Trabzonspor'un genç oyuncusu Barış Ataş, Bordo-mavili takımda kendini ispatlamak istediğini belirterek, "Teknik Direktör Şenol Güneş ile birlikte yedek kalmayı sorun etmiyorum. Tek düşündüğüm şans verildiğinde kendimi göstermek ve takıma yararlı olmak. Şans verildiğinde gerçek Barış Ataş'ı herkese göstereceğim" dedi.
Ataş, Trabzonspor'un resmi dergisine verdiği röportaj da hayat hikayesini anlattı. Futbolcu olmadan önce inşaatlarda sıva ustalığı yaptığını ve düğünlerde saz çalarak para biriktirmeye çalışan biri olduğunu söyledi. Diyarbakırspor'da A Takıma çıktıktan sonra kazandığı ilk para ve daha önce biriktirdikleri ile annesine hayalindeki 5 odalı evi aldığını söyledi. Diyarbakırspor alt yapısında yetişen oyuncu savaşçı kimliğiyle ön plana çıkarak Trabzonspor'un dikkatini çekmişti. Futbolcu olmaya karar verdiğinde ilkokula gittiğini söyleyen Ataş, babasının karşı çıkmasına rağmen kendi yolunu kendi çizdiğini, hedefinin de önce A Milli Takım forması sonra ise Avrupa olduğunu söyledi.
Futbola Et Balık Spor'da başladığını belirten Barış Ataş "Daha sonra Diyarbakırspor'a transfer oldum ve orada 4 sezonluk bir alt yapı sürecinin ardından A Takıma yükseldim. A Takıma yükselişimle birlikte Milli Takımlara gitmeye başladım. Futbol için okul bıraktım. Bıraktığım için gerçekten çok pişmanım. Eğitim herkes için çok önemli ve bende bunu yeni yeni fark ediyorum. Şu an açık liseye gidiyorum ve oradan mezun olmak istiyorum. Böylece üniversite sınavlarına girme hakkı elde edeceğim" dedi.
"BABAM FUTBOLA KARŞIYDI"
Barış Ataş, çocukluğunu futbolcu olma hayali ile geçtiğini belirterek, "Bir gün bağlama kursuna giderken arkadaşıma rastladım. 'Futbol okulana gidiyorum' dedi. Bir anda içimde fırtınalar koptu. Arkadaşıma dönüp 'Ne olur hocana söyle beni de takıma alsın' dedim. Ertesi gün hocanın beni kabul ettiğini öğrenince gözüme sabaha kadar uyku girmedi. Amcamın da baskısıyla babam futbol oynamama müsaade etti. Futbol oynamak için lisansımı aldığım gün kimliğimi bulmuştum. Babam benim futbolla hayatımı kazanabileceğime inanmadı. Çok kızıyordu. 'O kadar insan varken sen mi futbolcu olacaksın?' diyordu. Ayrıca o dönemde düğünlerde bağlama çalarak, inşaatlarda çalışarak para kazanıyordum. Ailede ki tek erkek çocuk ben olduğum için maddi anlamda katkı yapmak zorundaydım. Babam
düğünlere gitmem için baskı yapıyordu. Ama ben futbol oynamayı çok istediğimden beni ikna edemiyor. Bu sefer para kazanabileceğim düğünler olduğun da beni bir hafta önceden uyararak 'Bu hafta kırmızı kart gör de haftaya şu düğüne git' demeye başladı. Ben Paf takımda oynarken babam bir gün maçımı izlemeye geldi. O maçta gol atınca bana inanmaya başladı. Sonrasın da ön libero oynamaya başladığım için gol için fazla fırsat bulamasam da babam bana 'Düğünlerde bağlama çal" demekten vazgeçti. 4-5 sene düğünlerde bağlama çaldım. Yanıma bir baterist, bir solist alıp sahneye çıkıyordum ama asıl parayı inşaatlarda kazanıyordum. Diyarbakırspor A Takımı'na girene kadar duvar döşemeye, fayans ve sıva yapmaya devam ettim. Babam da inşaat işçisiydi. Futboldan para kazanmaya başlayınca çalışmasına izin vermedim" şeklinde konuştu.
