Mitingde okunan 6 maddelik deklarasyonda; yaşanan vahşetin tespit edilmesi, sorumluların belirlenmesi, Seyir Rıza ve arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanması, Hakikatleri Araştırma Komisyonu’nun kurulması, Meclis’te devlet adına Dersim halkından özür dilenmesi ve Tunceli adının kaldırılarak Dersim adının iade edilmesi istendi. Kamuoyunda ’Dersim olayları’ tartışması ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın özür dilemesinin ardından, Tunceli Belediye Başkanı BDP’li Edibe Şahin, bazı ilçe belediye başkanları ve 44 sivil toplum örgütü bu konuda miting düzenledi. Mitinge, AK Parti ve CHP’li örgüt ve belediye başkanları davet edilmedi. BDP Muş Milletvekili Demir Çelik, Tunceli Belediye Başkanı Edibe Şahin, sanatçı Ferhat Tunç ile 1938 olaylarından yaralı kurtulan ve o günleri yaşayan biri kadın 5 kişi ile Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen yaklaşık 5 bin kişi katıldı.
Miting öncesi Devlet Hastanesi önünde toplana gruplar, Dersim Halkı imzası ile hazırlanan ve üzerinde, ’Gerçek Özür için, arşivleri açın, adımızı geri verin, mezar yerlerimizi açıklayın, hakikatları araştırma komisyonu kurun’ yazılı pankart eşliğinde yürüdü. Yürüyüşçüler, Dersim olaylarında 7 arkadaşı ile birlikte idam edilen Seyit Rıza heykelinin bulunduğu alanda toplandı. Mitingde ilk önce 1938 olaylarını yaşayanlardan 86 yaşındaki Emoş Bakıray konuştu. Zazaca konuşan Bakıray, "O zamanlar ben küçüktüm ama her şeyi hatırlıyorum. Binlerce kadın çocuk yaşlı demeden öldürdüler. Kimseye acımadılar, kimimiz cesetlerin arasında kalarak kurtulduk. Kimimiz kaçıp günlerce ormanda saklanarak aç susuz kalarak kurtulduk. Suçumuz günahımız neydi, bizi neden kurşuna dizdiler, bugüne kadar ne kimse bize anlattı ne de biz anladık" dedi.
TANIKLAR ANLATTI
Olaylardan cesetlerin altında kalarak kurtulduğunu söyleyen 85 yaşındaki Bego Polat da, "Her yerde kırım vardı, Hozat’ta, Pertek’te, Ovacık’ta Tunceli’de, Mazgirt’te her yerde kanlar akıyordu. Bizi de ailemiz ile birlikte bir alanda toplayarak kurşuna dizdiler. Ben cesetlerin arasında yaralı olarak kurtuldum, hala vücudumda birçok yara ve süngü izi var, bakın sol elimde sadece iki parmağım kaldı, diğerleri koptu. Kadınları çocukları, hamile kadınları hepsini kurşuna diziyorlardı, süngü ile öldürüyorlardı. Suçumuz günahımız yoktu. Oysa bizler bu memleketin savunmasında her zaman yer aldık, Seyit Rıza ve arkadaşları Rus işgalı sırasında en önde savaşa gitti, bizim kimse ile sorunumuz yoktu. Ama her şeye rağmen bizim soyumuzu tüketmeye çalıştılar" iddiasında bulundu.
Son olarak konuşan, 85 yaşındaki Hüseyin Gül, "Bu ülkede hepimiz kardeşiz. Kürt, Türk, Çerkez, hepimiz kardeşçe yaşıyoruz. Hepimiz din kardeşiyiz, Ruslara karşı bizler de gidip savaştık, biz bu ülkenin vatandaşıyız. Biz halis muhlis Türk’üz ama herşeye rağmen bizi öldürdüler. Ben o zamanlar 10 yaşlarındaydım, ağzımdan yara aldım. Kurşun yarası bacaklarımda kurşun yarası var, cesetlerin altında 3 gün aç suzuz kaldım kurtuldum. Korkudan evlere gidemiyorduk, kimi yakalasalar öldürüyorlardı, bu mu kardeşlik bu mu din kardeşliği" dedi.
