Grekoromende 74 kiloda Dünya şampiyonluğuna ulaşan Selçuk Çebi röportajının ikinci bölümünde birbirinden ilginç yaşam öyküsünü anlatmayı sürdürdü.
Çebi, Dünya şampiyonluğunun kolay gelmediğini çok fedekarlık yaptığını açıkladı. Şampiyon olduktan sonra ilk aklına gelen yeni doğan ve şampiyonada olduğu için yüzünü dahi göremediği oğlu gelirken kendisini ilk arayanında Başbakan Recep Tayip Erdoğan olduğunu söyledi.
Çebi güreşe ilginç bir şekilde başladı. Peki örnek aldığı ve güreşe başlamasında en önemli rolü oynayan milli güreşçi kimdi ?
Antremanlar için günde kaç kilometre yol yürümek zorunda kalıyordu
Belini güçlendirmek için evinin 2.kat balkonuna atığı halata tırmanarak belini güçlendirmeye çalışan ,kum doldurduğu un çuvallarıyla Sufleks çalışması yaparak rakiplerini alt eden Çebi kendi oğlunun güreşçi olmasını istermi?
İşte bu soruların cevabı. Dünya şampiyonu Çebi'nin roportajının 2.bölümünde
GÜREŞ İÇİN BABAM İZİN VERMEDİ
Çocukken ben de karaciğer büyümesi varmış. Babam benim güreş yapmama hatta spor yapmama izin vermiyordu Çünkü biraz yorulunca karaciğerim büyürdü şişerdi . 6 yaşındayken bu nedenle 15 gün hastanede yattım
İmam Hatip lisesi orta kısmında okurken okulda güreş yapıldığını duydum. İmama Hatipte okumak istemiyorum ama ,güreş orda yapılıyor. Onun için oraya gitmek istiyorum . Güreşe gittim takımın hocası Aydın Özkan beni takıma almadı. Aydın hoca bana Yaşın çok küçük deyip beni gönderdi.Bir sene sonra gittim bir kaz daha aynı şeyi söyledi beni yine takıma almadı.
Fakat işin doğrusunu sonradan öğrendim Meğer Babam benim güreş için hocaya gittiğimi öğrenmiş. Oda gidip Aydın hocamızı bulup ona demiş ki Bizim Hamza'nın karaciğerinde rahatsızlığı var. Ancak güreşi de çok seviyor. Sana gelirse sakın Hamza'yı okul takımına alma . Karaciğer büyümesi var , ne olur ne olmaz
Hocamızda bu yüzden ne zaman gitsem bir mazeret bulup beni gönderiyordu. Ancak hoca beni bir taraftan kovuyor ,ben öbür taraftan giriyorum .En sonunda baktı ki , bu çocuk bu işi çok seviyor . Daha fazla dayanamadı gidip Babamla konuşmuş Bırak bu çocuğu güreş yapsın. Çünkü 10 kez gönderdim 11 kez geldi demiş Sonun da babamda dayanamadı öyle başladım.
Benim oğlumun güreşçi olmasını ister miyim bilmiyorum. Babam benle gurur duydu bende o duyguları oğlumla yaşamak isterim. Fakat oğlumun benim çektiğim o sıkıntıları çekmesini istemem. Ancak o sıkıntıları da çekmeden o şampiyon olunmuyor sanırım.
NELER ÇEKTİĞİMİ KİMSE BİLMEZ
Ben 1992 yılından beri güreş yapıyorum. 1994 da Trabzon'a geldim.Mustafa Hocam beni Belediyespor'a aldı. 6 yıl boyunca idmana gitmek için Araklıdan dolmuşa binip Çömlekçi semtinde iniyorum. ,Oradan yürüyerek meydana (Atatürk Alanı) çıkıp Mustafa hocamı buluyorum. Ondan sonra ikimiz birlikte Avni Aker stadının yanında bulunan 19 Mayıs Spor Salonuna (Yenimahalle) kadar yürüyoruz.
Antremandan sonra da ayna yolla yürüyerek çömlekçiye kadar geliyorum. Ordan dolmuşa binip tekrar Araklıya gidiyorum.
