Trabzonspor teknik Direktörü Hugo Broos, bugün Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde saat 13.30'da basın toplantısı düzenledi.
Broos Özür diledi:
Hugo Broos basın toplantısına başlarken dün sadece bir TV Kanalı için verdiği röportajın bir gazetede yayınlandığını, bu durumdan üzüntü duyduğunu söyleyerek şu açıklamayı yaptı " dün akşam bir TV Kanalı için verdiğim söyleşi bir gazetede yayınlandı. Sizden özür diliyorum ben bu açıklamaları TV için verdim. sizlerden bunu yanlış anlamamanızı rica ediyorum. Önümüzdeki günlerde daha dikkatli davranacağım. Bu röportajı yapan kişi bunun sadece bir TV Kanalında yayınlanacağını söyledi. Sizleri temin ederim ki bu ilk ve son oldu bir kez daha tekrarlanmayacak."
-Yattara ile ilgili olarak yaptığınız Körlere yol gösterdik açıklamanızın muhatabı basın mı yoksa yönetim kurulu mu ?
"O konuda fazla ayrıntıya girmeyeceğim. Ne söylediysem söyledim. Ama bahsettiğim körlerin siz olmadığınızdan emin olabilirsiniz. Yattara konusunda ya da diğer oyuncular konusunda yöneticilerden bana her hangi bir dayatma yok. Şu oyuncuyu takıma koy, ya da şu oyuncuyu takımdan çıkar gibi.Zaten böyle bir dayatma söz konusu olsaydı ben bunu kesinlikle kabul etmezdim. Bu benim kabullenebileceğim bir şey değil. Burada oyuncular ile ilgili kararları ben veriyorum. Yattara ile ilgili olarak özellikle Galatasaray maçından sonra bir takım kişilerce bir takım demeçler basına yansıdı, hatta Yattara'nın kendisinin bir demeci vardı, ben oynamaya hazırım, hazır durumdayım diye, Bende bunun üzerine Kayserispor maçından önce Perşembe günü kendisiyle bir görüşme yaptım ve kendisiyle yaptığım görüşmede de bana oynamaya hazırım, şu an her hangi bir engelim yok, oynamaya dair bir sakıncam yok diye bana görüş bildirdi. Bende bunun üzerine onu takımda oynatmamaya dair her hangi bir neden görmedim, herhangi bir sakınca görmedim ve onu takıma koydum. Olay bu şekilde gelişti, sizlerde sonrasında neler olup bittiğini biliyorsunuz.
-Beşiktaş ile 10-11 gün sonra önemli bir karşılaşma oynayacaksınız. Bu karşılaşma öncesinde Beşiktaş ile ilgili yeterli bir bilgiye sahip misiniz.?
Ben Beşiktaş'ı yakın zamanda 2-3 defa takip ettim, onun haricinde Metin hafta sonu oynadıkları maçı seyretti. Önümüzdeki hafta Salı günü Avrupa Kupası maçında oynayacakları maçı seyredeceğiz. Onun ardından bir lig maçı daha var onu da seyredeceğiz, Beşiktaş hakkında sanıyorum önümüzdeki hafta bütün veriler elimize ulaşmış olacak. Hatta biraz daha ileriye giderek söyleyeyim sanırım Lig'de en fazla izlediğimiz, en yakından takip ettiğimiz takım Beşiktaş
-Bana göre Kayserispor maçının kırılma noktasında önemli 2 oyuncu değişikliği yaparak maçı kurtardınız, Teknik direktörlük yaşamınızda bu şekilde kurtardığınız başka maçlar var mı? Galatasaray karşılaşmasında eşitlik sağlandığı anda da keşke böyle bir hamle yapsaydım Gökhan'ı daha erken oyuna alsaydım şeklinde kafanızda bir soru işareti oldu mu
Maç oynanıp bittikten sonra bunları söylemek kolaydır. Bende bir hoca olarak çoğu maçtan sonra bunu beklide böyle yapsaydım ya da şu yaptığımı keşke öyle yapmasaydım diyorum ama bizler hoca olarak maç esnasında karar veriyoruz, uzun uzun oturup düşünmeye zamanımız olmuyor , çünkü bizimde öngöremediğimiz bir takım şeyler var ama öyle değişiklikler takımda öyle farklılıklar ortaya çıkıyor ki sizde bunu ancak maçtan sonra görebiliyorsunuz. Maç esnasında bunları tespit etmeniz çok güç olur çünkü bir çok olasılıktan bahsediyoruz ve bu bir çok olasılığın içinden biz bir takım seçimler yapıyoruz, tabi ki de kariyerimin daha önceki aşamalarında da benzer durumları yaşadım. Denediğim şeyler bazen işe yaradı bazen işe yaramadı. İş benim başıma döndü bütün sorumluluğu yine ben aldım. Bütün kabahatli ben oldum ama dediğim gibi bunları maç bittikten sonra söylemek çok ta büyük bir önem arz etmiyor.
