Türk futbol tarihinde belki de bir daha gerçekleşmeyecek kadar çok başarıyı yaşayan Haluk Ulusoy, Fanatik gazetesine Türk futbolunun geldiği durumu değerlendirdi.
"MİLLİ TAKIM İÇLER ACISI"
Sayın Başkan, yaklaşık 6 yıldır Türk futbolunu dışardan takip ediyorsunuz. Neler görüyor, neler hissediyorsunuz?
(Tebessüm) Bilmem, ne hissedeyim.. Sen ne hissediyorsun?
İyi gitmiyor gibi duruyor bizim taraftan bakınca..
Hangi taraftan bakarsan bak, iyi gidiyor diyen bir kişi çıkmaz. Çıkarsa da ya kendini kandırıyordur ya da etrafındakileri akılsız sanıyordur. Milli Takım'ı geçtim, artık ondan bahsederken içim yanıyor zaten de, kısır çekişmeler yüzünden iki takımlı bir lige dönüştürülmüş, alt yapısı çökmüş, bırakın Avrupa'yı dünyada hiçbir ülkede yayınlanmayan, talep görmeyen, Avrupa'da oynanan Süper Kupa finallerinden kardeş Azerbaycan'da bile kabul edilmeyen Süper Lig'i geçtim, alt liglerde bile şampiyonlara kupaları verilemeyen bir ülke haline geldik.
"TÜRK FUTBOLU YÖNETİLMİYOR, İDARE EDİLİYOR"
Sebep ne peki? Ne oldu da bu hale geldik?
Türk futbolu yönetilmiyor, idare ediliyor. Skandal kelimesinin hafif kalacağı kararlar alınıyor. Yönetimin ve PFDK'nın kararlarını Takhim bozuyor, yok sayıyor. Aynı Tahkim, bir önce verdiği kararın tam aksi kararı bir başka konuda verip kendisiyle çelişiyor. Hakkaniyet algısına darbe üzerine darbe geliyor, oluşan tepki sahalara yansıyor. Ortalık gerildikçe sponsorlar tedirgin oluyor. Seyirci oyuna küsüyor. Daha ne sayayım.
"MAÇLARA GİTMEYEN, KUPA VEREMEYEN BİR YÖNETİM VAR"
Peki TFF hiç çalışmıyor mu yani?
Türk futbolunun ipleri maçlara gitmeyen, kupa veremeyen bir yönetimin elinde maalesef. Tabii buna da elinde denirse. Federasyon, futbolun en temel sorunlarını, güncel işlerini dahi "özerliğe" uygun biçimde çözmek ya da planlamak yerine, "Spor Bakanlığı ne diyecek" diye kulak kabartarak, hatta bunu bile yapmadan, kararı kulüpler birliğine aldırarak iş görmeye çalışıyor. TFF, Türk futbolunu yönetmiyor, gidişatı idare etmeye çalışıyor.
"TAKIMLARIN KİTLESİNE GÖRE KARAR ALINMAZ"
Peki siz ne hissediyorsunuz?
Türk futbolunun en temel taşı kulüplerin arasındaki husumetin her geçen gün artarak devam etmesini üzüntü içinde takip ediyorum. Kantarı şaşan kararlar yüzünden maalesef bu hale geldik. TFF herkesin federasyonudur. Takımların arkasındaki kitlelerin, kalabalıklarına göre kararlar almak ya da bu kanıyı yaratmak toplumsal bir yara haline gelmiştir.
"TÜRK FUTBOLU SADECE SÜPER LİG DEĞİL"
Ne yapılması lazım?
Hak, hukuk ne diyorsa o yapılmalı. Bir konuda alınan karar bir hafta başka, bir hafta başka olmamalı. Süper Lig'in marka değerinin parlatılması konusundaki çalışmalar acilene hayata geçirilmeli. Ancak Türk futbolunun sadece Süper Lig takımlarından oluşmadığını unutmamak gerekir. 1., 2. ve 3. lig takımları mevcut federasyon döneminde adeta ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmektedir ki bu affedilebilecek bir hata değildir.
"YURT DIŞINDA DALGA KONUSU OLDUK"
Kulüplerimizin UEFA ile yaşadığı sorunlar hakkında neler düşünüyorsunuz?
İçeriyi bıraktık yurt dışında da dalga geçilir hale geldik. Yıldırım Demirören bey, hani aylar evvel yaşanan sıkıntılar bitti demişti. Bittiyse 2 kulübümüz ve 7 yöneticisi neden Avrupa'nın ağzında sakız olup gündeme oturdu.
"TFF İÇİN ADAYIM"
Peki sayın başkan bu kadar dertten bahsediyorsunuz, mevcut yönetimden memun değilsiniz. Uzatmadan soruyorum: Aday mısınız?
Ailemle, işimle, dostlarımla Rabbim bana güzel bir hayat nasip etti. Şükürler olsun derdim yok. Beni üzen şey 38 yıldır içinde olduğum, 16 yılı içinde geçirdiğim, 9 yıl başkanlık yaptığım Türk futbolunun tahammül edemediğim düşüşü. Herkese soruyorum, elini vicdanına koysun ve cevabını versin: Biz iyiyiz diyorlarsa benim diyecek bir şeyim yok. Ben kimseden makam ve koltuk talebinde bulunmuyorum. Yaptığım hizmetler bu milletin hafızasında. Sadece sorumluluk sahiplerini göreve çağırmak için konuşuyorum. Memnun değiliz derlerse net bir şekilde söylüyorum: Eğer seçimli genel kurul kararı alınırsa evet adayım. O şerefli görevin de hakkını vermesini geçmiş 9 yılda yaptığım gibi bilirim.
Federasyon Başkanı'na ve yönetimine buradan bir daha sesleniyorum: Hayatta size inananları kadırabilirsiniz ama kandırdıklarınızı bir daha asla kendinize inandıramazsınız.