TFF 1. Başkan Vekili Lütfi Arıboğan, İstinye'deki federasyon binasında yapılan yönetim kurulunun olağanüstü toplantısının ardından, iptal edilen Bursaspor-Beşiktaş maçıyla ilgili cezaları açıkladı. Arıboğan, Bursaspor'un 3-0 hükmen mağlubiyetine, Beşiktaş'ın 3-0 hükmen galibiyetine karar verildiğini belirterek, ''Ayrıca yönetim kurulumuz tedbiren bu hafta oynanacak Kasımpaşa-Bursaspor maçına ve ayrıca 2011-12 sezonunda Bursaspor'un deplasmanda oynayacağı ilk 2 karşılaşmaya Bursaspor seyircisinin alınmamasına karar verdi. Önümüzdeki hafta Gençlerbirliği ile kendi sahasında oynayacak Bursaspor'un bu maçı ve yeni sezonda sahasında yapacağı 4 maçı da tarafsız sahada ve seyircisiz oynanması karara bağlandı'' dedi.
Bursa Emniyet Müdürlüğü'nden bir ekip olayı araştırıyor
Bursa Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi'nden bir ekip, geçtiğimiz cumartesi oynanması planlanan Bursaspor-Beşiktaş maçı öncesi çıkan olaylarla ilgili olarak, iki kulüp çalışanının bilgisine başvurmak üzere Bursaspor'un Özlüce Tesisleri'ne gitti. Cumartesi günü çıkan olaylarla ilgili İl Emniyet Müdürlüğü ve Cumhuriyet Savcılığı'nın soruşturması sürüyor. İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü'nden bir ekip, iki kulüp çalışanının bilgisine başvurmak üzere öğle saatlerinde Bursaspor'un Özlüce Tesisleri'ne gitti.
Bursaspor Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı
Bursaspor Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı, stat dışındaki taraftar olayları nedeniyle iptal edilen Bursaspor-Beşiktaş maçıyla ilgili Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Yönetim Kurulunun verdiği kararı çok ağır bulduklarını söyledi. Yazıcı, TFF Yönetim Kurulunun takımları aleyhinde 3-0 hükmen mağlubiyet ve 5 maç tarafsız sahada seyircisiz oynama cezası verdiğini hatırlattı. Kararı çok ağır bulduklarını vurgulayan Yazıcı, ''Böyle bir kararı beklemiyorduk. Bursaspor Kulübü olarak bu kadar ağır bir cezayı hak etmedik'' dedi. Yazıcı, kararın kendilerine ulaşmasının ardından gerekli itirazlarda bulunacaklarını belirterek, konuyla ilgili geniş bir açıklama yapacağını kaydetti.
Bursaspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam
Bursaspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam, TFF'nin, Beşiktaş maçında Bursaspor'u 3-0 hükmen yenik sayılması, ev sahibi takıma 5 maç tarafsız sahada seyircisiz oynama cezası verilmesine ilişkin kararı konusunda şu anda değerlendirme yapmak istemediğini belirtti.
Sağlam, TFF'nin kararıyla ilgili sorusu üzerine, şu an bir değerlendirme yapmak istemediğini söyledi. Ertuğrul Sağlam, ''Karar, henüz çok sıcak. Gerekli değerlendirmeyi ileride yaparım'' diye konuştu.