-Yattara ve Engin'i oyundan aldıktan sonra, farklı tepkiler oldu. Bu oyuncuları nasıl kazanmayı düşünüyorsunuz? Maça bu oyuncularla başlamasaydım diye düşündünüz mü?
Bu iki oyuncu için oyundan alınmak onlar için kabul edilmesi çok zor bir şeydir. Farklı farklı tepkiler gösterdiler. Yattara sakin kaldı, herhangi bir şey yapmadı. Engin farklı bir tepki gösterdi ama bunu son derece normal ve anlaşılır buluyorum çünkü bu katlanılması gerçekten çok zor bir şey belki de profesyonelce bir eylem olarak değerlendirebilirsiniz bunu. Şu anda benden bekledikleri bir takım şeyler var, benden bir ışık bekliyorlar çünkü onlar 2 ay önce 3 ay önce nasıl oyuncularsa şimdi de öyle oyuncular. Onların oyuncu profillerinde herhangi bir değişiklik herhangi bir gerileme olmadı ama benden bekledikleri şeyin ne olduğunu çok iyi biliyorum kendileri ile konuşmamı bekliyorlar. Kendilerine bir takım şeyler anlatmamı onlardan bir takım şeyler almamı bekliyorlar, ben de bunu yapacağım. Hatta bugün buradan sonra Yattara ile bir görüşmemiz olacak onunla birebir konuşacağım. Aynısını önümüzdeki günlerde Enginle de yapacağım ve genel durumlarını değerlendireceğim. Fakat üstüne basa basa söylüyorum bu 2 oyuncu da benim için çok değerli oyuncular ve önümüzdeki dönemde kesinlikle faydalanmayı düşündüğüm oyuncular, güvendiğim oyuncular. Dolayısıyla onları kaybetmeyi kesinlikle göze alamam, onları kazanmak için ne gerekiyorsa elimden geldiği kadar bunu yapacağım.
Şurası çok açık ki bu oyuncular için hiç hoş bir şey değil. Çünkü kendi taraftarınızın size karşı tavır alması bu altından kalkılması çok zor bir şey. Bir taraftan da şöyle bir gerçek var Taraftarın bunu yapmaya hakkı da var. Çünkü Engin'den çok büyük beklentileri var, özellikle Yattara'dan çok büyük beklentileri var. Yattara burada çok büyük bir isim yapmış, yıldız seviyesine ulaşmış bir oyuncu ve onlardan bir şeyler görmek istiyorlar, belki aşırı şeyler talep ediyorlar ama bir takım talepleri var, oyuncularında bu taleplere cevap vermelerini istiyorlar ama taraftara böyle davrandı diye böyle tepki verdi diye kesinlikle kızamayız, onları eleştiremeyiz.
-Pazar Günü oynanan Fenerbahçe-Galatasaray maçını izlediniz mi? İzlediyseniz nasıl buldunuz?
