Trabzonspor, Dünya Kupası Şampiyonu Judocusu Aynur Samat, tek hedefinin 2012 Londra Olimpiyatları’ndan madalyayla dönmek olduğunu vurguladı.
2010 yılına iyi bir başlangıç yaptığını belirten başarılı sporcu, Nisan ayında yapılacak Avrupa Şampiyonası’yla birlikte olimpiyatlara katılmak için puan toplamaya başlayacağını belirtti.
Judoya başlaman ne şekilde oldu?
Küçük yaşlardan beri dövüş sporlarına karşı büyük ilgim vardı. Ancak çekingen olduğum için kendim gidip herhangi bir kulüpte spora başlayamadım. İlköğretim okulunda öğrenim görürken judo sporu için duyurular yapıldı. Okuldaki arkadaşlarımla birlikte bu spora başladım. Benimle gelen arkadaşlarımın hepsi sporu bıraktı. Ben çok sevdiğim için devam ettim. Büyük başarılar kazandım. Ayrıca başladığım için hiç pişmanlık duymadım.
Sporculuk kariyerin hakkında bilgi verir misin?
Kariyerimde Avrupa üçüncülüğü, Dünya Şampiyonluğu, Akdeniz Oyunları ikinciliği, Balkan ve sayısız Türkiye Şampiyonluğu var.
Polonya’nın Varşova kentinde düzenlenen Büyük Bayanlar Dünya Kupası Judo Şampiyonası'nda 52 kilogramda birinciliği elde ederek altın madalya kazandın. Bu başarın hepimizi çok mutlu etti. Şampiyonadan bahseder misin? Senin için nasıl geçti?
Benim için çok güzel bir turnuva oldu. Oraya giderken tek hedefim şampiyon olmaktı. İyi çalışma dönemi geçirmiştim. Başarılı maçlar çıkararak altın madalya kazandım. Böylelikle 2010 yılı benim için çok iyi bir şekilde başlamış oldu. İnşallah bu şekilde devam eder.
Şu an önünde hangi müsabakalar var?
Aslına bakarsanız Dünya Kupası benim için hazırlık niteliğindeydi. Şuan Nisan ayında yapılacak olan Avrupa Şampiyonası’na hazırlanıyorum. Bu şampiyona çok benim için önemli. Çünkü bu şampiyonayla birlikte 2012 Olimpiyatları için puan toplama baraj maçları başlıyor. 2 yıl boyunca yapacağım müsabakalar sonucunda topladığım puanlara göre olimpiyatlara gitme hakkı elde edeceğim.
Sen kendini nasıl görüyorsun?
Hem fiziksel hem de psikolojik olarak çok iyi durumda olduğumu söyleyebilirim. Antrenmanlar ve maçlar çok iyi bir şekilde devam ediyor. 2008 Pekin Olimpiyatlarını çok küçük bir farkla kaçırmıştım. Bu benim için büyük bir yaraya dönüştü. Bu sefer işimi çok sıkı tutuyorum. Ne olursa olsun mutlaka olimpiyatlara gitmek istiyorum.
Peki olimpiyatlardaki hedefin ne? Hemen hemen tüm muhtemel rakiplerini de tanıyorsundur?
Gerçekçi konuşmak gerekirse tek hedefim şampiyonluk olacak. Dediğiniz gibi rakiplerimi tanıyorum. Aramızda bir fark olduğunu düşünmüyorum. Yenilsek bile hep küçük farklarla kaybediyoruz. Hocalarımla birlikte hep rakiplerimizi izliyoruz, hem de tekniğimi geliştirmek için antrenman yapıyoruz. 2012 hedefi doğrultusunda yoğun bir şekilde çalışıyorum.
Tüm spor dallarında olduğu gibi judoda da beslenme büyük bir önem taşıyor. Bu konuya yeterince önem verdiğini düşünüyor musun?
