Trabzonspor Olağan Genel Kurulu'nun ardından yazar İhsan Öksüz Taka Gazetesi'ndeki köşesinde yaşananları kaleme aldı.
İşte Öksüz'ün yazısı;
Trabzonspor şikeden mağdur olan en büyük kulüp… Herkesin bildiği üzere 2010 – 2011 futbol sezonunda hakkıyla elde ettiği şampiyonluğu iktidar erki, futbol federasyonu, ve sair unsurlarca gasp edildi. Bu da tüm mahkeme safhalarında belgelendi! Kısaca şike mağduru Trabzonspor’un şikeye karşı bir duruşu var ve olmalıydı değil mi? Biz de öyle sanıyorduk ama, dünkü mali genel kurula da bizzat “şikenin” karıştığını görünce artık diğer şikecilere garip bir şekilde bakar olduk!!!
Evet, Trabzonspor’un dün 19 Mayıs Spor Salonu’nun küçücük salonuna sığdırılmaya çalışılan 5 – 6 bin kişi bir şikeye şahit oldu!!! Apaçık bir şike… Önce Trabzonspor genel sekreteri Dr. Köksal Güney şike yaptı! Kongrenin açış konuşmasından sonra oluşturulacak divan kurulu için “alicengiz oyunu” yaptı! Divan başkanlığı için önerilen iki adaydan birincisi Sabri Sadıklar’dı. İkincisi ise Ali Sürmen… Açık oylama yapıldı ve Ali Sürmen’e ilkinden en az 2 katı fazla el kaldırıldı!!! Ama o da ne? Köksal Güney, “Sabri Sadıklar divan başkanıdır!” dedi.
Hayır, Sabri Sadıklar divan başkanlığına yakışmaz veya yapamaz diye bir iddiamız yok. Bu işi yapar, hem de iyi yapar, çünkü kendisini yakından tanırım. Hatta buna ihtiyacı da yoktu. Ama mesele o değil ki… Mesele hukuksuzluk… Seçilmemiş birini göreve getirirseniz ne olur? Kaos! Nitekim oldu da…
Eğer bir gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklerseniz diğerlerini düzeltmenizin imkanı yoktur! İşte ne olduysa bu hukuksuzluktan sonra oldu. Zaten 10.00’da başlaması gereken kongre, çeşitli plansızlıklar yüzünden bir saat geç başlamıştı ve divanın alevere dalevere oluşturulmasından sonra salon karıştı. Bu hengame de yaklaşık bir saat sürdü!
Sonuçta kongre yapıldı ama nasıl? Önce Ali Sürmen söz aldı. Haklı olarak feveran etti. Alenen yapılan hukuksuzluğu dile getirdi. Divanı istifaya davet etti. Ama kimse oralı olmadı. Doğaçlama devam eden mali genel kurulda Ali Sürmen’den başka Sabahattin Çakıroğlu, Hakan Karanis, kulüp avukatı Nusret Yılmaz, Prof.Dr. Hakan Kulaçoğlu, Çoşkun Dilber, Serdar Bali, Cemal Saltık yönetim ve İbrahim Hacıosmanoğlu aleyhine o kadar ağır konuştular ki hiçbir sözleri yenilir yutulur gibi değildi…
O sözleri haber bültenlerinde ve kongre haberlerinde okuyabilirsiniz. Sonuçta yönetimin salona üye olmayanları, bindirilmiş kıtaları doldurması sadece kabadayılık gösterisi olarak kaldı. Sataştılar ve adam dövmeye kalktılar! Bunlar işe yaramadı. Çünkü Hacıosmanoğlu ve yönetimine tepki çığ gibiydi. Hacıosmanoğlu’na karşı olanları ilk kez bu kadar büyük bir bütünlük içinde gördüm. Bunun karşısında durmak artık imkansız. Zaten yönetimin tartışma konusu olan 7’inci maddeyi bir gün önceden geri çekeceğini açıklaması “maddenin geçmeyeceği” korkusuydu… Yönetim ibra edilse de edilmese de bundan sonra görevini sürdürmesi çok zor.
Ama yine de başa dönüp Köksal Güney’e iki çift lafım olacak: Sevgili Köksal Güney, sular durulur ve herkes evine çekilir. Biz ise bu kentte yine yüz yüze bakarız! Dünkü tavrınla yönetim kurulu üyeliğin düştüktün sonra milletin yüzüne nasıl bakacaksın merak ediyorum!!!