Pazar günkü maç tansiyonu çok yüksek bir maçtı. Çok aşırı sert mücadeleler yapıldı, ikili mücadeleler vardı. Oyuncular son dakikaya kadar ellerinden ne geliyorsa yapmaya çalıştılar. Belki çok iyi bir maç izlemedik ama bütün bu özellikleriyle Derbi özelliğini, büyük maç özelliğini hak eden bir karşılaşma vardı. Böyle maçları da her hafta seyredemezsiniz, böyle maçlar ülke futbolu için birer nimet olarak nitelendirilmeli.
Kendi takımım durumu hakkında da özellikle şu 7-8 haftadır çok fazla değişiklik yaptığımızın farkındayım . Aezon başında çok iyi hazırlık maçları oynamıştık Sivas'ta da çok iyi bir başlangıç yapmıştık fakat Sivas'tan sonra kabus olarak nitelendirebileceğim bir hafta yaşadık, burada Diyarbakırspor'a yenildik, ardından Toulous'a kaybettik sonra Manisaspor deplasmanını kaybettik ve bu üst üste gelen 3 yenilgi hem takım üzerinde hem de biz antrenörler üzerinde çok ciddi bir güven sorununa yol açtı, güvenimiz ciddi olarak sarsıldı. Bunun ardından da sürekli bir arayışa girdik ve bu öyle bir arayış ki bir arayışa giriyorsunuz bir takım değişiklikler yapıyorsunuz ama onlarda işe yaramadığı zaman bu sefer kendinizi kısır bir döngünün içinde buluyorsunuz. Farklı pozisyonlarda farklı oyuncular deniyorsunuz ama sonuçlar gelmediği zaman, sonuç gelmediği sürece siz bu arayışı sürekli devam ettirmek mecburiyetinde hissediyorsunuz kendinizi. Bizde böyle bir durum yaşadık, belki şurada da bir hata yaptık belki bazen kaybettiğiniz zaman bile yine aynı takımla önümüzdeki hafta yola devam etmemiz gerekiyordu fakat biz yine değişiklikler yapmayı seçtik. Belki geriye baktığımızda bir hata olarak addedilebilir. Fakat bunun yanında arayışımız tamamıyla yüksek beklentileri karşılayabilmek içindi, çünkü sürekli güçlü olması beklenen, şampiyonluk yarışı içinde olması gereken bir takımın başındayız ve bu takımı bu potada bulabilmek için gerekli zamanda bu değişiklikleri yapmakla hükümlüyüz bunları yapmaya çalıştık fakat dediğim gibi bu arada bir takım hatalarımız oldu ve bende bunları kabul ediyorum geriye dönüp baktığımda.
-Fenerbahçe ile Galatasaray maçında saha boyutunu bir kenara bırakırsak , maç öncesi Arda İle Christian birbirine girdi daha sonra olaya diğer futbolcularda karıştı. Akabinde tribünden atılan bir cisim yardımcı hakemin kafasın yardı ve maç 12 dakika geç başladı. Bu atmosferde maçın oynanmasına bir teknik adam ve bir Avrupalı olarak nasıl bakıyorsunuz.
Bu seyrettiklerimiz olmaması gereken şeylerdi çünkü stada gittiğinizde siz oraya futbol seyretmeye gidiyorsunuz ve oraya çoluk çocuğu ile giden insanlar var. Düşünün ki ben biroraya 10 yaşındaki bir oğlum ile beraber gidiyorum, 10 yaşındaki oğlum böyle manzaralara tanıklık ediyor orada ve o çocuğun futbol hakkında o atmosfer hakkında nasıl bir fikir edineceğini oturun siz biraz düşünün. Bunlar artık oldu fakat bunlara çok ciddi cezalar verilmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü gerçekten cezayı hak eden hareketler bunlar. Burada hem kulüplerin hem de yetkili mercilerin sorumluluk alarak ceza verme yetkisine ve ceza alma sorumluluğuna girmeleri gerekiyor. Çünkü ceza vermediğiniz sürece bunların önüne geçmeniz hiçbir şekilde mümkün değil. Bu cezalarda Avrupa futbolunda çok sert bir şekilde uygulanıyor özellikle Avrupa Kupalarında böyle hareketler çok ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalıyor ve kulüplerde buna göre gerekirse önlemlerini alıyorlar. Holiganizm örneğini hatırlayın bundan yaklaşık 30 sene önce çok ciddi bir holiganizm sorunuyla boğuşuyorduk fakat tüm bu yaptırımlar sayesinde bu gün neredeyse sıfır seviyesine indirildi holiganizm. Ancak ve ancak böyle ağır durum ve cezalarla kulüpleri bundan caydırabilirsiniz ve kulüplere tabi şunu söylemelisiniz Bakın böyle böyle yönetmelikler ortaya koyduk, böyle böyle bir ceza yönetmeliği oluşturduk, yapacağınız şu, şu, şu şeylerde şöyle cezalarla karşılaşırsınız. Ceza konusunda bu kadar açık ve net olursanız bu olayların tekrarlanmasını da ancak bu şekilde engellersiniz.