Kenti bir baştan diğer başa yürüyerek gidiyorum,hem de antremandan sonra o yorgunlukla o kadar uzun yolu yürüyordum.Bu bir iki gün de değil, tam 5 yıl boyunca sürdü. Çoğunluklada böyle gidip geldim.
Şimdi buna katlanan insan bula bilir misiniz ? Sonunda ne olacağınız belli değilken,bu cefayı kim çeker, bu özveriyi şimdi kim gösterebilir? Ne yolculuğunuz yolculuk ne çalıştığınız salon bir şeye benziyor, nede gelecekte ne olacağınız belli. Her antreman 20 kilometre yol yürürdüm
İDOLÜM M. AKİF PİRİM'Dİ
Ben güreşe başlamak için babamdan izin alana kadar neler çektim. ^Benim güreşçi olmamda en büyük pay Milli güreşçi Mehmet Akif Prime aittir.çocukluğumda onu izler onun gibi olmayı hayal ederdim. Küçükken babamla birlikte TV lerden Mehmet Akif Pirim'in maçlarını izlerdik
Babam da onu çok beğenirdi .Onun maçlarını televizyonda izlerken babam beni de koltuğunun altına alır maçı izlerdik
O zamanlar aklımdan şöyle geçirdi Bende şöyle bir maç yaparsam da babamda beni TV den izlese. Bugün bunu Allah nasip etti bize. Şimdi Allah bana da ,oğlumu bu tip bir günde TV din izlemeyi nasıp etsin.
DÜNYA ŞAMPİYONLUĞU KOLAY GELMEDİ
İlk önümüzde hangi rakip varsa tamamen onu düşündük.Finale kadar 5 maç yapacaktık. Sporu bırakmış olan eski şampiyon ,milletvekili Mehmet Özal ve Sivas Milletvekili Hamza Yerlikaya bana moral verdi. Türkiye'ye Danimarka'da altın madalya kazandıran Nazmi Avluca, final maçından önce yanıma gelerek 20 kez ikincisi olacağına ,1 kez dünya birincisi ol ve şampiyonlar kulübüne ismini yazdır. Tarihe böyle geç, Trabzon'un değil i Türkiyenin tarihine ismini yazdır dediler
Şampiyona boyunca sadece aklımızda Türk bayrağını göklere çıkartmak vardı. Finalde rakibim ev sahibi Ülke Danimarka'nın 2 dünya ikinciliği bulunan sporcusuydu . Tüm avantajlar ondayken onu yenmeyi başardım .
Maç öncesi aklıma, ev sahibi ülkenin sporcusunu evinde yenmen çok zor . Hakemlerde ev sahibinin korur ,gibi şeyler getirmedim. Rakibimin benle maç oynayana kadar 2 dünya üçüncülüğü vardı, şimdi onu 3 e çıkardı.
İLK TRANSFER YAPTIM
Trabzon Belediyesinde güreş hayatım başladı . Ancak bir taraftan da okuyorum. Daha ne kadar babamın eline a bakabilirdim ki? Rize Çaykurspor kulübünden teklif geldi. Bana kadro verdiler .1 yıl orada çalıştım . Sonra okul bitti öğretmenlik atamam yapıldı . Bu kez de İstanbul Büyükşehir Belediyesi takımını, daha kuvvetlendirmek için bizi istedi. Trabzon'da ki insanlar hala zannediyor ki, 300-500 milyona bir sporcuya para vererek onu elimizde tutabiliriz. Beslenmemiz farklı, antremanımız farklı. Yani Trabzon'da çok yanlış düşünüyorlar . Bir taraftan okuyorum bir taraftan spor yapıyorum.. Hep babamın eline bakacak değildim.Bu nedenle gelen teklifleri değerlendirdim. Sporcu olmazsam babamdan aldıklarımla okurdum.Ama güreş ayrı bir masraf getiriyordu. Bu da transfer yapma zorunluluğu getirdi. Yoksa bir yere gitmezdim.