Tunceli Belediye Başkanı BDP’li Edibe Şahin, Pertek Belediye Başkanı Emek Partili Kenan Çetin, Hozat Belediye Başkanı Bağımsız Cevdet Konak, Mazgirt Belediye Başkanı bağımsız Tekin Türkel kürsüye çıktı. Tunceli halkı adına hazırlanan 1937-38 olaylarını konu alan ortak deklarasyonu Pertek Belediye Başkanı Kenan Çetin, okudu. Çetin, uzun uzun yaşanan olayları anlattı. Başkan Çetin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Dersimlilerden özür dilediğini belirterek, topluluğa, ’Başbakan özür diledi. kabul ediyor musunuz?’ diye sorunca, ’Hayır etmiyoruz’ yanıtın aldı.
KILIÇDAROĞLU’NA ELEŞTİRİ
Başkan Çetin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’i de eleştirdi. Çetin, 1938’de yaşananların soykırım olduğunu iddia ederek, Kılıçdaroğlu ve Genç’in adlarını söylediği sırada mitingdekilar yuhaladı. Çetin, şöyle dedi:
"Dersim’de gerçekleştirilenin soykırım olduğunun tespiti, duygusal veyahut subjektif bir nitelendirme değildir. Yaşananların tahlili ile ulaşılmış hukuki ve bilimsel bir sonuçtur. Yaşanan olayların boyutu dikkate alındığında Dersim olaylarının ulusal ve uluslararası hukuk açısından, belirttiğimiz olgular ışığında, nasıl nitelendirileceği ve yaşanan vahşetin hangi boyutlarda olduğu kavramsal olarak, çok açık bir şekilde tespit edilebilecektir. 1937 ve 38 yıllarında Dersim’in çeşitli bölgelerinde gerçekleştirilen katliamlar bir bütün olarak soykırım kastına hizmet etmiştir. Soykırım suçu açısından yapılan tarifler de göstermektedir ki bütün hukuki şartlar, Dersim’de yaşananlara birebir uymaktadır.
Dersimde, raporlar doğrultusunda bir planın icrası suretiyle, insanların öldürülmesi bir grubu tamamen veya kısmen ortadan kaldırma kastı ile gerçekleştirilmiştir. Gruba, ciddi bedensel ve zihinsel zararlar verilmiş, yaşam koşulları ortadan kaldırılarak, raporlardaki önerilere uygun olarak çocukları zorla başka gruplara aktarılmıştır. Yaşam şartlarını değiştirmek ve ortadan kaldırmak için insanlar sürgün edilmiştir. Bütün bu hususlar somut dayanağı olan olgulardır. Gerçekleştirilen fiiller ile soykırım suçunun unsurları oluşmuştur. Gerçekleştirilen fiiller belli bir kasta hizmet etmektedir. Planlı ve programlı, bir amaç doğrultusunda eylemler gerçekleştirilmiştir."
6 MADDELİK DEKLRASYON
Çetin, daha sonra 6 maddeden oluşan ve Tunceli halkı adına hazırlanan deklarasyonu okuyup, taleplerinin takipçisi olacaklarını söyledi. Hazırlanan dellarasyonda şu görüşlere yer verildi:
- Dersim’de yaşanan vahşetin tüm boyutları hukuki anlamda tespit edilmelidir.
- Bu vahşetin sorumluları olan failler açıkça tespit edilmelidir.
- Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanması, toplu katliam yerlerinin saptanması, sürgün ailelerinin ve evlatlık verilen Dersim’in kayıp kızlarının listesinin açıklanması gibi somut adımların acilen atılmalıdır.
- Bu süreci resmi olarak araştıracak ve açığa çıkaracak bağımsız tarihçilerin ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin de içerisinde bulunacağı Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmalı. Dersim’de yaşanan insanlık suçunun ve tahribatlarının tespiti açısından devletin tüm arşivlerinin eksiksiz ve önkoşulsuz olarak bu komisyonun denetimine ve kamuoyuna açıklanmalıdır.
- İnsanlık adına işlenmiş suçun mevcudiyeti kabullenilerek, Meclis’te devlet adına tüm Dersim halkından ve insanlıktan özür dilenmelidir.
- Tunceli operasyonuna atfen konulan Tunceli ismi kaldırılarak Dersim adı tartışmasız iade edilmeli, ayrıca kaldırılan eski yerleşim yerleri isimlerinin iadesi önündeki yasaklamalar kaldırılmalı, katliamda rolü olanların isimleri coğrafyamızdan silinmelidir.
Yaklaşık 2 saat süren mitingi katılanlar daha sonra olaysız dağıldı.