Hami Mandıralı, Ogün Temizkanoğlu ve Abdullah Ercan, 1995-1996 sezonunda kaçırılan şampiyonlukta yaşadıkları acı tecrübelerini bizimle paylaşırken, son haftalardaki başarısız sonuçlarıyla zirve yarışında yara alan Trabzonsporlu futbolculara önemli mesajlar verdi.
Trabzonspor'un unutulmaz yıldızlarısınız. Takımın durumunu nasıl görüyorsunuz?
Hami Mandıralı: Sezon başında 'Trabzonspor, ilk yarıyı lider bitirir mi?' diye sorsalardı, çok az kişi 'evet' derdi. 26 tane yeni oyuncunun böyle bir başarıyı yakalaması gerçekten takdire şayan. Yeni toplanmış bir kadro için bence şu anki durum iyi. Takımın biraz şansa ihtiyacı var. Denizli ve Konya maçında 6-7 tane pozisyon var; ancak gol olmuyor. Rakip ise hiç vurmuyor, tek bir pozisyonla galip geliyor.
Ogün Temizkanoğlu: Trabzonspor'da bu haftaya gelene kadar eleştirilen bir hoca yoktu. Şimdi evdeki iki mağlubiyetle teknik direktöre saldırmak mantıklı değil. Taraftarın şampiyonluk inancı var. Bu inanç iki mağlubiyetle yok olmamalı. Bence şimdiki ligde şampiyonluk çok zor değil. Kendi kendinizi engellerseniz o ayrı bir şey.
Abdullah Ercan: Trabzonspor'da son 5-6 yılda olmayan çok güzel bir beraberlik ilk defa bu sezon sağlandı. Camia, başkan ve taraftarla güzel bir hava oluştu. Yeni bir kadro, yanılmıyorsam ilk 11'deki 8 oyuncu değiştirildi. Bütün bunları düşündüğümüz zaman, netice anlamında takımı başarılı buluyorum. Ama oyun anlamında çok da başarılı bulduğumu söyleyemem. Özellikle son haftalarda kaybedilen maçlarda, takımın bir planı olduğunu; ancak ikinci ve üçüncü planının olmadığını görüyorum.
1996'da kaybedilen bir şampiyonluk vardı. Siz de o kadronun içerisindeydiniz. Trabzonsporlu futbolculara bir ağabey olarak şu an ne yapmalarını tavsiye ediyorsunuz?
O.T.: Bizim yenildiğimiz maçlara baktığımız zaman hepsi son haftalardaydı. Şimdi daha Trabzonspor'un 11 maçı var. Bir anda küsmenin, 'şampiyon olamayız' gibi bir havaya girmenin anlamı yok. Galatasaray'ı yenerlerse, rakiplerini yarışta büyük bir ölçüde saf dışı edecekler. Son maçlarda bir sürü pozisyonlar buluyorlar. Son vuruşları yaparken daha ciddi davranmalı.
H.M.: Öncelikle taraftar baskısı, stresi bence artık yok. Trabzonspor taraftarı stajını bizim ekipte tamamlamıştı. 1996'da kaybedilen şampiyonlukta en büyük acıları biz yaşadık. Onun için futbolcu arkadaşlar, şimdi saha içinde ve saha dışında çok daha rahatlar. Bütün baskıları, stresi, zorlukları biz gördük. Morallerini bozmasınlar. Bu ligde Trabzon şampiyon olabilir. Bizim olağanüstü bir kadromuz vardı. Belki, Trabzonspor'un tarihinin en güzel, en iyi kadrosuyduk. Son iki maçta şampiyonluğu verdik. Çok iyi oynamamıza rağmen... Bazen futbol topu sizi sevmiyor.
A.E.: Trabzonspor evinde kaybettiği iki maçta hep yüklendi; ama kaybetti. Denizli ve Konya maçında aynı hataları yaşadılar. Şöyle bir örnek vereyim: Biz 95-96 sezonunda 82 puanla ikinci olduk. İki takım bizim şampiyonluğumuzu önemli ölçüde etkiledi. Biri deplasmanda Vanspor, diğeri de sahamızda F.Bahçe. Eğer biz ikisinde berabere kalsak, 84 puanla şampiyonduk.