-Takım futbolcu tercihlerinde tabiî ki siz yetkilisiniz, ancak takımın bir oyun şablonu yok. Bu şablon ne zaman oluşur. Bunun için ne kadar zamana ihtiyacınız var.
Takım üzerindeki değişikliklerden biraz önce bahsederken bunu söylemeye çalıştım. Takım üzerinde bu kadar değişiklik yaparken kolektif bir format oluşturmakta zorlanıyorsunuz . Bende bunun farkındayım . Mümkün olan en kısa sürede bunu yakalamamız gerekiyor.
-Türkiye'de yıllardan beri Trabzonspor, Galatasaray, Fenerbahçe ve Başiktaş'dan biri şampiyon oluyor. Bu sezon Trabzonspor'un şampiyonluktaki şansı ne?
"Şu an çok zor bir durumla karşı karşıyayız, çünkü Fenerbahçe'nin oldukça gerisinde kalmış durumdayız. Ben birkaç hafta önce konuşurken gerçekle yüzleşmeliyiz şu anda liderin çok gerisindeyiz diye bunu özellikle söylemiştim.- fakat yarışın dışında kaldığımızı hiçbir zaman deklare etmedim yarışın hala içerisindeyiz ben sezon başlarken de ikincilik, üçüncülük hatta gerekirse dördüncülük için mücadele etmemiz gerekebilir demiştim ama Önümüzde duran bir gerçek var şu anda liderin çok gerisindeyiz, ama ikincilik ya da 3.lük hedefini ilk yarının sonuna kadar tutturmamız gerekiyor. Mesela bu sene işin içine dahil olan bir Bursaspor var geçen sene Sivasspor vardı. Bazen tırnak içinde küçük diye nitelendirilen bu takımlar bu dört büyük takımın işine çomak sokabiliyor ve bizlerde onları geçip onların işine çomak sokmaya çalışacağız ve bunun için mücadele edeceğiz. Tekrar söylüyorum aradaki fark şu an için çok büyük, belki kapanmaz gibi görünüyor ama en azından Galatasaray ile aramızdaki fark o kadar büyük değil ve hala onları yakalayabilme şansımız var. Hedefimizi bu şekilde tespit ettik.
-Yani bir anlamda ikinci veya üçüncü olur Trabzonspor diye düşünüyorsunuz.
Evet şu anda öyle.
-Biraz önce
-Alanzinho'yu düşünmediğinizi söylüyorsunuz, Barış'ın da sizin sisteminiz içinde yeri yok mu. Ferhat'ın performansı konusunda neler düşünüyorsunuz.
Alanzinho konusunda daha önce konuştuklarımdan başka bir şey söyleme gereksinimi bulmuyorum. Barış çok iyi ve çok genç oyuncu ve şu anda bizimle birlikte bir gelişim evresinde ve şansta geldi ona bu şansını fenada kullanmadı ama hala öğrenmesi gereken bir çok şey var. Çünkü Barış için buradaki her gün, burada yaptığı her idman, burada çıktığı her karşılaşma kendisini ispat etmek için bir fırsat olmalı ve samimiyetle söyleyeyim bende henüz Barış çok iyi oyuncu, ilk 11'de oynar fikrini uyandıramadı.Özellikle Profesyonel zihniyet düzeyinde daha öğrenmesi gereken çok şey var. Bunu kendine iyi bakmıyor demek için söylemiyorum. Fakat başka bir takım hususlar var bunlarda hala kendisini geliştirmesi gerekiyor.