GENÇLİĞİMİ YAŞAYAMADIM
Dünya şampiyonu olmak kolay değil.Çok fedakarlık yapmanız gerekiyor,.Bakın bazı arkadaşlar bana askerliğimi yapıp yapmadığımı soruyor. Bende hep şunu söylerim 18 yıllıdır devletin askeriyim,18 yıllıdır o kamp senin bu kamp benim dolaşıp duruyorum zaten diyorum. Bakın yılın 9 ayı kamplardayım .Bütün hayatımızdan ödün vermişiz, ailemizden ödün vermişiz, yememizden ,içmemizden ödün vermişiz. Arkadaşlarım denizde, havuzda ,plajda güneşlenirken ,ben aylarca kamplarda ter döktüm. Onlar aileleriyle birlikteyken ben kamplarda aile hasreti çekiyordum. Köyümden uzak, arkadaşlarımdan uzak.Hep özlem duydum. Eşim hamileyken bile kamplar nedeniyle çoğunlukla yananda olamadım. Oğlumun doğumuna yakında onu bırakıp Şampiyona için Danimarka'ya gittim. Ben Baba olduğumu şampiyon olduktan sonra öğrendim. Çünkü oğlum,ben Danimarka'da şampiyonadayken dünyaya geldi. Doğumun da bile bulunamadım. Oğlumun yüzünü de ancak şampiyon olup Trabzon'a geldikten sonra havalimanında görebildim.
AKLIMA İLK YENİ DOĞAN OĞLUM GELDİ
Şampiyonada milliyetçi duyguları kabarıyor aklına başka bir şey gelmiyor insanın.
O bayrağın nasıl kırmızı ve beyaz olduğunu,tarihini, çok iyi bildiğimiz için,orada aklınıza başka şey gelmiyor. O duygular o kadar kabarıyor ki , her şeyi unutuyorsunuz. Maç bitti ,bayrağımızı gök yüzüne çıkarttım, İnanılmaz sevinç yaşadım. Sonra aklıma ilk gelen hocalarım ,ailem ,eşim ve yeni doğan oğlum oldu.
BAŞBAKANIMIZ ARAYIP TEBRİK ETTİ
Beni telefonla ilk arayıp tebrik eden Başbakanımız Recep Tayip Erdoğan oldu. Daha terim soğumamıştı . Başbakanımız maçı TV den canlı olarak izlemiş. Beni maçın bitiminde telefonla aradı. Bana Bizi burada çok heyecanlandırdın, çok gururlandırdın dedi. 10 dakika yay lakın süre telefonda konuştuk . Terim onunla telefonda konuşurken soğudu. Ardından da sayın bakanımız Faruk Özak,aradı Sonra diğer Trabzon milletvekilleri aradı .
BEN DÜNYA ŞAMPİYONLUĞU YOLUNU AÇTIM
Ben Trabzon'dan dan Dünya çapında güreşçi çıkacağını tüm dünyaya gösterdim. Şimdi arkası gelir . Ama fedakarlık gerekir. Bakın yılın 12 ayının 8 - 9 ayını milli takım kamplarında geçiriyorum. Trabzon'da yılın en çok 3 ayı 4 ayında bulunuyoruz. Burada bulunduğum sürece de idmanlarım aksamıyor. İnsanların önce çok çalışması sonra hocalarına inanması ,inandıktan sonra da bunu başaracağına kendini de inandırması gerekiyor
İmkansızlıklar içersinde bir madalya çıkardım Trabzon'da da benden sonra İlker Genel diye bir arkadaşım var. Yıldızlar Avrupa 3.sü Ali Kara var. Bunlarda benim yaptığımı yapabilirler. Türkiye'de 28 tane Güreş Eğitim Merkezleri var. Bir sürü güreş kulüpleri var ve bunlar korkunç paralar harcıyorlar. Trabzon da ise , çalışma şartlarını ,malzeme şartlarını siz biliyorsunuz. Ortada güreş yapmak için tesis yok. Buna rağmen Trabzon'dan ben çıktım. Şimdi Yıldızlar da Ali Kara milli takıma giriyor ve Avrupa da 3. luyor .
Bu arabayla beraber denizde gitmek veya uzaya gitmek gibi bir olaydır. Biz imkansızlıklar içerisinde bunları başardık. Bunun altında Mustafa Hoca'nın benim, İlker Genel ve Ali Kara'nın kendi özverileri yatar.