Diyarbakırspor Kulübü Müdürü Muhittin Ateş
Diyarbakırspor Kulüp Müdürü Muhittin Ateş, TFF Yönetim Kurulu'nun, Spor Toto Süper Lig'in 32. haftasında, stat dışındaki taraftar olayları nedeniyle iptal edilen Bursaspor-Beşiktaş maçında Bursaspor'u 3-0 hükmen yenik sayması ve ev sahibi takıma 5 maç tarafsız sahada seyircisiz oynama cezası verdiğini hatırlattı. Geçen sezon Diyarbakırspor ile Bursaspor arasında Diyarbakır Atatürk Stadı'nda oynanan lig maçında bir seyircinin attığı maddenin yan hakeme isabet etmesi nedeniyle o maçın iptal edildiğini bildiren Ateş, şöyle dedi: ''O maçın ardından TFF, Diyarbakırspor'a bugünkü cezanın aynısı vermişti. Oysa o maçta sadece hakeme isabet eden tek bir yabancı madde vardı. Oysa Bursa'daki görüntüler çok vahimdi. Beşiktaş kafilesi otelden bile dışarı çıkamadı ve taraftarı kente bile giremedi. Bu yetmezmiş gibi Bursaspor taraftarı saatlerce kenti savaş meydanına çevirdi. Olaylarda çoğu polis 40'a yakın kişi yaralandı. Bu olaylara verilen ceza ile Diyarbakırspor'a verilen cezanın aynı oranda olması camiamızı üzmüştür. Kararın adil olmamıştır. Bursaspor'a verilen ceza çok az. Bu ceza Diyarbakırspor'a haksızlık yapıldığını net olarak ortaya koymuştur. Üstelik o haksız ceza nedeniyle takımımız küme düştü. Keşke TFF, Bursaspor'a çok daha ağır ceza verebilseydi. Bundan sonra benzer olaylar başka kentlerde yaşansa bunun sorumluluğunu kim alacak doğrusu çok merak ediyoruz.''
CHP Genel Başkan Yardımcısı Kaleli
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sena Kaleli, yazılı açıklamasında, TFF'nin Bursaspor-Beşiktaş maçının iptalinin ardından Bursaspor'a verdiği 3-0 hükmen mağlubiyet ve 5 maç tarafsız sahada oynama cezasını değerlendirerek, güvenliğin sağlanması noktasında sorumluluğun kulüp yönetiminin olmadığını bildirdi. Kaleli, şöyle devam etti: ''Federasyonun aldığı karar, günahsız Bursaspor'un ve Bursa'nın açıkça cezalandırılmasıdır. Bu karar, şampiyonluğa giden bir takım için de bu kadar kolay verilebilir miydi? Bursaspor'un bir kolluk kuvveti mi var? Çıkan olayların sonlandırılması ve güvenliğin sağlanması sorumluluğu kulüp yönetiminde değil, bu kentin yetkililerinde. Kararı alan Valilik, cezayı çeken Bursaspor oldu. Umarım, tahkim başvurusu sonrası sapla saman ayrılacaktır.''
Bu noktaya gelinmesinde sorumlu olan herkesin, kentin geleceğini etkileyen her kişinin yaptığı davranışların ve aldığı kararların sorumluluklarını alması gerektiğini belirten Kaleli, şu görşlere yer verdi: ''Şu anda olaylara karışan taraftarlar MOBESE kameralarından tespit edilerek sorgulanıyor. Burada süreç devam ediyor. Sorumlular muhakkak yargının karşısına çıkarılacak. Sporda şiddetin her türlüsüne karşıyız. Ancak kısa bir süre önce İstanbul'da yaşanan ve Bursaspor taraftarlarının bıçaklanması ile sonuçlanan olayların etkisi henüz geçmemişken, Bursa Valimiz Şahabettin Harput, sosyal medyada taraftarlar arasındaki gerilimi takip ederek, önceden tedbir alabilirdi. Bu konuda gereken hassasiyet gösterilmemiştir. İl yöneticileri ile gerekli koordinasyon kurulamamıştır. Sürecin ilk anından itibaren göstergeler yanlış değerlendirilmiş ve bu talihsiz olay yaşanmıştır.''
Kaleli, iyi niyetli olduğu söylenen bir kararın, Bursaspor'un karşı karşıya kalacağı bu olumsuzluklar düşünülmeden alındığının aşikar olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: ''Bursaspor, önümüzdeki sezon neredeyse bir devreyi seyircisiz oynayacak. Kaybı büyük. Bursa kenti, esnafı, taksicisi, otelcisi gelirinden oldu. 'Bursa'nın imajı zedelendi' demek yetmez, bu kaybın sorumluları her anlamda bu kente bir açıklama borçludur. Ayrıca Bursa'nın hakkını bu hükümette koruyamayanlar, acaba bu kararla ilgili Bursa ve Bursaspor için ne yapacaklar?''
