Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Trabzon Milletvekili Volkan Canalioğlu, "TBMM'de de şike soruşturmasıyla ilgili bir komisyon kurulması için önerge verdik" dedi.
ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULSUN
CHP grubu olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bir önerge sunduklarını ve bu önergenin geçmesi halinde TBMM'de bir şike komisyonu kurulacağını belirten Canalioğlu, "Biz önerge verdik o da şudur şike olaylarıyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Araştırma Komisyonu kurulsun.
TBMM bu şike olaylarını araştırsın çünkü burada Trabzonspor'u da töhmet altında bıraktılar. Sayın başkana ne sordular (Sadri Şener) siz sayın başbakanı "Mitingde Recep Tayyip Erdoğan'a karşı kışkırttınız mı?" tarzsında sordular ozaman bunun biryerde siyasi boyutu vardır" dedi.
Canalioğlu, "Bu zaten asla olamaz bizim kulüp başkanlarımız asla böyle birşeye yaklaşmazlar ve biz CHP olarak şike soruşturmalarının araştırılması için TBMM'de bir komisyon kurulmasını istiyoruz. CHP olarak bir önerge verdik dün meclis başkanlığına da sunduk bunu oylama sonucu karar da verilecektir" diye konuştu.
KUPAMIZI VERİN KARDEŞİM!
Canalioğlu, Trabzonspor'un UEFA tarafından şampiyonlar ligine davet edilmesi ve TFF'nin halen daha şampiyonluğunu ilan etmemesi üzerine, "Biz kupayı hak ettik kupamızı vermeleri lazım niye vermiyolar? UEFA bizi şampiyon ilan etmiş şampiyonlar liginde oynuyoruz ama hala şampiyon ilan edilmiyoruz böyle birşey olur mu? Biz kupamızı istiyoruz kardeşim" ifadelerini kullandı.
İşte TBMM'ye verilen o önerge
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul Tutanağı
24. Dönem 2. Yasama Yılı
2. Birleşim 04/Ekim /2011 Salı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye'nin önde gelen spor kulüplerinin yöneticileri ile bazı sporcular şike iddiaları çerçevesinde gözaltına alınmış ve tutuklanarak cezaevine gönderilmişlerdir.
Bu çerçevede yürütülen operasyonlar 3 Temmuz 2011 tarihinde başlatılmış ve bugün hâlâ süren operasyonların ucu açık bir süreçte de devam edeceği anlaşılmaktadır.
Şike iddialarının üzerine gidilmesi Türk sporunun gelişmesi ve uluslararası alanda başarılı olması açısından son derece önemli ve gereklidir. Ancak, şike soruşturmasının zamanlaması, yürütülüş yöntemi ve gelişimi, bir şike organizasyonunun çökertilmesinin yanında, daha farklı siyasi girişimlerin ve amaçların da olabileceği yönünde bazı kuşkular ortaya çıkarmaktadır.
Özellikle, soruşturmayı yürüten savcının gözaltına alınan Trabzonspor Başkanı Sadri Şener'e "12 Haziran seçimleri öncesi Başbakan Erdoğan'a yönelik komplo kuruldu mu?" sorusunu yöneltmesi, soruşturmanın spor alanının dışında, daha çok siyasi yönü olduğu yorumlarını kuvvetlendirmektedir.
Şike operasyonlarının her aşaması, evrensel hukuk ilkelerine ve yasal mevzuata aykırı bir şekilde basın organlarına servis edilmiş, soruşturma tamamlanmadan ve iddianame hazırlanmadan bazı spor kulüplerimiz ve spor adamlarımız toplum önünde peşinen suçlu ilan edilmiştir.
Ceza Muhakemesi Kanununun 157. Maddesinde soruşturmanın gizliliği ilkesi düzenlenmiş ve Adalet Bakanlığının "Adli Kolluğun Görevi Yetki ve Sorumlulukları ile
Soruşturmanın Gizliliği" başlıklı 98 Nolu Genelgesinde bu ilkenin çerçevesi tartışılmayacak netlikte ortaya konmuştur.