Ferhat konusunda da, Ferhat birkaç hafta öncesine kadar sürekli olarak oynuyordu fakat bir hastalık yaşadı ve hastalık yaşadıktan sonrada onun yerine Cale'yi oynatmaya başladık ve o taraftan buyana da Cale oynamaya devam ediyor.Ayrıca birde 18 kişilik kadro meselesi var 11'in haricinde bir yedek kaleciyi kenarda tutuyorsunuz, Barış veya başka bir oyuncumuz, kendi yetiştirdiğimiz bir oyuncumuz yönetmelikler gereği kadroda yer almak zorunda ve geriye kalan 5 oyuncu içinde bir tercih yapıyorsunuz. Tercihlerimiz şimdiye kadar Ferhat konusunda böyle gelişti.Ama Ferhat'ın sürekli gelişme kaydeden ve kullanabileceğimiz bir oyuncu da olduğu apaçık ortada.
-Tony Slyva'nın Kayserispor maçında kulübede oturacağı yönünde bir beklenti vardı. Sizin Onur'u oynatma düşünceniz var mıydı?
"Şu anda böyle bir değişikliğe gideceğimizi düşünmüyorum, şimdiye kadar böyle bir gereklilikte duymadık . Tony'nin özellikle son birkaç maçta takıma geçen sene verdiği güveni vermediğinin bende farkındayım, bir takım hatalarda yaptı ama Cuma günü belki de maçı kurtaran isimdi Tony. Çünkü maç 2-1 iken harikulade bir kurtarış yaptı ve maçın 2-2 ye gelmesini önledi, bunu da gözden kaçırmamak gerekiyor .Tony çok deneyimli bir kaleci ve onun bu deneyiminden faydalanmaya çalışıyoruz.
Öteki tarafta da Onur çok yetenekli bir kaleci, fakat ikisini yan yana koyduğunuzda bir tarafta çok deneyimli bir kaleciniz var bir tarafta çok yetenekli bir kaleciniz var. Deneyimli kalecinizi takımdan çıkarıp yetenekli kalecinizi takıma koyduğunuzda ve işlerde yolunda gitmediğinde o zamanda çok ciddi bir sorunla karşı karşıya kalırsınız. Çünkü aynı anda hem çok deneyimli kalecinizi kaybedersiniz hem de çok büyük potansiyel çok büyük gelecek vaad eden genç ve yetenekli kalecinizi kaybedersiniz. O zaman Onur için bunu gerçekten doğru zamanda yapmak gerekiyor. Tony ile Onur arasındaki dengeyi de bu şekilde oturtup böyle bir strateji takip etmek gerekiyor.
- Alanzinho konusunu kapattınız ancak televizyona verdiğiniz röportajda buna değindiniz? Alanzinho'yu düşünüyormusunuz, düşünmüormusunuz. Açık bir cevap verebilir misiniz? Körler ifadesini de noktaladığınızı söylemiştiniz? Ama biz merak ediyoruz?
Mesela ne bilmek istiyorsunuz?
-Oyun sisteminizin içinde Alanzinho var mı yok mu?
Sru az önce sorulmuştu cevabını vermişti. Yok düşünmüyorum.
- Yabancı bir yayında uzun süredir para alamadığınız yönünde bir demeciniz çıktı. Böyle bir açıklamanız oldu mu?
. Hangi gazeteci? Geçtiğimiz hafta buraya gelen bir gazeteci vardı ama onunla böyle bir şey konuşmadık. Böyle bir şey söylemedim. Böyle bir şey benim ağzımdan çıkmadı.
