İşte Bülent Yavuz'un "Emir Büyük Yerden!" yazısı:
"Sevgili Bünyamin Gezer; Uluslararası seminerde eski MHK başkanı ve şimdiki TFF genel sekreteri sayın Ahmet Güvener, MHK başkanı ve üyeleri, bütün hakemler, gözlemciler, temsilciler ve medya huzurunda 'şehir efsaneleri' adlı konferansı sunarken, hakemlere yönelik olarak; 'Futbolculara, hakemlere ve teknik direktörlere' müsabaka başlamadan önce veya esnasında fiili saldırılar olursa ve özellikle kanamalı yaralanmalar varsa maçı kesinlikle oynatmayın talimatını verdi mi vermedi mi? Sen bu konferans sunulurken salonda mıydın, değil miydin? Hatta, Ahmet Güvener'in 'Eskiden MHK kurulları, maçı masaya taşıyan hakemler kötü hakemdir diyorlardı. Siz bunu dikkate almayın ve maçı masaya taşımaktan korkmayın' sözünden de mi kuvvet almadın?
Sevgili Bünyamin Gezer; bu maçın oynanmaması için her türlü şart müsait ve sayın Ahmet Güvener'in, 'Şehir Efsaneleri' konferansı senin için en büyük referans iken canın, kanın, arkadaşın kanlar içinde bu maçı nasıl oynattın?
Aklıma şunlar geliyor ve sana soruyorum;
Bu maçın oynanması için Federasyon temsilcilerinden baskı oldu mu?
Başta MHK başkanı Oğuz Sarvan olmak üzere diğer MHK üyelerinden talimat aldın mı?
Protokolde Federasyon Başkanı oturuyor, futbolun duayenleri var. Kulüp başkanları var seyirciler var. Acaba onlara ayıp olur diye mi oynattın!
Maçta görevli psikolog Serdar Terekli ile neler konuştun? Seninle MHK arasında köprü vazifesi gördü mü görmedi mi?
Maçta iki tane temsilci var. Ayrıca TK başkan vekili Fatih Tanfer'de sahada ve masada oturuyor. Onunla bir teşriki mesain oldu mu?
Bütün bunların cevabını Bünyamin'den öğreneceğiz. Tabii ki söylerse...
Sayın Ahmet Güvener ile telefonla konuştum, konferansın teyidini aldım. Kendisine teşekkür ederim. Açık yüreklilikle 'evet' dedi.
Maç başlamadan önce iki takımın oyuncuları birbirlerine girdiler. Hakem Bünyamin Gezer, olayların bir metre yakınında. Yanında da yardımcı hakemleri var. İki gözle değil sekiz gözle bakıyorlar... Bir de yardımcı hakem Tarık Ongun, kanlar içinde yerde kalmaz mı?
Bakar mısın derbiye; başlamadan bitti bile..
Bünyamin Gezer, otoritesi ile, güvenilirliği ile, özellikle adaleti tam ortadan yapması ile meşhur olan bir hakem. Ne yapması lazım? Olaya karışanları ayıklayıp, kırmızı kartını göstermesi ve yardımcı hakemini derhal tedavi için hastaneye göndermesi lazım. Sonra soyunma odasında koltuğuna oturup sakin bir kafayla FIFA, UEFA ve MHK talimatları ile Ahmet Güvener'in konferansını gözden geçirip, oynatmama kararı vermesi gerekirdi.
Ben hakem olsaydım, bu maçı oynatmazdım.. Ayrıca bütün FIFA hakemleri bu maçı oynatmazdı. F.Bahçe-G.Saray maçı Avrupa Ligi'nde oynanan yarı final maçı olsaydı. Hakem de İngiliz, İtalyan veya bir başka FIFA hakemi olacaktı. Onlar da bu maçı oynatmazdı. Onlarca oynanmayan veya oynanırken yarım bırakılan maç var. Ama Bünyamin, öyle yapmadı. Canı-kanı ve görev arkadaşı olan yardımcı hakeminin kafasına dikiş attırarak oyuna başladı. Ya 17. dakikada veya 39. dakikada yardımcı hakem düşse-bayılsa, bunun hesabını kim verecekti? Bereket versin birşey olmadı.
Talimatlar diyor ki; 'Yardımcı hakeme bir şey olursa ve maça çıkamazsa onun yerine 4. hakem yerine görev alır. 4. hakem zaman varsa mahallinden temin edilir. Yoksa 4. hakemsiz maç başlar' Bünyamin bu yolu da denemedi. MHK de, B-Planını devreye sokamadı. Maçın başlamasına henüz yeterli zaman var, İstanbul'dan Bahattin Duran'ı veya Bülent Gökcü'yü getirtir, yardımcı hakemin yerine görevlendirirsin. Olmadı, 4. hakemi yardımcı hakem yaparsın, Cüneyt Çakır'ı veya Süleyman Abay'ı getirir 4. hakem yaparsın.
Maç işte bu psikolojiyle başladı. Maçta neler mi oldu? Fenerbahçe'nin ilk golü ofsayttı. Keita, ilk sarıyı doğru gördü. Kırmızıyı da.. Ama hakem Gezer, burada önleyici hakemlik yapamadı. Roberto Carlos, Keita'yı çekti, çekti, çekti.. Ne bekliyorsun çalsana düdüğü.. O çalamayınca Keita, ceza vermeye kalktı. Kırmızıyı da gördü. Böyle hakemlik olur mu?
Penaltı doğru, sarı yanlış. Kaleci Franco, kırmızı kart görmeliydi. Elano'nun hakemin eline vurması, Emre'nin, Baros'a müdahalesi es geçilen önemli pozisyonlardı.