TÜFAD Trabzon Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Balaban, geçmişte birçok teknik adamlarımız gibi bugün de Trabzonspor Teknik Direktörü Mustafa Reşit Akçay’ın ligde geride kalan 3 haftada yaşanan tablo üzerinden haksız bir şekilde yıpratılmak istendiğini belirterek bu türden eleştirilerin camiaya faydadan çok zarar verdiğini söyledi.
Trabzonspor’un bugüne kadar elde ettiği başarılarda kendi insanına duyulan güven ve verilen desteğin öne çıktığını hatırlatan Balaban, yaklaşık 30 yıldır gelmeyen şampiyonlukta da çözümün, bugün bu eleştirileri yapanlar da dahil olmak üzere, öze dönüş ve kendi insanına tahammül’ olarak tanımlandığının altını çizdi.
Alex Ferguson Manchester’de 6 yıl kupa kazanamamıştı
Bugün dünya futbolunda büyük bir ekol olan Manchester United’in efsane Teknik Direktörü Alex Ferguson’un takımdaki ilk 6 yılını kupasız geçirdiğine dikkat çeken Balaban, “Bugün Manchester United’i dünyanın en büyük birkaç futbol kulübünden biri yapan temel kriter, Ferguson’a gösterilen sabır ve anlayış değil midir?” diyen Balaban, “Geçmişte tüm ülkenin gıpta ile baktığı ve hiçbir ilin sahip olamadığı Ahmet Suat Özyazıcı’ya, Özkan Sümer’e, Şenol Güneş’e ve diğer Trabzonlu teknik adamlara, bugün ise Akçay’a bu eleştirileri yapanlar bu gerçekleri ya bilmiyor ya da başka gerekçelerle hareket ediyorlar. Bir gazete ‘Bu ülkede Alex Ferguson olmak yasak’ diye başlık atmıştı. Çok doğru bir başlıktı. Trabzon’da da Bordo-mavili renklere gönül veren camianın çok büyük bir kesiminin takımın başında görmek istediği geçmişte Trabzonspor efsanesi yazan Teknik Direktörlerimizin, birçok takımda teknik adamlık yapan kendi antrenörlerimizin, bu gün ise Mustafa Reşit Akçay’ın acaba bir Ferguson olmasından mı korkuluyor, bilemiyorum?” diye konuştu.
Tüm başarılara kendi özümüzle ulaşmışız
Balaban, Tüm lig şampiyonluklarını ve kupaları Ahmet Suat Özyazıcı ve Özkan Sümer’le, Şampiyonlar ligini Şenol Güneş’le, UEFA guruplarına katılma başarısını Mustafa Reşit Akçay gibi kendi öz değerlerimizle başarmamıza rağmen son 30 yılda kendi futbolcumuza ve kendi teknik direktörlerimize yabancı uyruklu futbolcu ve teknik adamlara gösterdiğimiz sabrı ve desteği maalesef gösteremedik.Bunun sonucunda 20 ye yakın yabancı uyruklu teknik adam ve 80 üzerinde yabancı uyruklu futbolcu ile geçen 30 yılda harcanan olağan üstü paralar ve gelmeyen şampiyonlukları ne tez unuttuk.
Teknik Direktörlerin uygulamalarına karşı olmak başka şey, varlığına karşı olmak başka şeydir
“Her insan hata yapabilir gerçeğinden yola çıktığımızda teknik adamlarda hata yapabilir. Bu nedenle teknik adamların oyuncu tercihlerini, taktik anlayışını eleştirebiliriz. Birileri dün Trabzonspor’da görev yapan Trabzonlu teknik adamlara yapıldığı gibi bu gün Akçay’ın uygulamaları üzerinden oradaki varlıklarına karşı çıkıyorlar. Bu gerçeği, bizim gibi camianın büyük kısmı da görüyor ve bundan rahatsız oluyor. Unutmayalım ki Trabzonspor, büyük bir camiadır. Sesi daha çok çıkanlar Trabzonspor üzerinde tasarrufta bulunmak gibi bir hakka da sahip değildir” Eleştiri yapılacaksa bu konuda TÜFAD olarak bizlerde gerekli bilgi ve birikime sahip olduğumuzu düşünüyoruz ifadelerini kullandı.