Devlet Bakanı Bülent Arınç
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bursaspor'un Beşiktaş maçıyla ilgili 3-0 hükmen mağlup sayılması ve 5 maç tarafsız sahada seyircisiz oynama cezasıyla ilgili kararına hakkında değerlendirmelerde bulundu. Taraftarların içeriye girmesi ve takımların sahaya inip top oynamasının mümkün olmadığını hatırlatan Arınç, şöyle konuştu: ''Şunu sormak ve anlamak istiyorum; içeride maç yok, içeride taraftardan veya üçüncü kişiden kaynaklanan olay da söz konusu değil. Her iki takımın futbolcuları da stadyumda değiller. Dışarıda olan bir olay nedeniyle maçın belki tekrarı gerekirken şimdi böylesine ağır bir cezaya maruz kalmayı ben hukuk kuralları içinde doğrusu izah edemiyorum. Bugüne kadar da bir örneği görülmemiştir.''
Sporda şiddetin önlenmesi amacıyla radikal bazı tedbirlerin alınmış olabileceğini dile getiren Arınç, şunları kaydetti: ''Ama düşünün ki, birinci lig maçı oynayacak bir takımın, iddialı bir takımın, küme düşmesi ihtimal bir takımın taraftarı ismiyle kendisini yaftaladığı üzerine giydikleri birkaç formayla böyle olay cereyan etse böyle bir ceza verilebilecek midir? Bu olayların önüne geçilebilecek midir? Dışarda ne amaçla yaptıkları bilinmeyen birkaç sergerdenin, şampiyonluğa oynayan bir takımın, üçüncülük iddiası olan bir takımın önünü kesmeye kimin hakkı vardır.''
Bülent Arınç, TFF'nin Bursaspor'a verdiği cezayla ilgili sosyal paylaşım sitesi Twitter'a mesaj gönderdiğini ve bu mesajlara çok cevap geldiğini söyledi. TFF'nin, stat dışında cereyan eden olaylar nedeniyle Bursaspor'u ağır bir şekilde cezalandırdığını dile getiren Arınç, şöyle konuştu: ''Bu kararı hukuka aykırı ve çok ağır buluyorum. Bu, Bursa'ya ve Bursaspor'a yapılan çok büyük haksızlıktır. Elbette, bununla ilgili mevzuat var, TFF özerk bir kuruluş. Son olarak TBMM'den uzlaşmayla çıkarılan sporda şiddetin önlenmesine yönelik kanunumuz da var. Bütün bunları bir araya getirdiğimiz zaman Bursaspor'un bu şekilde ağır cezaya maruz kalması, çok üzüntü vericidir. Benim bir hukukçu olarak, gözlemci olarak çözemediğim şudur: Bursapor-Beşiktaş maçı oynanmamıştır. Her iki takım da sahaya gelmemiş veya gelememiştir. Maç oynanırken taraftardan ya da herhangi bir kişiden kaynaklanan bir olumsuzluk sebebiyle maç tatil edilmemiştir. Maçın oynanması ve takımların sahaya gelmesi mümkün olmadığı gibi maç sırasında cereyan eden bir olumsuzluk da söz konusu değildir. Takımlara atfedilebilecek, taraftara atfedilecek ya da bundan bir zarar gördüğünü ifade edecek bir kişi, kurum ya da kuruluş yoktur.''
