Günahların takımı Fenerbahçe kulübü şike gerçeğini yüzlerine haykıran herkese hayasızca saldırmayı sürdürüyor. 3 Temmuz şike süresince başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin yarısına yakını Metris cezaevine tıkılan Fenerbahçe kulübü hak arayan ve adaletin yerine gelmesini isteyen bakan Erdoğan Bayraktar’ın açıklamalarından da bir hayli rahatsız oldu
Hem suçlu hem de güçlü olmaya çalışan İstanbul kulübü kendi kirli geçmişi ile hesaplaşmak yerine bu gerçeği dillendiren herkes ile kavgayı gelenek haline getirdi. Bu ülkenin şerefli Cumhuriyet savcısı ile şerefli polisinin yürüttüğü çalışma sonrası tüm kirliliği meydana çıkan Fenerbahçe yönetimi 14 şubatta ki mahkemede aklanmak yerine suçluyu başka yerde arama geleneğini sürdürüyor.i
Acı gerçekle yüzleşmek yerine kendi yarattıkları hayal aleminde yaşayan Fenerbahçeliler adalet isteyen bu ülkenin bakanına da asılsız ve sudan sebepleri bahane ederek karalama çalışmasını sistematik bir biçimde yürütüyor
Şike iddianamesinde adı örgüt liderliği için geçen başkanları Aziz Yıldırım’ı masum, adaletin tecelli etmesini isteyen bu ülkenin bakanını da suçlu ilan eden Fenerbahçe yönetimi açıklamasıyla konuyu nasıl başka boyutlara çekiyor
Şike yaptığı iddiasıyla tutuklu bulunan başkanları ve yöneticilerinin istifasını istemek yerine sadece adalet isteyen bu ülkenin bir bakanın sözlerini çarpıtarak kendilerine menfaat sağlamaya çalışan ve
Suçluluk psikozu ile sağa sola saldıran Fener yönetiminin resmi sitesinden yayınladığı gerçekleri saptırmaya yönelik hayal ürünü açıklamaları şu şekilde
YÖNETİM KURULUMUZDAN AÇIKLAMA
Fenerbahçe Spor Kulübü yönetimi olarak, 3 Temmuz'dan bu yana belirli bir kesim tarafından adeta sistematik bir biçimde linç edilmeye çalışılan kulübümüzün haklarını, her platformda savunmaya çalışıyoruz.
105 yıllık bir camianın yönetim kurulu olarak; Türk sporunun köklü çınarı ve lokomotifi olan kulübümüzün haklarını, her tür çirkin saldırı ve iftiraya karşı metanet ve camiamıza yakışır bir ağırlık içerisinde koruyor, tepkilerimizi de bu çerçevede veriyoruz.
Bizler bir yandan halen tutuklu bulunan Başkanımız ve yöneticilerimizin haklarını savunmak ve sonuna kadar inandığımız suçsuzluklarını ispatlamak adına mücadele ederken diğer yandan da kulübümüzün yer aldığı her branşta başarılı olması ve camiamıza şampiyonluklar yaşatması adına gecemizi gündüzümüze katıp çalışıyoruz.
Bizler, bize emanet edilen 105 yıllık bu çınarın ve 25 milyondan fazla taraftarın sorumluluğunun bilincinde; haklarımızı, yüce adaletin bizlere verdiği olanaklar dahilinde sonuna kadar savunuyoruz ve savunacağız. Adil bir savunma ve müdafaa süreci sonunda adaletin tecelli edeceğinden; kulübümüze ve camiamıza yakıştırılan tüm lekelerden arınacağımızdan eminiz.
Fenerbahçe Spor Kulübü olarak dün olduğu gibi bugün de bu süreci, sükunet ve adalete saygı ile yürütmeye devam edeceğiz.
Ancak bazı kendini bilmezler, bu sürecin başından itibaren, adeta kendilerine misyon edinmişcesine, haksız ve hadsiz davranışlar sergiledi, yorumlarda bulundular.
Çoğu zaman, bu kişilerin seviyelerinin bilinci ile çoğu zaman da itibarı zarar görmüş, gergin günler yaşayan Türk Sporu'nun içinde bulunduğu ortamı daha da fazla germemek adına sustuk ve hakkımızı yasal yollarla, Fenerbahçe Spor Kulübü'nün büyüklüğüne yakışan şekilde aradık; bu dayanaksız, mesnetsiz, hadsiz davranış ve açıklamalar karşısında, kimseyle diyaloğa girmedik, camiamızın sükunet içinde kalması için çaba sarfettik, ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz.
Bugüne dek kendini bilmez, spor cahili olarak adlandırdığımız ve yukarıda bahsettiğimiz gerekçeler ile dikkate dahi almadığımız kişilerce dillendirilen bazı söylemler ve senaryolar, devletimizin bir bakanı tarafından dile getirilebiliyorsa buna karşı suskun kalmamız ve bu söylenenleri kabul etmemiz mümkün değildir.
Sayın Bayraktar'ın; "Şimdi bizim hakkımız Trabzonsporumuzun kupasını almak için de çok ince ayarlı bir çalışma yapıyoruz" sözleri ve ardından yine Sayın Bayraktar'ın durumu idare etmek adına yaptığı açıklamaların tek bir harfini dahi kabul etmiyoruz.
Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyeleri olarak, bu talihsiz açıklamaların ne bir devlet adamının ne de bir sporseverin ağırlığına yakıştığına inanıyor; bakanlık yapma mertebesine yükselmiş bir şahsın, böyle toplumsal açıdan sorumsuz söylemlere ve bölgesel oy peşinde koşan popülist davranışlara ihtiyacı olmadığını düşünüyoruz.
Sayın Bayraktar, dile getirdiği ince hesapları en ince ayrıntısına kadar izah etmek; konuya dair bildiği ancak gizli tutulan birtakım şeyler varsa bunları hemen bugün kamuoyuna tüm çıplaklığıyla anlatmak zorundadır. Açıklamanın yapıldığı saat ve tarih itibari ile bir kamuoyu yoklaması yapıldığında ve medyadaki yansımalara bakıldığında bu söylemlerin kamuoyu vicdanını ne kadar yaraladığı açıkça görüleceği gibi camiamız ile Trabzon camiası arasındaki ilişkileri de nasıl gerdiği ortaya çıkacaktır.
Zira bu açıklamalar, yalnızca Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetimini, camiasını, spor ailesini değil 75 milyonu aşkın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını bizzat ilgilendirmektedir.
Sayın Bayraktar'ın, kamuoyu vicdanının sesine kulak vermesini ve sorumlu bir kişi olarak gereğini yapmasını bekliyoruz.