Devler Ligi'nde İnter'in başında Milan'a yarı finalde kaybedince tecrübeli çalıştırıcının kariyerindeki gerileme süreci kaçınılmaz oldu. Arjantinli teknik adam farklı takımlardaki deneyimlerin ardından rotayı Orduspor'a çevirdi. Şimdilerde Ordulular, Hector Cuper'in yeni başarılarını beklerken, o ise yeni finaller için marjinal fikirler sunuyor.
Geri de kalan sürede Ordu'da nasıl bir ortam buldunuz?
Orduspor her şeyden önce çok iyi yönetilen ve iyi bir başkana sahip. Geldiğim günden beri başkandan ne istediysem yerine getirdi. Bütün transferlerde yardımcı oldu. Her türlü kararda bana saygı duydu. Gerekli desteği sonuna kadar veren bir yönetim buldum.
Ligi 14. sırada bitirmek sizi tatmin etti mi?
Yıllar sonra ilk kez Süper Lig'e yükselmiş bir Orduspor ile yola çıktık. Başlangıçta ligde kalmak başarıdır. Bu sene sıralama olarak daha yukarıları hedefliyoruz. Kısa vadede hedefimiz; yerimizi sağlamlaştırıp, kendimize duyduğumuz güvenle, tanınan ve alkışlanan bir marka olmak.
Marka olmuş bir hocanın orta halli bir takımda başarıya motive olması zor olmuyor mu?
Açıkçası bana bir iş teklifi geldiği zaman takım ismine bakmadan en iyi şekilde analiz yaparım. Orduspor'u seçerken de 'evet-hayır' diyebileceğim seçenekleri bir araya getirdim. 'Hayır' diyeceğim fazla bir seçenek yoktu önümde.
Bundan daha önceki yıllarda bazı Türk takımlarından da (Fenerbahçe-Galatasaray) teklifler almıştım; ama başka takımları çalıştırdığım için olmamıştı. İnter'i çalıştırırken onlara nasıl saygı duyuyor idiysem, bugün Orduspor'a da aynı saygıyı duyuyorum. Çünkü para kazanıyorum.
Zirveye oynayan bir takımı mı, yoksa Orduspor gibi iyi yönetilen mütevazı bir ekibi mi tercih edersiniz?
Ben hayatım boyunca büyük takım hayali ile yaşamadım. Elde ettiğim başarıların akabinde büyük takımların dikkatini çektim. Burada da iyi işler yaparsam o zaman daha büyük takımlardan teklif gelir.
O zaman belki o günün şartlarında bu teklifler değerlendirilir. İleride o tür bir teklif alırsam, Ordusporlular burada iyi işler başardığımı düşünüp mutlu olabilirler.
Orduspor'da şampiyonluktan söz edebilir misiniz?
Realist baktığınız zaman bu şartlarda şampiyonluktan bahsetmek kolay değil. Yıllar sonra Süper Lig'e çıkmış bir takım için kısa vadede şampiyonluktan söz etmek hayal satmaktır. Ama her yıl üstüne bir şeyler koyarak bu hedefe varmak da imkânsız değil.
Bursaspor'un şampiyonluğu sizi cesaretlendirdi mi?
Futbolda bunun istisnaları olmuştur. Ama bunlar genel ve çok realist düşüncelere yol açmaz. Türkiye'de şampiyonluk mücadelesi 4 büyük takım arasında geçer. İspanya'da da bu böyledir.
Real Madrid, Barcelona, Atletico Madrid ve arada bir Valencia. Bunların hegemonyasını kıran pek yoktur. Kimseye ümit ve ümitsizlik satmıyoruz. Bunların bir plan ve proje ile olabileceğini de söylemekten korkmuyoruz.
Maradona alttan geldi, Messi zirvede başladı
Sizce, Arjantin'in iki futbol starı Maradona ve Messi ikilisinden hangisi daha değerli?
