TFF Başkanı Aydınlar’ın istifasını dayandırdığı UEFA’nın CAS’ta yaptığı savunma metni ile ilgili Fener medyasının kopardığı yaygara aynen şöyle: “TFF, istese Fenerbahçe’yi Şampiyonlar Ligi’ne gönderebilirdi”, “TFF, Fener’i yakmış”, “Fener’in Şampiyonlar Ligi parası Trabzon’a yaradı”…
Bu yanlı ve bir o kadar da kasıtlı propagandanın aslında elle tutulur hiçbir yanı yok. Neden mi? Çünkü ya gözden kaçırılan ya da bilerek gündeme getirilmeyen bir ayrıntı var ve bu ayrıntı hayati önem taşıyor.
UEFA, CAS’a verdiği savunmada “TFF istese Fener’i Avrupa’ya gönderebilirdi” diyor ama devamında hem Fener’in hem de TFF’nin şikeye karışmış bir kulübü Avrupa’ya göndermiş olmasının bedelleri olabileceğini de hatırlatarak aba altından sopayı gösteriyor.
Yani, UEFA CAS’a, “Biz de Fener’in temiz olduğuna inandık, TFF isteseydi Fener Avrupa’ya gidebilirdi” demiyor.
Tam tersine, “Fenerbahçeli yöneticilerin şike ve teşvik olaylarına karışmadığına dair yüzde 1 bile şüphe yoktur, Trabzonspor yöneticilerinin ise şike ya da teşvik olaylarına karıştığına dair yeterli delil yoktur” değerlendirmesini yapıyor UEFA…
Peki bu ne demektir?
UEFA’nın CAS’taki savunma metni ve Aydınlar’ın istifa hamlesiyle ortaya çıkan yeni durumun tamamen Trabzonspor’un lehine olduğunun bir anlamda da açık bir göstergesidir.
Nasıl mı?
Trabzonspor eğer TFF’nin bağlı olduğu bir üst kurum olan UEFA tarafından resmi savunma metninde “şike ve teşvik olaylarına bulaşmayan, suçsuz kulüp” kategorisinde ise, bu Trabzonspor’un elini güçlendiren, hatta “UEFA bu bilgiyi TFF’den aldığına göre ve TFF Şampiyonlar Ligi’ne bu bilgiler ışığında Fener yerine Trabzon’u gönderdiğine göre, neden Türkiye Spor Toto Süper Ligi’nin 2011-2012 sezonu şampiyonunu olarak Trabzonspor’u ilan etmiyor ve tescillemiyor” şeklinde tüm haklarının aranabileceği yeni bir süreç ortaya çıkmıştır.
Aslında yeni değil ama son gelişmelerin ardından UEFA savunma metni ile malum durum sadece resmiyet kazanmıştır.
