Örgüt üyeliğinden 10 ay hapis, Sivas-Fenerbahçe maçındaki şikeden dolayı da 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz Trabzonspor hakkında hadsiz iddialarda bulundu..
Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'na "Sesini kes,otur" gibi seviyesiz bir uslup kullanan Otyakmaz dün akşam 3 yerel televizyonun ortak yayınına katıldı. Programda Trabzonspor'u da kendi pisliklerinin içine çekebilmek adına çırpınan Otyakmaz şöyle konuştu;
"O dönem, Trabzonspor'dan buraya bir takım insanlar gönderildiğini, futbolcularımıza bir takım ahlaksız teklifte bulunulduğunu, bunu ise takım kaptanımızın gelip bana söylediğini, isim vermeden ama biz kendilerine gerekli cevabı verdiğimizi anlattım. Bu olayı da dönemin Başkanı Sadri Şener'e bizzat kendim giderek söyledim. Kendilerinin de iddia ettikleri kadar masum olmadıklarını, kendisine söyledim. Hatta buradaki bir Trabzonspor karşılaşmasında Trabzonspor yönetimine bizim yönetimimiz yemek verdi. Bunları o yemekte tekrar ortaya döktük. Sizin böyle böyle bir şeyiniz var. Biz bunları mahkemede dile getirmedik. Neticede ben hakim değilim, savcı değilim, polis değilim. Benim dosya toplayıp, milletin aleyhinde bir takım bilgileri toplayıp mahkemeye verecek halim yok. Ben bunu yapacak bir adam değilim. Tahkikat eksik yapılmış, fazla yapılmış, öyle yapılmış böyle yapılmış ona da girmiyorum. Netice itibari ile siz bu durumdan yırtmış durumdasınız. Bunları Sadri Şener'e, (Ama biz bu işi yapmadığımız halde bu işin içinde olarak sizin taraftarınız karşısında bize karşı bir husumet güdülüyor. Bunun önüne geçmek için bir takım açıklamalar yapın. Sadri bey siz de bunları yaptınız. Biz de bunları tutup ifşa etmedik. Ama iki şehir arasında sıkıntı oluyor. Lütfen bu tansiyonu yumuşatıcı bir takım şeyler söyleyin yarın bir gün orada burada bir takım sıkıntılı şeyler olur, bunlardan dolayı üzüntü duyarız) dedim. O da (Sen merak etme, elimizden geleni yaparız) dedi. Buradaki karşılaşmayı oynayıp gittiler. Bu konuyu kapattılar. Daha sonra yönetimi de bıraktılar. İbrahim Hacıosmanoğlu'nun kucağına bu bombayı bıraktılar. Çekip gittiler."
'BENİ ARAYIP TEBRİK ETTİ'
"Başkan Hacıosmanoğlu'na katıldığı ilk Kulüpler Birliği toplantısına takındığı üsluptan vazgeçmesi gerektiğini söyledim. Ona rağmen ikinci toplantıda tekrar aynı üslup, aynı kabalıkla konuşunca, ben de buna tepki vermek zorunda kaldım. Bana açıkla, dedi. Ben sana açıkladım. Sen biliyorsun benim ne dediğimi. O kadar temiz dürüst adamsan, buyur sen kendin açıkla. Mecnun başkan da bana böyle böyle dedi de. Ben bunu açıklamam, bana ne, benim üzerime vazife değil. Ben ispiyoncu değilim. Ben kendime göre bir adamım. Şimdi bunları gelip orada bana söyler ise bundan rahatsız olurum. Çünkü o toplantıda sadece kulüp başkanları yok. Bankacılar var. Avukatlar var. Herkesin içinde gelip bir kulübe bu kadar ileri geri konuşunca aynı dosyanın içinde bizim de ismimiz var. Herkesin gözü bana doğru dönüyor. Ben de bu tepkiyi vermek zorunda kaldım. Ben kendisini uyardım, lütfen bu tip cümleler kullanma kullandığı cümleler bütün Türkiye'yi irite etti. Belki kendi taraftarları bile rahatsız oluyordur. Kendisi de neler olduğunu gayeti iyi biliyor. Sesini kessin otursun, (Yarabbi şükür, biz bu işten çok iyi yırttık) desin. Bıraksınlar bu işleri.
Fenerbahçe maçı 4-3 bitmiş maçtan sonra İbrahim Hacıosmanoğlu beni aradı. (Karabük'ten dönüyorum. Üzgünüm, seni takdir ediyorum, oynadığınız futbolu takdir ediyorum ama elinizden gelen buydu) diyen adam. Neticede beni takdir etmiş bir insansın. Kendi takımları, iki defa maç yapmış ikisinde de yenilmiş. Herkesi yenmişler, ligin 15'incisiyiz, ligin son haftası Konya maçında as kadromuz oynamadı. Yabancı futbolcularımıza izin vermedik. Takımı diri tutmuşuz. Rıza hoca gibi dürüst bir insan takımın başında. Aslanlar gibi çıkıp oynadılar. Elimizden geleni yaptık. Fenerbahçe'ye kendileri 3 gol atmış mı o sezon. Biz burada neticede 3 gol atmışız. İnsanlar orada kalp krizi geçiriyordu. Biz bunlara rağmen bir takım oyunların kurbanı olduk."
'O İSİMLERİ ARTIK BİLİYORUM'
"Geliyorsunuz, lafın nereye gittiğini bilmeden konuşuyorsunuz. Mecburen tepki vermek zorunda kalıyoruz. Ama yarın bir gün bu konular tekrar gündeme gelir. Tekrar ifadeler alınırsa, ben de bildiğimi söyleyeceğim. Çünkü önce isim bilmiyordum. O ifadeleri verirken bazı isimleri bilmiyordum. Şimdi o isimleri biliyorum. Böyle bir tahkikat olur ise bildiklerimin hepsini anlatacağımı Yıldırım Demirören'e herkesin içinde söyledim. Çünkü artık bıktım. Maça gidiyoruz. Doğru düzgün tezahürat yapamayan taraftar, bize şike besteleri yapmış. Hacıosmanoğlu'na çok samimi yaklaştım. Kendisine, (Böyle böyle oldu. Bunları bilerek bir şeyler söyle, sen biliyorsun. Çık, Mecnun başkan da böyle böyle bir şeyler diyor) de. Şimdi orada beni tekrar sıkıntıya sokacak ve rahatsız edecek cümleler kullanırsan, ben cevap vermek zorunda kalırım. Ben onu dostum gözüyle görüyorum. Daha dikkatli olmasını istiyorum. Kendisi, kendi iç politikalarının kaygısıyla fazla lafın önünü arkasını düşünmeden konuşur ise böyle bir cevap alır. Bana bir adım atar ise ben iki adım atarım. Bir adım geri gider ise ben iki adım geri giderim. Ben onu uyardım."