"BARCELENOYA BENZETİLİYORUZ"
Ataş ayrıca, "Her futbolcunun hayatında büyük bir takımda oynamak vardır. Diyarbakırspor'da takım arkadaşım Ufuk Bayraktar aile dostumuzdu. Görüşüyorduk. Ufuk'a eninde sonunda Trabzonspor'a gideceğimi söylüyordum. Geldim ve her şeyin diğer takımlarla oranlar farklı olduğunu gördüm. Herkes işini yapıyor. Her yönüyle profesyonel bir kulüp. Malzemecisinden yöneticiye kadar herkes işini yapıyor. Büyük takımda oynayınca daha çok ön planda oluyorsunuz. Diyarbakıspor'da tanınıyordum ama sadece futbolu yakından
takip edenler tarafından. Trabzon'da her şey farklı. Alış-veriş yaparken bile tanıyorlar. Geçen sezondan oturmuş bir kadromuz var. Sezon başında benimle birlikte 3-4 kişi takıma ilave oldu. Bireysel yetenekleri olan ve takım oyununa yatkın oyuncularımız var. Böyle olunca iyi bir ekip ortaya çıktı. Çok iyi pas yapıyoruz. Kenardan maçı izlerken arkadaşlarımın oyunundan büyük bir zevk alıyorum. Bu nedenle de Barcelona'ya benzetiliyoruz. Bu azimle gidersek şampiyon olacağımıza inanıyorum. İnşallah bunu bu yıl
başarırız" dedi.
"ŞENOL GÜNEŞ BİR BABA GİBİ"
Şenol Güneş ile ilgili olarak ise sözlerine "O bir baba" diye başlayan Barış Ataş, "Her futbolcu başında böyle bir hocayı görmek ister. Çağdaş, oyuna etkisi olan, oynayan oynamayan tüm oyuncuları hazırda tutan büyük bir profesyonel. Herkese şans veriyor. Onunla birlikte yedek kalmak bile sorun değil. Ben kendi adıma 'Neden oynamıyorum?' demedim. Çünkü mutluyum. Diyarbakırspor'da sürekli oynuyordum. Oynamamak her futbolcu için üzücü. Ancak burada böyle bir şey aklımdan hiç geçmedi. Tek düşündüğüm şans
verildiğinde kendimi göstermek ve takıma yararlı olmak. Zamanla verilen şansları değerlendireceğime inanıyorum. Gerçek Barış Ataş'ı herkese göstereceğim" şeklinde konuştu.
Trabzonspor taraftarından da bahseden Ataş, "Trabzonspor taraftarı çok harika. Onlar futbolla yatıp futbolla kalkıyorlar. Takımlarına yürükten sahip çıkıyorlar. Bu durumun bir benzeri yok. Puan kaybında esnafın morali bozuk, insanların bakışları
değişiyor. Kazanınca her şey çok farklı. O gün neşeyle sokağa çıkıyorsunuz. Herkes mutlu. Neşeyle işlerini yapıyorlar" dedi.
"TRABZONSPOR'DA KENDİMİ KANITLAMAK İSTİYORUM"
Barış, "Öncelikle kendimi Trabzonspor'da ispatlamak istiyorum. Gitsem bile arkamda iz bırakabilmeliyim. Burada kendi ve takımım adına gereken başarıyı sağladıktan sonra A Milli Takıma davet edilmeyi ve Avrupa'da forma giymeyi istiyorum. İtalya Seri A 'da forma giymek istiyorum. Çünkü orada oynanan futbol benim tarzıma daha uygun" diyerek hedefinin İtalya Seri A olduğunu belirtti.
Oda arkadaşı Jaja'nın çok iyi bir insan olduğunu da belirten Ataş, "Jaja çok iyi bir insan. El kol hareketleriyle anlaşıyoruz. Ama pek odada durmuyor. Ona bir kaç kez saz çaldım. 'İyi çalıyorsun' dedi. Ama daha sonra gitti ve bir daha gelmedi. Sanırım beğenmedi. Onun dışında kolbastıyı çok sevdiğim için sürekli bağlamamla çalıyorum. Bu konuda iyi olduğumu düşünüyorum. Gezegen gibiyim. Sağ bek sağ açık da oynadım. Mehmet Budak beni ön liberoya koydu ve o günden beri bu mevkideyim. Benim bölgemde oynayan Selçuk İnan'ı çok beğeniyorum. Hem ofansif hem de defansif oynuyor. Fenerbahçeli Emre de öyle. Chelsea'de forma giyen Essien de bu bölgenin en iyi futbolcularından bir tanesi" diyerek sözlerini sonlandırdı.