Merkez Hakem Kurulu Başkanı Oğuz Sarvan, kamuoyu bilgilendirme toplantısı düzenledi.
Türkiye Futbol Federasyonu'nun İstinye'deki merkezinde gerçekleştirilen basın toplantısında Oğuz Sarvan, son günlerde kamuoyunda artan hakemlere yönelik eleştirilere yanıt verdi.
"250 YILLIK TECRÜBESİ OLAN BİR MHK'YE 'İŞİ BİLMİYORLAR' DENİYOR"
"Toplam 36 yıllık bir geçmişim var hakemlikte. Arkadaşlarımın da bu camianın içinde yoğun hizmetleri var. MHK 9 kişiden oluşuyor ve bu arkadaşlarımızın toplam görev süresi 250 yıl. 250 yıllık tecrübesi olan bizlere “bu işi bilmiyorlar” deniyor.
"HAKEMİN DİNÇ KAFAYLA MAÇA ÇIKMASI İÇİN KAMPLAR YAPIYORUZ"
Sezon başında 10 günlük bir kamp dönemi geçirdik. Devre arası seminerler yaptık. Silivri’de kamplar yaptık. Bunların hepsi eğitim amaçlıydı. Bu kamplarda amaç; hakemlerin dinç kafayla maça çıkmasını sağlamaktır. 1 hafta önceki olaylar bu kamplarda değerlendiriliyor. 2100 tane klik belirlendi ve hakemlere göstermek istediğimiz eğitimler bu klikler üzerinden değerlendiriliyor.
"YARDIMCI HAKEMLER İÇİN ÖZEL BİR UZMAN GELECEK"
Özel pozisyonlar için yorumlar yapılıyor. Bu yaptığımız yorumların bazıları çok güzel. UEFA’nın en üst düzey eğitimcisi sezon başından beri 10 kez ülkemize geldi. 4 kez gözlemcilerle seminer yapıldı. 2 ile 4 Aralık arasında İstanbul’da 7 FIFA hakemimize özel seminerler düzenlendi. G.Saray-Panathinaikos maçı izlendi ve bunun üzerine yorumlar yapıldı. Önümüzdeki sezon yardımcı hakemlerimiz için özel bir uzman gelecek. İngiltere’den bir yardımcı hakemle bu konuda anlaştık. 36 yıldır bu işin içinde olan birisi olarak çok gönül rahatlığıyla şunu söylüyorum: Şu anda Türkiye’de hakemlere verilen eğitim Avrupa’daki ülkelerin üzerindedir.
"HAKEMLERİ ETKİLEMENİN AŞAMALARI VAR"
Son günlerde bazı spekülasyonlar oldu. Benim babam da 82 yaşında ve o da hakemlik yapıyordu. Ta onun zamanında da böyle şeyler oluyordu. Hakem nasıl etkilenir? Bunun aşamaları vardır. Birinci aşama: Hakem atandıktan sonra “Biz bu hakemi istemiyoruz” denilmektedir. Hakeme “Sen bize düşmansın” mesajı veriliyor. Hakemin de buna karşılık “Bu kulüp beni düşman görüyor. Ben bunları aleyhine karar vermeyeyim” diye düşünür deniliyor. Diğer aşamada ise devre arasında hakem soyunma odasına giderken onun önünü kesmek ve bir takım sözler söylemek. "TV’de izledik, kararın yanlıştı" gibi yorumlar yaparak hakemin kararlarını etkilemeye çalışırlar. Bir diğer aşama da maçtan sonra hakeme yüklenilmesidir. Bu da sonraki maçlardaki hakemleri etkilemeye yöneliktir.
"KULÜP YÖNETİCİLERİNİN YÖNTEMLERİ BABAMIN ZAMANINDAN KALMA"
Bunlar benim babamın zamanından kalma yöntemler. Bunlara karşı önlemlerimizi bilimsel yöntemlerle alıyorlar. Geleneksel yöntemlere karşı bilimsel yöntemlerle karşı koyuyoruz. Bu tür çabaların hakemi nasıl etkileyeceği belli olmaz. İki tarafa da hata yapılmasına rağmen bir tarafa yapılan hatalar büyüteç altına alınıyor.
"MAÇTAN SONRA KULÜP BAŞKANININ, MHK BAŞKANI'NI ARAMASININ NE FAYDASI VAR?"
Maçlardan sonra yöneticilerin MHK Başkanı’nın aramasıyla ilgili yorumlar da var. Maçtan sonra yapılacak böyle bir konuşmanın ne faydası var. İnsani hatalardır hakem hataları ve yönetici MHK Başkanı’yla konuşsa bile sonraki maçta da hata olabilir. Bunu kimse bilemez. Hakemin bir tacı yanlış vermesi “Başkan konuştu, bizim lehimize karar verdi” yorumlarına neden oluyor. Böyle bir konuşmanın kime ne faydası var? Eski alışkanlıklar ortadan kalkmalıdır. Bunların günümüzde yeri olmamalı.