Haklısınız. Bu konuda çok profesyonelce olmasa da kendi imkanlarımız doğrultusunda sağlıklı beslenmeye çalışıyorum. Birde sıklet sporu yaptığım için kiloma çok dikkat etmek zorundayım. Böylelikle hassasiyet derecesi yükselmiş oluyor.
Toplumun sana karşı ilgisi nasıl?
Judo futbol gibi değil. Hep arka planda kalıyoruz. Elde ettiğimiz onca başarıdan kimsenin haberi bile olmuyor. Biz maçlara çıkarken tüm Türkiye’nin yanımızda olduğunu düşünüyoruz. Biraz daha fazla destek istiyoruz.
Bu sporu yaparken Avrupa’yla Türkiye arasındaki ne gibi farklılıklar görüyorsun?
Avrupa’da spora bakış açısı oldukça farklı. Oradaki sporcular profesyonel olarak yaşıyorlar. Bu nedenle biz Avrupa’nın gerisindeyiz. Ancak bizim kulübümüz Türkiye genelinde üst düzeyde.
Sana transfer teklifi geldi mi?
Birçok kulüpten transfer teklifi aldım. Ancak hepsini elimin tersiyle ittim. Beni burada alıp yetiştiren antrenörlerimi şimdi para için terk edemem. Doğup büyüdüğün Trabzon’dan ve gönülden bağlı olduğum Trabzonspor’dan ayrılıp başka antrenörler ve başka kulüpler adına mücadele etmek bana göre değil. Hiçbir zaman para için kulübümden ayrılmam. Çok yükseklerde gözüm yok. Kendi kulübümden aldığım destek bana yeter.
Ailen bu sporu yapman konusunda sana ne derece destek oluyor?
Ailede benim dışımda spor yapan yok. Manevi yönden büyük destekleri var. Onlar beni engelleseydi şimdi buralara gelemezdim. Bazen 2 – 3 ay eve hiç uğramadığım oluyor. Yine de sorun yapmadan beni destekliyorlar.
Sporun yanında eğitimin ne durumda?
KTÜ Beden Eğitimi Bölümü mezunuyum. Beden Eğitimi öğretmeni olarak ilk atamam Tonya’ya yapıldı. Ancak bu dönemde rahat spor yapamadığım için Gençlik Spor İl Müdürü Şerif Özgür, geçici görevle il müdürlüğü bünyesine aldı. Şuan burada gençlik merkezi müdürü olarak çalışıyorum. Bu konudaki katkılarından ve yardımlarından olayı Şerif beye çok teşekkür ediyorum.
Hem bu kadar aktif bir sporla uğraşmak hem de derslerinle ilgilenmek senin için zor oldu mu?
Bana göre istendiği zaman her şey başarılabilir. Kamplara giderken kitaplarımı da yanımda götürerek ders çalıştım ve sınavlarıma en iyi şekilde hazırlandım. Arkadaşlarımdan ders notlarını alıp eksiklerimi giderdim. Sonuçta da okulu bitirdim.
Sporla ilgili ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsin?
Sadece Judo değil insanların yeteneğine göre herhangi bir sporla uğraşması gerekir. Fiziksel gelişimin yanında manevi olarak da büyük katkıları var. Ben bu spora başlamadan önce kendime güvenim oldukça azdı. Şimdi özgüvenim oldukça iyi. İnsanlarla kolaylıkla diyalog kurabiliyorum. Toplum önünde konuşabiliyorum.
Takım içindeki ortam nasıl?
Aile gibiyiz. Kendi öz ailemle paylaşamadığım konuları antrenörümle paylaşıyorum. Arkadaşlarım kardeş gibi. Hiçbir sorun yok.
Sporculuk kariyerin sonunda ne gibi planların var?
Judoda tek hedefim olimpiyatlara katılıp derece yapmak. Bunu başarırsam hem öğretmenlik yapıp hem de gençleri spora yönlendirmek olacak.