Fedakarlığı kendi insanımızdan bekleyip sabrı başkalarına göstermekten vazgeçelim
“Fedakarlıkları kendi insanımızdan bekleyip, sabrı başkalarına göstermek huyundan artık vazgeçme zamanı gelmedi mi?” diyen Balaban, şunları dile getirdi:“Otobüs koridorlarında yatarak, açlık tokluk bilmeden, uykusuz ve yorgun bedenleri ile Trabzonspor efsanesini Türk futbol tarihine tırnakları ile kazıyarak yazdıran dünün efsane futbolcuları bu günün derneğimize kayıtlı teknik direktörlerinden şu an aklıma gelen Şenol, Turgay, Necati, Kadir, Hüsnü, Bekir, İlyas, Güngör, Hüseyin, Ali Kemal, Necmi, B. Hamdi, Selahattin, Yaşar, İsmail, Cemil, O. Denizci, Bahattin, K. Şenol, Galip, Lemi, Kemal, Cengiz ve takım arkadaşlarına ülkemizin başka takımlarında teknik adamlık yapabilmeleri için destek olmak yerine bir kısmı için evlerinde oturarak maaş alıyorlar diyerek mi bunu yapacağız?
Ya da Hami, F. Tekke, Ogün, K. Hamdi, Hüseyin, Gökdeniz, Soner, M. Yılmaz, M. İpek gibi birçok değerimizi maddi veya başka amaç uğruna gönüllerini kırıp göndererek onlardan gelen parayı yabancı teknik adam ve futbolculara vererek mi? Şunu hiç düşündük mü? Acaba; Tüm bu değerlerimiz olmasa idi Trabzonspor 4 büyük kulüpler arasına girerek havuz gelirlerinden bu gün aldığı payı alabilecek miydi? Yine kendi değerlerimiz olmasa idi eski para ile 200 trilyon üzerinde borcu olan Trabzonspor’a hem de olağan üstü bir genel kurulda 5 tane başkan adayı çıkabilecek miydi?
Bu nedenle fedakârlığı kendi insanımızdan bekleyip, sabrı başkalarına göstermek yerine; geçmişinize saygı, kendi insanımıza sabır gösterip ve güvenmekten başka çaremiz olmadığı aşikardır.
Akçay’a yapılan olumsuz eleştiriler kime fayda sağlayacak?
“Avrupa arenasında bu yıl elde edilen önemli başarıları bir kenara bırakalım, 34 haftalık bir maratonda henüz 3. hafta sonunda Mustafa Reşit Akçay’a yapılan bu yıpratıcı eleştiriler, hem büyük bir çelişki hem de haksızlık değil midir” diye soran Balaban, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Hani, 1974-1984 yılları arasındaki kendi özünden yetişen futbolcu ve teknik adamları ile 6 lig şampiyonluğu, sayısız kupa, Milli Takıma vermiş olduğu futbolcu sayısı ile Türk futbolunda yeni bir çığır açan Trabzon insanı gerçeğini kabul edip öze dönüş için birbirimize destek olacaktık. Daha geçen yıl futbol dünyasında taraflı tarafsız tüm futbolseverlerin gönlünde taht kuran, ülkemiz futbol camiası tarafından övgüler yağdırılan 1461 Trabzon futbol takımının Teknik Direktörü Mustafa Reşit Akçay için, medyada ligde oynanan 3 maç sonrası ’Kredisi tükendi’, ‘Mustafa hoca gitmeye daha yakın’, ‘Bu gömlek Mustafa hocaya bol geldi’, ‘İki mahalle takımını yenip Play-Off’a kaldı’ türünden başlıklar atarak mı bunu yapacaktık?
Yoksa şampiyonlar ligi hariç, 3 tane Avrupa takımını eleyerek Trabzonspor’u tarihinde ilk kez UEFA guruplarına taşıyan ve Trabzonspor’a eski para ile 57 trilyon maddi gelir kazandıran kendi özümüz Mustafa Reşit Akçay’ı bir Akhisar maçı ile acımasızca eleştirmeye devam ederek mi? Ya da geçmişte öz değerlerimize yapıldığı gibi, bu gün kendi özümüz Zeki Yavru’yu yerden yere vurarak her gün eleştirip, sonra Yusuf, Caner, Kadir ve Abdulkadir neden oynatılmıyor diyerek mi?
Peki bu anlayışla devam edersek elimize ne geçer; Trabzonspor’un başarılı olmaması için 30 yıldır bizimle uğraşıp bu emellerine ulaşanlara, yıllık 3.818.750 TL garanti paraya oynayan yabancı uyruklu futbolcular ve bizim teknik direktörlerin 2-3 katını alıp, gönderildiğinde ayrıca tazminatını kuruşuna kadar alan yabancı uyruklu antrenörlere bir 30 yıl daha imkan tanıyıp, bu günkü borç ödenemeyecek hale gelmesinden başka elimize ne geçecek?