Onları başka bir zaman konuşalım dedi. Dedim yasayı konuşuruz, yasayı konuşmaya gerek yok, önemli olan bunlar. Bunları konuşalım zaten burada benim yasayla ilgili konuşacak bir şeyim yok, ben toplantıdan çıkacağım. Bakanlığım hazırlamış olduğu yasa benim daha öncede söylediğim yasa kulüplerin yöneticilerin geleceğini bağlamayacak bir takım yaptırımların uygulanmasını biz istiyoruz zaten. Bunun içerisinde ekonomik yönü de var manevi yönü de var. Bakanlığın hazırladığı bir dünya şeye ben imza atıyorum zaten dedim. Orada problem yok.
Ben dedim başkan Türk futbolunu adaletli yönetmiyor. Türk futbolunu adaletli yönetecek. İnsanlara ihtiyaç var. Burada Türk futbolunun bağlı olduğu kurumlar bütün unsurları ile 2010-2011sezonunda şike olduğunu tespit etti, cezasını verdi. Türkiye’deki ceza yargısı sportif yargıyı önce bağlar dediler, sonra bağlamaz dediler, sonra tekrar bağlar dediler. O da Yargıtay da onayladı, ceza yönünden de bu bitti. Bunun üzerine Başkana dedim ki Yargıtay kararını açıklar açıklamaz gümrükten mal mı kaçırıyordunuz bu konu bizi bağlamaz açıklamasını yapmanızdaki amacınız neydi. Neye hizmet ediyorsunuz. 3-5 gün bekleyemediniz mi?
Yıldırım Başkan Bu kararları kurumlar veriyor biz vermiyoruz dedi. Peki nasıl oluyor dedi. Siz işinize geldiği zaman karar veriyorsunuz, işinize gelmediği zamanda kurumlar veriyor diyorsunuz. Siz Beşiktaş Kasımpaşa maçının tekrarına karar verdiniz, Anadolu takımı olsaydı bu kararı verebilir miydiniz? Vermezdiniz dedim. Peki sizin hakeminin rapor yazıyor benim yüzüme tükürdü diyorlar. Siz hakeminizi yalancı ilan ediyorsunuz. Yayıncı kuruluştan görüntü alıp tükürmeyen bir pozisyon buluyorsunuz ve cezayı kaldırıyorsunuz. İşinize gelince bunları yapıyorsunuz.
Sizin futbol olarak bağlı olduğunuz yerler bunun hesabını size sormayacak mı sanıyorsunuz. Bunun üzerine siz müracaat ettiniz yeni deliler olursa tahkim kurulu bunu değerlendirir. Bundan daha kötü delil ne arıyorsunuz ki. Delil ararsan bulamazsın. Zaten senin federasyonun şike yok demedi ki. Federasyonda şikeye teşvik var dedi. Şikeye teşebbüsten yöneticilere ceza verdi. Ama sahaya yansımadı dedi. Nasıl bir komedidir ki, sporcuya ceza verdi. Yani şikeye teşebbüsten yöneticiye ceza veriyorsun, sahaya yansımadı diye takıma ceza vermiyorsun, çünkü sana 58. Madde onu söylüyor, Bu seferde orada uyduruk bir olay ortaya çıkarıp sahaya yansımadı deyip sporcuya ceza veriyorsun. Sporcunun günahı ne o zaman.
Sahaya yansımadıysa futbolcuya neden ceza veriyorsun. Bunun üzerine Mecnun başkanda dedi ki Yıldırım Demirörene, başkanım siz dosyayı açın ben yeni deliller vereceğim size. Bende sen neden üzerine alıyorsun dedim. Bende Yargıtay’da yargılanıyorum bu konu beni de üzüyor dedi. Ben sana sahip çıktım ama Trabzon’da binlerce insan bana Sivasspor’un başkanına sahip çıktım diye küfrediyor. Neden çıkıp bir açıklama yapmadın dedim. Şimdi ben senden bir şey istiyorum. Federasyon başkanı da burada bende dekanlı gibi delilleri federasyon başkanına vermeni istiyorum dedim. Sen burada isim vermedin ama bu deliller Trabzonspor’la ilgili delillerdir demek ki dedim. Eğer Trabzonspor’un da burada bir pisliği varsa ben Trabzonspor’u küme düşüren başkan olarak tarihe geçmeyi kabul ediyorum dedim. Ondan sonra ben ispiyoncu değilim dedi.