MAÇ KASETLERİ İZLENMEDEN KARAR VERİLEBİLİR
Bir diğer husus, CAS Hakimi Kısmet Erkiner’in Aydınlar’ı istifaya götüren programda 58. madde ile ilgili yaptığı açıklama…
Diyor ki Sayın Erkiner, “58. Madde ile kulüpleri küme düşürürseniz, Tahkim bu cezayı iptal eder. Çünkü geçmişte şike ve teşvik ile ilgili verilen cezalara bakar. Geçmişte, maç kasetleri izlenerek “şike ve teşvik sahaya yansımış mı?” sorusunun cevabı aranmış, sahaya yansıdığı anlaşılınca da küme düşürme cezaları uygulanmıştı. O nedenle TFF aynı uygulamayı burada da yapmak zorunda. Bu durumda da TFF’nin hiçbir takımı küme düşürmesi mümkün gözükmüyor…”
Nasıl, tam da Fenerbahçe’nin işine gelen bir yorum değil mi? Kim bilir belki de TFF de bu tip yönlendirmelerden dolayı 58. maddeyi değiştirerek yerine puan silme cezasını getirmek istemişti…
Lakin işin aslı hiç de öyle değil…
CAS Hakimi Kısmet Erkiner’in bahsettiği eski küme düşürme cezaları döneminde Türk Ceza Kanunu’nda şike ve teşvik primi ile ilgili bir yaptırım yoktu, bu nedenle kulüp yöneticileri ile ilgili şike ve teşvik iddiaları doğrultusunda bir teknik takip süreci başlatılamıyordu. Ve bundan dolayı da, TFF savcılık ve emniyet tarafından kendisine sunulan resmi veriler olmadığı için, sahada oynanan maçı izlemek durumunda kalıyordu. Kararını da maç izleyerek veriyordu. Oysa şu anda TFF’nin elini güçlendiren ve devletin resmi makamlarından gelen daha ciddi ve gerçekçi deliller var. Ve bu deliller, sahada oynanan maçı izlemeyi bile gerektirmeyecek derecede kuvvetli. 58. madde de şike ve teşvik primi veren ya da vermeye teşebbüs eden yöneticilerin yönettikleri kulüplere küme düşme cezasının verileceğini öngörüyorsa, her ne kadar TFF üst yönetimi istifa etmiş olsa da, bu bilgiler ışığında TFF bu kararları acilen almalıdır…
FENER 58’DE DEĞİŞİKLİĞİ NEDEN İSTEMEDİ
Bugün bir gazetede, Fenerbahçe Başkanı Yıldırım, “58. maddenin değişmesi Beşiktaş ve Trabzonspor’un işine yarardı, bu nedenle değişmesini istemedim” diyor.
Oysa işin aslı hiç de öyle değil…
Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya’nın çok değil, daha birkaç gün önce, 28 Ocak 2012 tarihli Akşam Gazetesi’nde yer alan “Fenerbahçe gerçekten kazandı mı?” başlıklı köşesinde yer alan, Nihat Özdemir’e yönelttiği “58. Maddenin değişmesini neden istemediniz” şeklindeki sorusuna Özdemir’in verdiği cevap aynen şöyle yer alıyor: “Başka türlü davranamazdık. Mecburduk. Aksi halde suçu kabul etmiş olurduk. Başkanımızın ve arkadaşların adeta mahkûmiyet kararını imzalamış sayılırdık.”
Oysa aynı Nihat Özdemir, 58. maddenin değişmesi için TFF’ye ilk imza veren isimlerden biri değil miydi?
İşte şimdi anlıyor musunuz sevgili Trabzonsporlular, Fenerbahçe yönetiminin 58. madde taktiğini…
58. madde değişsin demek, “Biz suçluyuz, cezamızı azaltın” demekle aynı anlama geliyor da ondan…
KURULLARA GÖREVLERİNE DEVAM ETMELİ
Ve belki de Türk futbolu adına en önemli, en tarihi çağrıyı Haber61 yapıyor…
Aydınlar, Arıboğan ve Gümüşdağ’ın istifasının ardından yeni yönetim ve yeni kurullar oluşacak. Bu nedenle, şike ve teşvik primi davasıyla ilgili TFF kararı belki de bir sonraki seneye kalacak.
İşte bu nedenle, özellikle PFDK ve Tahkim Kurulu ile Etik Kurulu üyeleri yeniden seçilmemeli, eski üyeler yeni gelecek yönetim ile görevlerine devam etmeli ve sürecin tamamına vakıf oldukları için, zamanı geciktirilmeden karar bu sezon içinde alınmalıdır…
6222 değişiyor, 58. madde değiştirilmek isteniyorsa, bir defaya mahsus Türk futbolunun selameti açısından TFF kurulları ile ilgili bu değişiklik de yapılabilir ya da yeni TFF yönetimi ülke futbolunun geleceği için PFDK, Tahkim ve Etik Kurulu’nun en azından karar verilene kadar görevde kalmasını isteyebilir…
Neden olmasın?