Arınç, maçtan önce gelişen olaylara yönelik şunları söyledi: ''Dışarıda bir grup, bazıları üzerlerine Bursaspor forması ve giysisi giymek suretiyle, ellerinde taşlarla, kamalarla, bıçaklarla hatta çöp konteynerlerini kullanarak hedeflerine polisleri almış ve polislerle çatışmaya girmiştir. Bu görüntüler, Türkiye'nin çeşitli yerlerinde zaman zaman olmaktadır. Bunların içinde ne kadar taraftar vardır, ne kadarı Bursaspor'u temsil etmektedir, bu da malum değildir. Bursapor'un da gerçek taraftarı bunlar değildir. Bir eline kasaturayı, bir eline taşı almış insan Türkiye'nin hiçbir yerinde taraftar olarak nitelendirilemez.'' Bülent Arınç, emniyetin, aldığı tedbirlerle olayın büyümesini engellediğini vurgulayarak, taraftar içeri girmediği halde dışarıda gerçekleşen olaylar nedeniyle verilen ağır cezanın bir örneğinin görülmediğini söyledi.
''Bu o kadar ağır cezadır ki, bundan sonra bu olayların arkasını kesecek tedbir de değildir'' diyen Arınç, şöyle devam etti: ''Böylesine kendinden geçmiş holigan tipli insanların nerede ne yapacağını kararlaştırmak mümkün değil. Bu insanlar cezalandırılması gerekirken, kaldı ki gözaltına alınanlar, tutuklananlar da olacaktır, bir futbol takımının, iddiası olan takımın, onu benimseyen bir şehrin cezalandırılması, bence çok yanlış çok ağır, çok haksız karardır. Bunu kabullenmek mümkün değil. Dolayısıyla yapılacak şey, takımın Tahkim Kurulu'na gitmesi, Tahkim Kurulu'nun da mevcut durumu yeniden inceleyerek, hatta Emniyetle, Vilayetle yazışmalar yapmak suretiyle olayların nasıl cereyan ettiğini daha iyi incelemek ve bu konuda haklı ve hayırlı karar vermesidir. Aksi halde böyle bir ceza hiçbir zaman caydırıcı olmayacaktır. Sadece 3-5 tane kendini bilmezin ortaya çıkardığı olay nedeniyle bir takım hakkında adeta ölüm kararı vermek olacaktır.''
Arınç, TFF'nin de Tahkim Kurulu'nun da bu gerçekleri bir kez daha gözardı etmeden incelemesini ve olayla bağlantılı olarak karar verilmesini istediklerini belirterek, şunları kaydetti: ''Konuşmam biraz uzun sürdü kusura bakmayın içimiz yanıyor, böyle şey olur mu? Birinci karar çok ağır. İkincisini tartışmaya bile gerek yok. Bundan sonra maçlar da seyircisiz ve dış sahada oynayacak. Bu da çok ağır. Ama 3 puanın silinmesi ve hükmen mağlubiyet şüphesiz iddiası olan bir takımın önünü kesecek nitelikte. Yoksa, Bursaspor, her yerde maçını oynar, bu oyuncuları ve futboluyla inanıyorum ki, başarılı neticeler alır. Birinci karar çok ağır karar, ikincisi de buna bağlı olarak kabullenilebilecek durum değil.'' Bir gazetecinin, ''Yönetimin, şehrin, Bursaspor taraftarının cezalandırılması anlamına mı geliyor?'' sorusu üzerine Arınç, ''Hiç uzatma, bu karar Bursa şehrine de takımını da gerçek taraftarına da çok ağır, çok haksız karardır'' diye konuştu.
Kardemir Karabükspor Kulübü Başkanı Tankut
Kardemir Karabükspor Kulübü Başkanı Hikmet Ferudun Tankut, TFF Yönetim Kurulu'nun, Spor Toto Süper Lig'in 32. haftasında stat dışındaki taraftar olayları nedeniyle iptal edilen Bursaspor-Beşiktaş maçında Bursaspor'u 3-0 hükmen yenik sayması ve ev sahibi takıma 5 maç tarafsız sahada seyircisiz oynama cezasına yönelik, ''Gerçek taraftar olmayanların yaptıklarından kulüpler ve Türk futbolu zarar görmektedir'' dedi.