-Ocak'a kadar burada kalırsanız, Alanzinho'yu Ocak'tan sonra kadroda görmek istiyor mu istemiyor musunuz? Yönetime böyle bir talebiniz olacak mı?
Umarım,
Oynamayan her oyuncuyu göndermeye kalkarsak, devre arasında 8-9 oyuncu almak zorunda kalırız, bu da taktir edersiniz ki mümkün değil. Alanzinho şu an oynamıyorsa bu ileride 2 hafta sonra ya da 1 ay sonra ondan faydalanmayacağım anlamına gelmez. Çünkü Şuan itibarı ile onun gibi bir oyuncuya takımda ihtiyaç duyuyoruz.
Belirli bir oyuncu sayısıyla lige başladık, Ömer Aysan'ın katılmasıyla birlikte şu an 24 kişilik bir kadro oluştu, bu kadroyla yola devam ediyoruz. Çok ciddi sakatlıkların haricinde bu çekirdek kadroyu bozmadan sezon sonuna kadar yola devam etmeye çalışacağız.Ama söylediğimiz gibi şu anda kullanmadığımız belli başlı pozisyonlardaki bazı oyuncuları ileride kullanabiliriz o yüzden onlara kadro içinde ihtiyacımız var.
- Şenol Güneş bile burada çok acımasızca eleştirildi. Bizim de burada büyüttüğümüz konular olabiliyor.Moraliniz bozulmasın. Bu kör meselesindeki kavga gürültü açıkçası hoşuma gitti. Sizden saha içerisinde de daha agresif bir yapı ortaya koymanızı istiyoruz.
Bu aslında benim tarzım değil. Ben böyle konuşan bir insan değilim, ben sadece işlerin doğru ve açık bir şekilde yürümesini istiyorum ama üstüme çok gelindiğini, artık iyi niyetimin suiistimal edildiğini düşündüğüm durumlarda da normal tavrımın dışına çıkarak hareket ediyorum, daha agresif davranıyorum bunu da kendimi korumak için yapıyorum. Fakat her zamanki tarzım böyle değil bunu sizlerde çok iyi biliyorsunuz.
- Alanzinho konusunda verdiğiniz yanıtlar bizi tatmin etmedi? Bir teknik adam olarak sizce Alanzinho'nun alınması hatamıydı.
Neden tatmin olmadınız.
Alanzinho geçtiğimiz ocak ayında buraya geldi. Alanzinho Ocak'tan Haziran'a kadar kaç maç oynadı.
5 defa oynadı mı ilk 11'de.
Aynı soruyu o dönem burada benim yerimde oturan hocaya da sordunuz mu?
Ben şunu söyleyebilirim size o da kendince haklı bir açıklama yapmıştır, size neler söylediyse haklıdır.
-Şu an böyle bir transfer yapılacak olsa siz bu oyuncunun gelmesini ister miydiniz?
Buna cevap vermek istemiyorum.
Her hocanın her antrenörün oyuncular hakkında belli fikirleri vardır, oyuncuların kaliteleri ve sitilleri hakkında, bunlara da ben kesinlikle saygı duyarım. Az öncede bunu söylemeye çalıştım. Burada şu an oynamayan bir oyuncu 15 gün sonra, bir ay sonra kendisine kadroda yer bulabilir. Oynamayan oyuncuların hepsini birden buradan göndereceğiz diye bir kural söz konusu değil. Bunu dikkate alarak bu doğrultuda hareket edeceğiz. Oyuncular şu an burada oynamıyor diye onu gözden çıkardık yorumunu buradan çıkarmamanızı rica ediyorum. İşler bir kez yolunda gittiğinde kadroda tabi ki daha az değişiklik yapacağız. Ama bu istikrarı yakalamadığınız müddetçe bir takım değişiklikler yapmak durumunda kalacağız ve bu değişikliklerin içinde ona da yer açılabilir.
Ve şunu söyleyeceğim. Bir oyuncu kadroya almıyorsanız bu o oyuncuyu istemediğiniz anlamına gelmez.