Trabzonspor’un “aklı ayaklarında” futbolcusu Marek Sapara Trabzonspor Dergisi’nin Kasım sayısına kapak konusu oldu.
Gol sevinçlerinden sonra neden elini öptüğünü açıkladığı röportajında iddialı mesajlar veren Sapara’nın en büyük mutluluğu eşi Lucia ve kızı Lara...
Slovakya’da futbola nasıl başladın?
Ben futbol akademisinde yetiştim. Okulla birlikte yürütüyordum. Sabah 7’de kalkıp önce antrenmana gidiyordum. Ardından saat 10’da okula, üç-dört saat sonra tekrar okul çıkışında antrenmana. Oldukça iyi bir disiplin içinde yetiştim. Ve her şeyi bir arada yürüttüm.
Futbola başlamak senin kararın mıydı?
Hayır, o kararı verebilecek yaşta değildim. Babamın isteği ile başladım futbola. O da profesyonel düzeyde olmasa da futbol oynamış gençliğinde. Babam futbolu okulla birlikte yürütebileceğime inanan bir insandı. Şu an iyi ki benim adıma bu kararı almış diyebilirim.
Türkiye’ye uyum sürecinize gelelim. Nasıl geçti ilk zamanlar?
Bunun oldukça rahat olduğunu söyleyebilirim. Zaten Slovakya’dan sonra Lucia ile birlikte Norveç’teydik. Yalnız olmamak, eşimle birlikte olmak benim için oldukça olumlu bir şey. Ayrıca Türkiye’ye alışmak Norveç’ten çok daha kolay. Norveç’te çok katı kurallar var. Türkiye’de böyle değil. Bazı şeylerin burada çok daha rahat olduğunu söyleyebilirim.
Takımın performansı hakkında neler söyleyebilirsin?
Ben bu sene hem takım olarak performansımızın hem benim kişisel performansımın yukarı tırmandığını düşünüyorum. Bir kere kesinlikle şunu söylemeliyim: Şenol Hoca o kadar adil ve eşitlikçi bir hoca ki onun bu özelliğini tüm futbolcularına eşit mesafede davranmasından görebilirsiniz. Biz iyi takımız, oldukça yetenekli oyuncularımız var ve taraftarımızın beklentilerini karşılayabileceğimizi düşünüyorum.
Sence golcü özelliğini gösterebildin mi Trabzon’da?
Hayır, henüz golcü özelliğim ön plana çıkmış değil. Çünkü az sayıda maçta görev aldım. Ama bildiğiniz gibi Slovakya Milli Takımı’nda 4 maçta 3 gol kaydettim.
Gol sevinçleri çok farklı şekillerde ifade ediliyor dünyada. Sen attığın golü nasıl kutlarsın?
Her defasında elimdeki dövmeyi öperek eşime mesaj gönderirim. Dövmede eşimin ismi (Lucia) yazılı.
Peki ya kızın Lara? Ona mesaj göndermiyor musun gollerinden sonra?
Ona öpücükle mesaj göndermem pek mümkün değil. Çünkü dövmesi göğsüme kazılı.
Bir özeleştiri yaptığında sahadaki güçlü ve zayıf noktalarını nasıl değerlendirirsin?
Bence benim en güçlü tarafım teknik kapasitem. Zayıf noktam belki kafa topları olabilir. Ama olgunlaşmak futbolda çok önemli. Geçmiş hatalardan ders çıkarmak bunun bir parçası. Bir futbolcu yaşı ilerledikçe kendini daha iyi, daha özgüven sahibi hisseder. Ben de futbolda olgunlaştıkça aklımın daha da berraklaştığını görüyorum. Artık daha çok aklımla oynuyorum futbolu.
Türkiye liginin Avrupa’ya kıyasla teknik olarak üst düzey bir lig olduğunu söylemiştin. O zaman aklıyla oynayan bir futbolcu olarak senin için Türkiye’de olmak güzel bir şey olmalı?
Kesinlikle. Trabzonspor benim için tam zamanı! Aklımı ve tekniğimi ben burada bir araya getiriyorum. Burası büyük bir kulüp ve ben burada güzel işlere imza atacağıma inanıyorum.
Trabzonspor’un büyük bir kulüp olmasının senin için ne anlam ifade ettiğini öğrenebilir miyim?
Ben Trabzonspor’un büyüklüğünü, Fenerbahçe maçı için İstanbul’a geldiğimizde havaalanına bizi karşılamaya gelen taraftarları gördüğümde bir defa daha anladım. Taraftarın ilgi ve sevgisi büyüklüğün bir göstergesidir bence. Bu kadar insanın bize sevgi gösterisinde bulunması büyüleyici bir şey. Aynı zamanda maça çıkmadan önce büyük bir motivasyon kaynağı.