Tankut, gerçek taraftardan uzak, amaçları futbol izlemek olmayan bazı kişilerin, Türk futboluna yazık ettiklerini söyledi. Bursa'da yaşanan olayların son olmasını dilediklerini anlatan Tankut, şöyle konuştu: ''Bu kişiler gerçek taraftar değil. Gerçek taraftar kulüplerine zarar gelecek hareketlerden kaçınır. Bursaspor taraftarı asla bu tür olayların içinde olmaz. Bu olayları yapanlar futbol seyircisi de değildir. Gerçek taraftar olmayanların yaptıklarından kulüpler ve Türk futbolu zarar görmektedir. Bu tür olaylar sonunda takımlar zor durumda kalıyor. Olayların son bulmasını, Fair Play ruhunun her zaman canlı kalmasını istiyoruz.''
Tutuklanan Bursalılar
Bursa 3. Sulh Hukuk Mahkemesince dün tutuklanan Mehmet S, Mehmet C, Aydın A, Emre A. ve Yasin Y, olaylar öncesi ve sırasında yaşadıklarına ilişkin farklı iddialar ortaya attı.
Garsonluk yaptığını dile getiren 18 yaşındaki Mehmet S, ifadesinde, olay günü, iş yerinden haftalığını aldıktan sonra arkadaşlarıyla Bursaspor-Beşiktaş maçına gitmeye karar verdiğini, evden çıkarken yanına aldığı palayı, sağ bacağından aşağı sarkıtarak eşofmanının lastiğine sıkıştırdığını belirtti.
Stat yakınlarına geldiğinde olayı gördüğünü belirten Mehmet S, ''Polislerin üzerine saldırması üzerine alkolün de etkisiyle palayı belinden çıkardığını'' öne sürerek, ''Palayı çıkardım ve polis panzerinin lastiğini kestim. Ancak bu işi yaparken beni kimse yönlendirmedi. Ben herhangi bir örgüte de üye değilim. Taraftar derneğine üye değilim. Kimseden emir ve talimat almadım. Fikir birliği içinde de bulunmadım. Olaydan dolayı pişmanım'' dedi.
Günlük işlerde çalışan 25 yaşındaki Yasin Y. ise maç öncesi kullandığı uyuşturucu hapın da etkisiyle kontrolünü kaybettiğini iddia ederek, ''Polise taş atan gruba rastlayınca ben de aldığım uyuşturucu hapın etkisiyle birkaç kez taş attım. Ancak attığım taşlar kimseye denk gelmedi'' ifadesini kullandı.
Olay günü kombine biletle maça giderken kendini bir anda olayların içinde bulduğunu öne süren ve ''Satış elemanı'' olduğunu dile getiren 27 yaşındaki Mehmet C. de, ''Toplum psikolojisi içinde galeyana gelerek'' polislere birkaç kez taş attığını iddia etti.
İşsiz olduğunu beyan eden, ''Geçimimi ailem sağlıyor'' diyen 30 yaşındaki Aydın A. da Bursaspor-Beşiktaş maçına gitme niyetinde olduğunu, ancak olaylar nedeniyle stada giremediğini, bazı kişilerin polise taş atmaları üzerine bu eylemi engellemeye çalıştığını öne sürdü.
Aydın A, ''Kesinlikle ben polise taş atmadım. Olaydan sonra üzerimde bulunan kombine bileti tribün lideri S.K.'dan almıştım. Bedelsiz biletlerden de haberim yoktu. Suçlamaları kabul etmiyorum'' dedi.
İşçi olduğunu söyleyen 20 yaşındaki Emre A. da, polise taş atmadığını, aksine atanları engellemeye çalıştığını, bu sırada isabet eden taşlardan yaralandığını öne sürdü.
Biber gazı sıkılmasına sinirlenerek bir kez basın mensubuna taş attığını itiraf eden E.A, ''Olaylardan ötürü pişmanım. Maç öncesinde bazı grup liderleri olarak tanıdığım kişilerin Beşiktaş taraftarlarının Bursa'ya sokmamak için toplantı yaptıklarını duydum ancak doğru olup olmadığını bilemem'' yönünde ifade verdi.
Olaylar nedeniyle 5 zanlı dün tutuklanmıştı.