Türkiye Futbol Federasyonu eski disiplin kurulu üyesi Avukat Serdar Özersin, Türk futbolunu sarsan şike soruşturmasına yeni bir tartışma getirdi. Özersin, TFF Etik Kurulu'nun bu dosyayı inceleyemeyeceğini, bu konuda müspet ya da menfi herhangi bir yorumda bulunamayacağını belirtti.
Etik Kurul ve TFF yönetiminin, yargı karar vermeden karar vermesinin hukuka aykırı olduğuna işaret eden Özersin, "Bu konuda günlerdir çok fazla insan konuşuyor. Bazı hukukçularda açıklamalar yaptı ama ben farklı perspektif getirmek istiyorum konuya. TFF Etik Kurulu'nun görevi şike ve teşvik primini incelemek olarak belirlenmiş. Ancak 6222 sayılı yasa 31.03.2011 tarihinde kabul edilmiş. Dolayısıyla şike ve müsabakayı etkileme olarak belirtilen fiil, özel bir kanun çıkartılarak kabul edilmiş. Özel ceza kanunları ile suç olarak tespit edilen fiilin yargılanması beklenmeden herhangi bir makam ceza veremez. Etik kurulu raporunda, suçun işlenip işlenmediğine veya şike yapılıp yapılmadığına ilişkin ifade yer alamaz. TFF yönetimi de bir karar veremez. Yargı kararı beklenmeden TFF'nin vereceği disiplin kararı tartışmalı bir olay olur. Disiplin hukukundaki en temel ifadeler devlet memurluğu kanununda yer alıyor. Ancak buradaki şahıslar devlet memuru değil, kulüp yöneticileri. Böyle bir madde TFF Statüsü'nde de yok. TFF, ceza yargılamasının tayinine göre karar verebilir" dedi.
"ETİK KURULU'NUN YETKİSİ YOK"
Konu ile ilgili olarak Danıştay'ın emsal kararları olduğunu da belirten avukat Serdar Özersin, "Ceza yargılamasının neticesi beklemeden herhangi bir karar verilemez. Futbol hukukundaki en üst organ Tahkim Kurulu. Savcılık bir iddianame hazırlayacak ve bununla birlikte dava açılmış olacak. Ceza yargılamasının neticesinde bir karar verilmeden disiplin hukuku yönünden bir ceza tesis edilemez. Yargılama neticesinde sanıklar beraat etmiş ise disiplin hukuku yönünden hiçbir yaptırım uygulanamayacak.. Beraat delil yetersizliğinden olmuşsa disiplin hukukunu bağlamaz. Futbol Etik Kurulu raporunda hiçbir şekilde bu suçun işlendiğine yönelik yazı yazamaz. Yargılama yapılırken deliller ele alınır. Suçu ispat edilen kişiler kendisini nasıl savunacaklar. Disiplin hukukuna göre sanıklar savunma yapacak. Şu anda dosyayı görmüyorlar. Cezaevinde tutuklu durumdalar. Kulüplere faks çekilir. Kulüp savunmasını verir ama cezaevinde olan başkan ve yöneticiler nasıl savunma verecek. Disiplin Kurulu burada en fazla tedbiri uygulayabilir. Neticede bu insanların savunması alınmadan ceza verilmez. Dolayısıyla bu işlemler liglerin başlamasına yetişmez" diye konuştu.
UEFA'nın TFF'ye bu konuyu hemen çözün dediğini düşünmediğini de vurgulayan Özersin, "UEFA, masumiyet karinesine çok dikkat eder. Kimse peşinen suçlu ilan edilemez. Juventus örneği veriliyor sürekli basında. Ama Juventus aklandı ve çok büyük bir tazminat hazırlığında. Burada kulüpler mağdur olabilir, küme düşüp ekonomik ve manevi sıkıntılar yaşayabilir. Bunların telafisi mümkün değil. Disiplin Hukuku yönünden verilecek karar delil teşkil eder. Mahkeme beraat kararı verirse insanlar daha sonra haklarını arar. Anayasa'nın 38. maddesi çok açık. Önceden böyle bir fiil suç değildi, dolayısıyla fiiller suç olarak nitelendirilemez. 6222 sayılı yasadan önceki hiçbir olay suç olarak nitelendirilemez. Şekip Mosturoğlu ile yakın arkadaşız. İyi bir spor hukukçusudur. Onun bu yönde bir fiili olduğuna inanmıyorum. Emenike olayını söylüyorlar. UEFA'nın 1330 nolu sirküsü çok açık. Futbolcu ile sözleşmesinin bitimine 6 ay kala görüşme yapabilirsiniz. Bunun şike olarak değerlendirilmesi doğru değil. Bu insanların kendilerini ifade edebilmeleri için dosyaları incelemeleri gerekiyor. Etik Kurulu dosyayı disiplin kuruluna gönderdikten sonra tutuklu olan insanlar duruşma talep edebilir. Öyle insanlar varki, suç örgütünde mevcut olan insanlarla muhattab bile olmamış. Bunların fiillerini ayırmak gerekiyor. Böyle kapsamlı bir dosyada hak mahrumiyeti vermek veya kulüp düşürmek olmaz" şeklinde konuştu.
"YARGILAMA 2 SENEDEN ÖNCE BİTMEZ"
İddianamenin sadece yazılmasının 4-5 ayı bulacağını belirten Serdar Özersin "Yargılama da 2 seneden önce bitmez. Lig bu şekilde devam eder. Karar verildiği zaman ona göre hareket edilir. Deliller toplanmış ve sabit. İnsanlar nasıl bu delilleri karartacak. Görüntüler ve teknik takip var. Bunların delil niteliğini kaybetmesi mümkün değil. Ben peşinen bir ceza olacağını düşünüyorum. Çok insan mağdur olur. Ben Fenerbahçeli değilim ama objektif olmak lazım. Mesleğini yaparak para kazanan insanlar var. Siz Tayfur Havutçu'ya teknik direktörlük konusunda hak mahrumiyeti cezası verirseniz ve bir süre sonra Havutçu aklanırsa TFF çok zor durumda kalır. Ceza mahkemesinin verdiği karar neticesinde bu insanlar suçsuz olarak tespit edilirse düşürme kararının altına imza atan herkes sorumlu olur" dedi.