Trabzonspor Kulübü eski Başkanı ve kulübün son şampiyon başkanı olan Sadri Şener’e ‘Kulübü zarara uğrattığı’ gerekçesiyle açılan dava yarın başlayacak. Ulusal ve yerel bütün medyanın gözlerinin çevrildiği davayla ilgili camia ikiye bölündü. Kimisi, ‘hesap versin’ derken bir kesim de, ‘Hayır kesinlikle hesap vermemeli. Son şampiyon başkanımız. Biz ona sahip çıkmamız gerekirken şu olanlara bakın. Onu dava eden Trabzonspor başkanı Hacıosmanoğlu da seçimi onun aldığı çalınan kupayla başkan seçildi’ diyor.
Öte yandan konuyla ilgili Ekspres Gazetesi baş köşe yazarı Hasan Kurt bugünkü yazısında çarpıcı tespitlerde bulundu.
İşte Kurt’ın kaleme aldığı o yazı:
Trabzonspor Kulübü Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, şike sürecinde dönemin başkanı Sadri Şener’in usulsüz işler yaptığını, kulübü zarara uğrattığını ileri sürerek Şener’i mahkemeye vermişti.
Mahkemenin ikinci duruşması bugün yapılacak.
Hakim, Şener’e iddiaları soracak. Şener de cevap verecek.
Mahkeme, resen karar da verebilir, dosyayı bilirkişiye de havale edebilir.
***
Sadri Şener, aleyhine açılan bu dava aslında bir intikam ve öç alma davasıdır.
Bu davayı açan yalnız İbrahim Hacıosmanoğlu değil onu perde arkasında destekleyenler de var.
Sadri Şener, şike sürecinde avukatlara şu kadar para vermiş, kontrolsüz, usulsüz harcama yapmış, para hesabına aktırılmış vs. vs.
Kulübün ve şirketin evraklarına göre yapılan işlem normal. Yok efendim iki işlemde Sinan Zengin’in imzası yokmuş. Diğerlerinde var. Ve o Sinan Zengin’i önce işten atacaksın sonra tekrar işe alacaksın. Yani bu işlerden bugün kulüpte çalışan Sinan Zengin’in de haberi var. O zaman Sinan Zengin’i neden işe aldın.
Sadri Şener, Trabzonspor tarihinde kulübe en fazla ekonomik destek veren bir isimdir. Kulüpteki alacaklarını kayıt kuyut altına alsaydı, kulübü kendisine borçlandırsa idi bugün herhalde faizi ile birlikte on milyon doların üzerinde kulüpten alacağı olurdu. Hepsini bir kalemde silen bir isim, şike sürecinde, şirketlerin birleşmesinde bir avukatlara şu kadar usulsüz harcama yapmış vs. vs.
Olayın detayına, şirketlerin birleşmesinde Trabzonspor’un kazancına falan girmiyorum. Bu olayda Trabzonspor’un kazancını davayı açanlar da biliyor.
Sadri Şener, ipotek altındaki Trabzonspor’u kurtaran bir isimdir.
Başkanlığı süresince elde ettiği başarılar da ortadır.
***
Bu dava aslında Sadri Şener’e değil, onunla birlikte Faruk Özak ve Şener yönetiminde görev yapan ve Şener’i destekleyen herkese açılmış bir davadır. Bu dava bir intikam, bir karalama davasıdır.
Şener, iki suçlama olduğunu belirtiyor ve ‘Bir tanesi görevi kötüye kullanma. Yani Trabzonspor'un paraları bana emanet edildi, ben onları avukatlara dağıttım. Tabi bilmedikleri bir dünya var. Kulübün iki şirketinin birleşmesinden kulübe 300 Milyon dolar para kazandırdım. Şikeden aklandım. 25 Milyon Euro kulübe para getirdim. Mehmet Ali Yılmaz döneminden kalan davaları kazandım. Bu biraz bilgi meselesi! Bu tabi utanç verici bir şey! Avukatlara da serzenişte bulunmak istiyorum. İnsan okur derki bu olmaz” diyor. Ki doğrusunu söylüyor..
***
İbrahim Hacıosmanoğlu’nun, TS tüzüğüne aykırı olarak, Divan ve Sicil Kurulunun eyyamcılığıyla kulübe 3 bin yeni üye kayıt ettirmesi aslında niyetini de ortaya koymaktadır. Amaç, Trabzonspor’u ele geçirmektir. Trabzonspor, battıktan sonra kulübü naylon üyelerle ele geçirsen ne olur ki!
Beşiktaş eski başkanı Yıldırım Demirören de, Beşiktaş da aynısını yapmıştı. Sonuç ne oldu; Beşiktaş’ın borcu neredeyse katrilyona ulaştı. Demirören de kendi yaptığı üyeler tarafından devre dışı bırakıldı.
Trabzonspor’da da olacağı budur. O nedenle Hacıosmanoğlu’nun bu hamlesi boş bir hamledir.
***
Sonuç olarak, yarın görülecek dava her ne kadar görevi kötüye kullanma ve mali bir dava olarak görülse de aslında bir intikam, öç alma ve çamur atma, itibarsızlaştırma davasıdır. Altını ne kadar çamura sokarsan sok, sonuçta altındır. Sadri Şener ve Faruk Özak da, bazı eylemlerini, söylemlerini eleştirsek de Trabzonspor için altın değerinde iki isimdir. Bu böyle biline!