Programın yorumcularının değerlendirmelerine içerleyen ve kendi ifadesiyle sahuru beklediği için o saatte yayınlanan bütün spor programlarını gözden geçiren RTÜK Başkanı Zahid Akman, telefonla canlı yayına bağlandı. Ahmet Çakar o sırada hakem Selçuk Dereli'yi hırpalamaktaydı. Çakar'ı bilirsiniz, ağzına ne gelirse saydırıyordu. Ama bir hakaret var mıydı? Hayır, yoktu. Yani Çakar yorumculuk hakkını kullanıyordu.
ABA ALTINDAN SOPA
2.5 yıldır bu görevde olan Zahid Akman ilk defa bu kadar çok bir yayına bağlanma ihtiyacı hissetmiş. Bu iki buçuk yılda neler geldi, neler geçti. Hiçbirine, gündüz çoluk çocuk ekran karşısındayken yapılan o acayipliklere, adına cıvık magazin deyip hiçbir müdahalede bulunmadıkları o rezilliklere bağlanma ihtiyacı hissetmemiş. Ama Ahmet Çakar'ın hakemlerle ilgili sözlerine dayanamamış. Kalkıp canlı yayın sırasında kanalı aramış. E arayan koskoca RTÜK Başkanı olunca da hemen bağlanmış.
Hatırlarsınız aynı Akman, Kurtlar Vadisi Irak ekibiyle yaptığı bir toplantıda, diziyi RTÜK'e şikayet eden 14 bin seyirci için 14 bin şuursuz insan çıkabilir demiş, sonra da Show TV yöneticilerine aba altından sopa gösterip dizinin yayınını iptal ettirmişti. Yani kapalı kapılar arkasında farklı konuşmuş, kameralar önünde başka şeyler söylemişti. Kendisi, o günlerde yazdığım Ortada bu kadar cevapsız soru varken, o koltukta oturamazsınız başlıklı yazıyla istifaya davet edilmişti. Elbette etmedi...
Akman önceki gece telefonda Üst kurulumuz gereğini yapacaktır dedi. Müeyyideleri uygulayacağız dedi. Bu kez sopayı aba altından değil, canlı yayında, telefonda bizzat kendi sözleriyle gösterdi. Milletin, kimi nasıl eleştireceğine kalın bir çizgi çekti. Durup dururken, bir spor programı yüzünden yine aklımıza sansür düşüncesini getirdi. Üstelik medya tam da iktidar yanlısı ve karşıtları olarak ikiye bölünmüşken... Tam da sansür kelimesinin hiç gündeme gelmemesi gerektiği günlerde...
CANLI YAYINA DAVET
6 Pas'ın sunucusu Melih Gümüşbıçak, Akman'ı önümüzdeki hafta programa katılıp canlı yayında tartışmaya davet etti. Bakalım Akman bu davete icabet mi edecek? Yoksa yine daha önce yaptığı gibi işleri kapalı kapılar arkasından mı idare edecek? İzleyip, göreceğiz. Sansürü çağrıştıran her uygulamaya, sesimiz çıktığı sürece yılmadan, yorulmadan hayır demeye devam edeceğiz.