Sen temiz Türk futbolu adına bildiklerini ortaya koyacaksın, bunlardan herkes ders alacak, pislik temizlenecek. Varsa Trabzonspor’unda bir pisliği Trabzonspor’da cezasını çeksin. Biz Trabzonspor’un şampiyonluğunu çalanlara ceza verilsin diyoruz da, Trabzonspor’un pisliği varsa Trabzonspor’un pisliği yoktur deme lüksümüz yok bizim.
Ben buraya bunları konuşmaya gelmedim. Kulüp başkanları gelsin. Türk futbolunun 4 tane lokomotifi var, benimde başkan yardımcılarım var, bende onarlı göndermesini bilirim. Ama ben bir daha bu toplantılara gelmeyeceğim. Benim buraya gelmemdeki amaç Federasyon binasındaki söylediklerimi burada da söylemek istedim. Daha sonra toplantıdan çıktım. Rizespor ve Eskişehirspor başkanı geldi, başkanım yasaları görüşüyoruz içeri gel dediler. Ben içeri gelmeyeceğim sana da vekâlet veriyorum yasalar konusunda senin onayladıklarını aynen onaylıyorum dedi. Yaşananlar bu şekilde oldu.
Şimdi Mecnun Odyakmaz’ın elinde Trabzonspor ile ilgili elinde ne delil varsa Federasyona vermek zorundadır.
Bu ülkede paralel devlet var. Bu paralel devletin başbakanla bu ülke ile sorunu var. Paralel devlet denen devletin başka bir sorunu kalmadı da Fenerbahçe spor kulübü başkanıyla mı uğraşıyor. Bakın cep telefonu çıktığı günden beri benim numaram aynı, hiç değişmedi. Fenerbahçe kulübü başkanı neden 6 ay içerisinde sayısız numara değiştirdi.
Ben bir programda bu operasyonu yapan hâkimler savcılar içeri girecek suçlu olanlar dışarı çıkacak dedim. Sanki o günleri yaşıyoruz. BU ülkeden oynanan oyunları sporun içine karıştırmayın. Yeniden yargılama isteniyor. Ne varsa Trabzonspor’un tapelerini ortaya koyun. Bu cemaat Trabzonspor’u çok mu seviyordu, Trabzonspor’un tapelerini sakladı.
Benim üzüldüğüm konu Türkiye’de bir süreç yaşadık. Kimsenin başına gelmesin. Geçmişte de yapmış herkes şimdi kabak Fenerbahçe’nin başına mı patladı. Bizim elimizden 4 şampiyonluğumuz çalındı. Şampiyonlukta önemli değil, Türk futbolunda ahlak Adalet istiyor muyuz? Önemli olan bu. Suçlu olan cezasını çeksin. Diyelim ki bu tapelerin yüzde 90’ı yalan. Ama ben yıllardan beri söylüyorum. Bu tapelerin yüzde 5’ini okuyup yüzü kızarmayan adamın namusundan şüphe ederim. Biraz ahlaklı ve adaletli olmak lazım. Bizim derdimiz şampiyonluk değil bizim derdimiz Türk futboluna adaletin gelmesi başka bir şey istemiyoruz.
Güzide kulüplerimizi kendi çıkarı için kullanan insanları bunun dışına atacaksınız. İhale peşinde koşan, çıkarları için siyasilere yaklaşan insanlar yüzünden bu işler oluyor. Bunlar siyasetten kaynaklanmıyor. Kendi camianda adam gibi durursan kendi camianın başında namuslu ahlaklı duruşu ilke edinirsen san hiç kimse şuraya git oyuncu ver diyemez, şunu seç diyemez. Ama ne zaman ki kendi çıkarlarının zarar göreceği endişesine kapılan insanlar siyasete sığınıyorlar sonrada siyaset bize müdahale ediyor diyorlar. Elbette sen çıkarının peşine koşarsan siyasetçilerin dediğini yaparsın. Federasyon başkanları çıksın adam gibi desin ki ben Türk futbolunu şuradan şuraya taşıyacağım, bağımsız aday olsun herkes seçsin. Ama Türkiye’deki bu çıkar mekanizması çıkar peşinde koşan insanlar kulüplerin başında olduğu sürece ihale peşinde