Maradona'nın ne olduğunu bütün dünya biliyor. Günümüzde ise Messi şu an zirvede. Ancak bu konuda biraz daha beklemek gerektiğini düşünüyorum. Total faydaya bakmak lazım. Maradona alt sıralardaki takımları alıp zirveye çıkaran bir isimdi.Napoli bunun en bariz örneğidir.
Messi ise zaten tepede olan bir takımda zirve yapıyor! Ayrıca Maradona'nın Arjantin Milli Takımı'nda yaptıkları ile Messi'nin yaptıklarını ortaya koyduğunuzda bir sonuca varabilirsiniz.
İkisi Şampiyonlar Ligi olmak üzere 6 finalden hiçbirini kazanamayan biri olarak bundan nasıl bir ders çıkardınız?
Yaptığım kariyerde çok çalışmanın, bu işe kafa yormanın yanı sıra şans faktörü de etkili oldu. Beraberinde kaybettiğim finallerde ise şanssızlık faktörü etkiliydi. Kaybetmek ve kazanmak futbolda her zaman vardır, olmaya da devam edecektir. Önemli olan kendinizi 'şanssızım' diye şartlandırıp pes etmemek.
Ordu'da adaptasyon sorunu yaşıyor musunuz?
Ordu kendi halinde sakin ve güzel bir şehir. Ben de hep sakin bir hayatı sevmişimdir. Metropolde yaşamaktansa küçük şehirlerde yaşamayı seviyorum. Genelde zamanımın çoğu tesislerde geçiyor. Taktik ve rakiplerin analizini yapmakla uğraşıyorum.
Dil problemini nasıl aşıyorsunuz?
Biz sözlüğüm var ama Türkçeyi öğrenememiş olsam da markete kendi başıma çıkıp ihtiyaçlarımı karşılayabiliyorum. İnsanların bana karşı büyük ilgisi oluyor. Aramızda bir dil bariyeri var ama vücut diliyle anlaşabiliyoruz.
Anadolu halkını nasıl tanımlarsınız?
Benim için en büyük erdem alçak gönüllülüktür. Türkiye geneli hakkında bilgim yok; ama Ordu halkının bu konudaki erdemi beni hem çok şaşırtıyor hem de çok mutlu ediyor.
Eski öğrenciniz Emre Belözoğlu, Atletico Madrid'e gitti. Emre'nin İspanya'da başarılı olma şansı nedir?
O zamanki Emre ile bu zamanki Emre arasında çok fark var. Benim elime 20 yaşında gelen Emre çok toydu. İyi bir hamuru vardı; ama işlenmesi gerekiyordu. Bugünkü Emre'ye baktığınızda çok tecrübeli ve futbol olarak olgunlaşmış.
Karakteri her zaman aynıydı. Agresifti ve bunu çok çabuk dışarı yansıtabiliyordu. Ama şöyle bir gerçek var; UEFA şampiyonu bir takım 32 yaşındaki bir futbolcuyu alıyorsa bir bildiği vardır. Emre orda olmayı büyük futbolculuğuyla hak ediyordur.
Büyükşehirspor, İspanya'da ilk 8'i zorlar
Türkiye'deki futbol mantalitesini nasıl buluyorsunuz?
Türkiye Süper Ligi çok kaliteli bir lig. Asla başka lige imrenmesinler. Ben bu konudaki değerlendirmemi yaparken ilk 5 takımı bir kenara koyarım. Sonra kalan diğer takımların kalitesine bakarım. İlk 5 zaten kalburüstü takımlardan oluşur. Geri kalan takımların durumu o ligin kalitesi hakkında sağlıklı fikir verir.
Türkiye'de bunu yaptığımda ilk 5 dışında kalan takımların oldukça kaliteli olduğunu gördüm. Örneğin İstanbul Belediyespor'u alıp İspanya ligine koyarsanız ilk 8'i rahatlıkla zorlayabileceğini söyleyebilirim.