Yaklaşık bir yıl önce tesislerinde Türkçe konuşulmasını yasaklayan amatör futbol kulüplerinden Hellas Sport, şimdi de yabancı kökenli futbolcu sayısını azaltmak için Türk kökenli futbolcuları hedef aldı. Kulübün Türk kökenli futbolcuları göndermek ve yeni Türk kökenli futbolcu kaydı yapmaması ortalığı karıştırdı.
"Böyle bir planı kabullenmem mümkün olamazdı" diyerek, Hellas Sport Gençlik Yönetim Kurulu'ndan istifa eden Aykut Aydın, "Spor kompleksinde Türkçe konuşulmasını yasaklamak isteyen ve gizli planlarında Türk kökenli futbolculara yasak koyan bir zihniyetle nasıl birlikte çalışabilirdim ki? Onlar, kulüpte fazla sayıda Türk kökenli futbolcu olmasını sorun olarak görüyorlar. Onların bu çirkin planlarına alet olamazdım" diyerek yönetim kurulundan istifa ettiğini açıkladı.
TÜRK DÜŞMANLIĞI
Türkleri hedef alan gizli planlar konusunda yönetim kurulu üyeleri arasında yapılan elektronik posta yazışması belgelerinin elinde olduğunu iddia eden kulüp antrenörlerinden Murat Şekercan da, "Bu ülkede doğmuş ve kendini Hollandalı hisseden 7-8 yaşındaki Türk kökenli çocuklara bu yapılanlar ayrımcılıktır, ırkçılıktır. Bu tür kulüpler yabancı kökenli çocuklara yatırım yapmak için belediyelerden yüksek miktarda maddi yardım alıyorlar. Bugüne kadar bu paraları nerelere harcadılar, nasıl bir yatırım yaptılar onu açıklasınlar. Var olan sorunları Türklerin üstüne atmasınlar. Çözüm, Türklere kapıları kapatmakta değildir" dedi.
BİRLİKTE MÜCADELE
"Kulüp yönetiminin, uygulamaya koymak istediği gizli planları duyunca, sanki aşırı sağcı lider Geert Wilders parlamentodan çıkıp bu kulübün yönetimine girmiş gibi geldi" diyen Şekercan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunlar bizi hep entegre olmamakla suçlarlar. Ama her nedense hiç kendilerini eleştirmezler. Biz Türkleri hep bir araya toplamak istiyorlar. Bunların planları nedir anlamış değilim. Bizi bir araya toplayıp, sonra bizi yakacaklar mı, ne istiyorlar. Artık hep birlikte hareket edip, mücadele vermeliyiz. Eğer bu kulüpte Türk kökenlilerin sayısı çoğunluktaysa o zaman bu yönetimi elimize geçirmemiz gerekir. Artık Türkler 'Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın zihniyetinden' vazgeçmelidir. Sorun hepimizin sorunudur. Artık Türkler kendilerini yönetmesini öğrenmelidir."