Peki Ersun Yanal'ın yanlışları var mı?
H.M.: Sezon başından bu yana bazı oyuncular formsuz. Hoca Selçuk konusunda ısrarcı oluyor. Tamam kumaşı kaliteli ancak Ersun hoca onu böyle kötü oynatarak Selçuk'a iyilik yapmıyor. Onunla biraz konuşup, dinlendirip, tekrar kazanma şansınız var. Öte yandan tam bir şeyler yapmak isteyen, kıpırdanan futbolcular ise bakıyorsunuz 60. dakikada oyundan alınıyor. Onların da şevki kırılıyor. Mesela Yattara... 50-60 dakika bir şey yapmıyormuş gibi gözüküyor ama Antalya maçında 60 metre top sürüyor, gol attırıyor. Ama bakıyorsun, tabela kalkmış Yattara'yı dışarı alıyorlar.
O.T.: Ben de Hami hocaya katılıyorum. Yattara tarzındaki oyuncuların son dakikaya kadar oyunda kalması lazım. Ne olursa olsun, çok kötü bile oynasa maç içinde yapacağı bir hareketle kazanmanızı sağlar.
A.E.: Deplasmanlarda sorun gözükmüyor ama iç saha öyle değil. Hücumda fazla ve çok dengesiz yükleniyorlar. Bu da zaman zaman takımın başına iş açıyor.
Avni Aker'de taraftar stresinden bahsediliyor. Siz neler hissederdiniz o dönemlerde?
O.T.: Keşke bizim oynadığımız dönemlerde de stat bugünkü gibi olsaydı. Biz bir bakıyorduk, kale arkası ta denizin içindeydi... (gülüyor) Bugün her hoca, '70 puanla şampiyon oluruz' diyor. Biz 82 ile olamadık, futbolun kalitesi ne kadar düştü. Biz bu statta 90 puanla sezonu tamamlardık.
H.M.: Futbolcular şimdi hiç seyirci stresinden şikayet etmesin. Taraftarın hiç olumsuz bir eylemi yok. Hocaya da, yönetime de baskı yok. Şahane bir ortam var. Keşke biz de bu statta oynasaydık. Taraftarlar, bize haksızlık yaptıklarını söylüyor. Üzdüklerinin farkındalar. Keşke olmasaydı...
A.E.: Ben de seyirci stresinin olduğunu düşünmüyorum. Bence bir kere taraftar akıllandı. Köstek olunduğu zaman, yılları kaybettiğini biliyor. Bizim 96'da F.Bahçe maçından sonra yaşadığımızı kimsenin yaşamasını tavsiye etmem. Şehirde büyük bir baskı oluşmuştu. Evimize panzerlerle gittik. Allah kimseye o günleri göstermesin.
Galibiyetlerden sonra futbolcular kolbastı oynuyor. Seyirciyle çok iyi bir iletişim var...
H.M.: Kolbastıyı yenilgiden sonra da oynayacaksın. Çünkü insanlar onu bekliyor. Futbolcular, seyirciden kaçmamalılar.
O.T.: İşte Avrupa. Takım yenilse bile kaptan takımı topluyor, seyirci seyirciye teşekkür ediyor. Yenilsen bile seyircinin karşısına çıkabilmen lazım. Seyirci senin üzüntünü görecek ve anlayacak. Takım ruhunu sadece kolbastıyla göstermeyeceksin.
Trabzonspor, bu sezon şampiyon olur mu?
H.M.: İlk 5'in içindeki 4 takımdan biri ipi göğüsleyecek. Trabzon da yarışın içinde. Kopmalar son haftalarda yaşanacak gibi.
O.T.: İnşallah... Hami hocanın dediği gibi heyecan sonuna dek devam eder. Bundan iki hafta sonra kopma olursa, bence alan götürür. Fikstür avantajına falan inanmıyorum. Beşiktaş, Hacettepe'yi zor yendi, Kocaeli, G.Saray'a tarihi fark attı. Her takım, her takımı mağlup edebilir.
A.E.: Bana göre, Trabzonspor sezonu ikinci bile bitirse şu şartlarda büyük bir başarı. Eğer şampiyon olursa muhteşem...
Yasin Tuncer