Söz konusu Genelge'de Anayasanın 138. Maddesinde yer alan "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz." hükmü ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin "Adil yargılanma hakkı" başlıklı 6. maddesinde yer alan "Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır." hükmüne işaret edilmiştir. Soruşturmanın gizliliği ilkesi, suçsuzluk karinesinin vaz geçilmez unsurudur. Oysa şike operasyonu kapsamında bu ilke sistematik bir şekilde ihlal edilmiş, asırlık spor kulüpleri, spor yöneticileri, sporcular halk nezdinde suçlu ilan edilmişlerdir.
Soruşturmanın gizliliğine ilişkin ihlaller en hafif deyimi ile siyasi iktidarın ihmalinden kaynaklanmaktadır ve bu ihlallerin siyasi iktidarın himayesi olamadan sistematik bir şekilde sürdürülmesi olanaklı değildir.
Şike operasyonunun, ceza hukukunun en temel ilkelerinden olan masumiyet karinesinin ihlali yanında, endüstriyel futbolun marka değerini düşürmesi, halka açık birer şirket olan birçok spor kulübünün yatırımcılarının zarara uğraması ve en önemlisi de özerk TFF'nin yönetimine dışarıdan müdahalelere ve siyasetin malzemesi yapılması sonucuna neden olduğu açık bir gerçektir. Bu açıdan Türk futbolunu halkın karşısında ve uluslararası alanda zor durumdan kurtarmak için gerekli önlemlerin belirlenmesi ve bir an önce hayata geçirilmesi bir zorunluluktur.
Tüm bunların yanında federasyon seçimlerinde siyasi iktidarların baskıcı ve şekillendirici yaklaşımlarının, özerkliğin yitirilmesinden dolayı Türk sporunu çağdışı bir konuma taşıyacağı açıktır. Bu nedenle, sporun siyasi iktidarların etkilerinden arındırılması için gerekli önlemlerin belirlenmesi son derece önemlidir.
Konuya ilişkin olarak 22. Dönemde kurulan ve Raporu TBMM Genel Kurulunda görüşülen "Türk Sporunda Şiddet, Şike, Rüşvet Ve Haksız Rekabet İddialarının Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Raporunda" yer alan tespit ve önerilerinin gereğinin hayata geçirilip geçirilmediğinin araştırılması, spor alanındaki siyasi baskıların ve şekillendirme girişimlerinin belirlenmesi, federasyonların özerkliğini yitirmesine neden olan müdahalelerin değerlendirilmesi, sporun ve sporcunun itibarını yitirmesine neden olan uygulamaların incelenerek alınması gereken önlemlerin tespiti amacıyla Anayasa'nın 98 inci, TBMM içtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Erdoğan Toprak (İstanbul)
2) Mahmut Tanal (İstanbul)
3) Kazım Kurt (Eskişehir)
4) Erdal Aksünger (İzmir)
5) Mustafa Sezgin Tanrıkulu (İstanbul)
6) Levent Gök (Ankara)
7) Malik Ecder Özdemir (Sivas)
8) Hüseyin Aygün (Tunceli)
9) Atilla Kart (Konya)
10) Ensar Öğüt (Ardahan)
11) Bülent Tezcan (Aydın)
12) Osman Aydın (Aydın)
13) Rahmi Aşkın Türeli (İzmir)
14) Mustafa Moroğlu (İzmir)
15) Namık Havutça (Balıkesir)
16) Aylin Nazlıaka (Ankara)
17) Gürkut Acar (Antalya)
18) Mehmet Hilal Kaplan (Kocaeli)
19) Haydar Akar (Kocaeli)
20) Salih Fırat (Adıyaman)
21) Mehmet Volkan Canalioğlu (Trabzon)
22) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
23) İdris Yıldız (Ordu)