"DEVRE ARASI BİZİ ARAYAN HAKEM LİSANSINI BIRAKIP GİTSİN"
Biz göreve geldiğimizde yaptığımız ilk toplantıda hakemlere şunu söyledik: “Telefonunuz kazayla da olsa açık kalmışsa ve biz sizi aramışsak lisansınızı bırakıp gidin. Devre arasında eğer bizi ya da herhangi birisini ararsanız lisansınızı bırakıp gidin.” Bunu her seminerde söylüyoruz.
"HÜSEYİN GÖÇEK'E 'SAHAYA ÇIKARSAN DÜDÜĞÜNÜ ASARSIN' DEMEDİM"
1 Nisan’da Akşam Gazetesi’nde Alaattin Metin imzalı bir haber çıktı. Yazının başlığı “Sahaya çıkarsan düdüğünü asarsın”. Hüseyin Göçek’in İBB – Diyarbakırspor maçıyla ilgili bir haber. Külliyen yalan! Bunu yazan arkadaş ya bunu bilerek yapıyor ya da kendisi kullanılmıştır. Bizim en çok üzerinde durduğumuz şeyler bunlar. En hassas olduğumuz iki konudan biri de bu. Diğeri ise eğitim konusu. Özellikle de bunlar üzerinden yıpratılmaya çalışılıyoruz.
"KURAL HATASIYLA İLGİLİ İTİRAZ GELMEDİ"
Herhangi bir kural hatasıyla ilgili bir talep geldiğinde önce maçın hakemine soruyoruz. Oyun kuralları hakem için yazılmıştır, başkalarının karar vermesi için değil. Önemli olan hakemin saha içindeki algılamasıdır. Bursaspor-Antalyaspor maçındaki penaltı atışıyla ilgili bir itiraz gelmedi Antalya’dan ama gelseydi bunu maçın hakemine sorardık. Hakem “Ben bunu gördüm ama böyle bir karar vermedim” derse kural hatası olaraks sayılabilirdi.
"90 DAKİKALIK PERFORMANSA BAKIYORUZ"
Hakemin maçın 90 dakikasındaki performansına bakılır. Tek hatayla değerlendirme yapılmaz. Tek hata maçın sonucuna yansırsa gözlemci bunu tespit eder ve notunu verir. Özellikle gri alana düşen konular tartışılıyor. Hakem bir gri renk görüyor ama hakemin gri deme şansı yok. Beyaz ya da siyah diyecek. Bizim beklentimiz de şu: Gri alana giren konuda, burada hakem bir karar vermiş ve hakemin kararına saygı duymak gerekir denilmeli. Hakemlerle birlikte yorum yapıyoruz. Mesela ofsayt pozisyonunda kalecinin önünde bir oyuncu var. Bu oyuncunun ofsayt olup olmadığını tartışıyoruz kendi aramızda.
"HAKEMLERİN NOTLARI GEÇEN SEZONDAN DAHA İYİ"
Süper Lig’de 29. Bank Asya’da 30. Haftaya geldik. 29 haftanın notlarını geçen seneyle bu sene arasında kıyasladık ve geçen seneye göre az da olsa bir ilerleme var. Geçen seneki kadro bu sene de görev alıyor. Ortalama 12 maç daha deneyimli hale geldiler hakemler. Bunun da bu performansa yansıması gayet de doğal. Bir hakem ilk defa sahaya çıkarken ona kalkıp da pasif ofsayt, aktif ofsayt gibi konular konuşulmaz. Ona sadece elini şöyle kaldır, kolunu şöyle kaldır denir. Ama 2,5 sene öncesine göre daha spesifik şeyler konuşuyoruz."
AVRUPA'DAN ÖRNEKLER...
25 Şubat 2010’da G.Saray-Atletico maçı oynandı ve hakem hata yaptı aynı hakem 3 hafta sonra görev aldı. Fransa-İrlanda maçında Henry’nin elle oynadığı pozisyona gol kararı veren hakem 8 Aralık’ta Beşiktaş-CSKA maçında görev aldı.
"HAKEMLERE GÜVENİYORUZ"
Yapılan bir takım hatalar var ama bunların azaltılması için çaba harcıyoruz. Hakemler olumsuz şartlara rağmen görevlerini en iyi şekilde yapmaya çalışıyorlar. Biz de kendilerine güveniyoruz.
"EGEMEN'İN POZİSYONUNU DEFALARCA İZLEDİM AMA KESİN BİR HÜKME VARAMADIM"
Biz hakemin 90 dakikalık performansına göre değerlendirme yapıyoruz. Ben TV’den izledim Beşiktaş-Trabzonspor maçını ama defalarca izlememe rağmen penaltı pozisyonuyla ilgili kesin bir hükme varamadım. Yardımcı hakemlere berilen talimat şu: “Penaltı kararında yardımcı olacaksanız, bundan yüzde 100 emin olun.” Demek ki hakem yüzde 100 emin olamamış.