Trabzonspor Dergisinin konuğu Egemen Korkmaz'ı hem kendi ağzından hem de eşinden dinledik. Daha ilk soruda başlığımız çıktı. Sahada aslanlar gibi mücadele eden, zaman zaman agresif görünen Egemen'in eşi Ezgi hanım soruyu sorar sormaz, eşinin evde sahadaki gibi agresif olmadığını, tam tersine sakin bir ruh hali içerisinde olduğunu söyleyiverdi. Egemen'in bir diğer özelliği de tespih koleksiyoncusu olması. Ezgi hanım Egemen'in yetişme tarzından ötürü Osmanlı kültürünü yansıttığını belirtmesi ise ortaya müthiş bir kompozisyon çıkarttı. Eşi Ezgi Hanım hem başlığı hem de fotoğrafın konusunu verdikten sonra soru cevap şeklinde geçen sohbetimize başlıyoruz. Söz öncelikle Ezgi Hanım'ın Genelde sahada sert ve agresif olan sporcular özel hayatlarında ise tam tersi bir ruh hali içerisinde oluyor. Bu durum Egemen için de geçerli mi? Aynen öyle. Sahada başka evde başka oluyor. Aslına bakarsınız Egemen'in tek tahammül edemediği şey haksızlıktır. Haksızlık söz konusuysa hemen tepkisini gösterir. Evde genelde çok sakindir. Egemen'in maç içinde size göre bir haksızlığa uğradığını gördüğünüzde tepkisinin nasıl olabileceğini tahmin ediyor musunuz? Bazen evet tahmin ediyorum. Gergin olduğunda, sürekli çekiştirildiğinde, kasti hareket sonrası sinirleniyor. Şu ana kadar Trabzon'da hiç maça gittiniz mi? Henüz gitme fırsatım olmadı. Bunda bebeğimin küçük olmasının büyük etkisi var. Ben maçı statta izlemeyi çok seviyorum. Çünkü evde izlemek çok zor. Televizyon başında hop oturup hop kalkıyorum. Stadyumda neler olup bittiğini görebiliyorsunuz. En azından en çabuk şekilde size haberi geliyor. Trabzonspor taraftarları hakkında neler diyeceksiniz? Sporcuyu sevdiği zaman sahiplenen bağrına basan bir yapıları var. Maça henüz gitmediğimden müsabakadaki ilgiyi bilemiyorum ama sokakta taraftarlar her türlü sevgilerini gösteriyorlar. Egemen'i bağırlarına basmışlar, benimsemişler. Bunu hissetmek de hoşuma gidiyor açıkçası. Zaten ilk Trabzon'a geldiğimizde taraftarlar bizi çok güzel karşıladı. O an zaten taraftarın kalitesini anladık. Ezgi Hanım'la başladığımız sohbete Egemen'le devam ediyoruz. Karakter olarak Karadeniz insanına benziyorsun. Bu özelliğin kentte yaşamanı daha çok kolaylaştırıyor galiba. Evet bu konuda haklısınız. Benim de yöre insanı gibi silah ve tespihe düşkünlüğüm var. Trabzon'da da bu tarz şeylerin fazlasıyla ilgi gördüğünü gözlemledim. Ama düşkünlüklerinin bu kadar fazla olduğunu bilmiyordum. Transferim öncesinde Trabzonlu birçok arkadaşım bana yöre insanını anlatıyordu. Zaten Türkiye geneline baktığımızda Trabzonlu olan o kadar çok futbolcu var ki. Şimdi işin içine girince anlatılanların ne kadar doğru olduğunu anladık. Hobilerin arasında balık tutmanın da yer aldığını öğrendik. Karadeniz mutfağında da balık çok önemli bir yer tutuyor. Sen bu konuda neler söylersin? Açıkçası gelmeden önce balık konusunda bu şehrin bu kadar bereketli olduğunu bilmiyordum. Ben de deniz olan bir yerde büyüdüm. Yaz aylarım deniz kenarında geçerdi. Fakat balık tutmak gibi bir merakım olmamıştı. Trabzon'a gelince bir anda balık yemeye ve balık tutmaya karşı içimde bir tutku oluştu. Bir kere deniz çok bereketli. Balığa çıkıp da boş dönmek gibi bir şey olmuyor. Beni cezbeden noktalardan biri de bu. Şimdi fırsatını buldukça balık tutmaya gidiyorum. Ege denize girme konusunda gerçekten bambaşka bir yer. Ama burası da balık konusunda farkını hissettiriyor. Trabzon'a gelmeden önce bu şehir hakkındaki düşünceleriniz neydi geldikten sonra neler değişti? Gelmeden önce özelikle yabancı oyuncuların Trabzon'a gelip uyum sürecini atlatamadıklarını duydum. Hatta oyuncuların eski performanslarına oranla düşüş yaşadıklarını öğrendim. Ama bu aslında kişinin kendisiyle alakalı. Biz sade yaşamı benimsemiş bir aileyiz. Geceleri dışarıda vakit geçirmeyi sevmiyoruz. Evde olmayı ve yine evde dostlarımızla vakit geçirmeyi tercih ettiğimiz için hayatımızda bir değişiklik olmuyor. Evde film izliyoruz, puzzle yapıyoruz. Son 3 aydır da hayatımızda kızımız Ezginaz olduğu için vaktimizin nasıl geçtiğini anlamak bile zor oluyor. Egemen ev konusunu açınca yeniden Ezgi Hanım'a dönüyoruz ve hemen daha sohbetin başında evde sahadakinden farklı bir görüntü sergilediğini söylediği Egemen'in nasıl bir eş olduğunu soruyoruz. Peki Egemen evde nasıl bir eş. Örneğin ev işlerinde size yardımcı oluyor mu? Egemen çok güzel sandviç yapar. Hatta en büyük özelliği budur. Diğer işlerde ise ben pek fazla fırsat vermiyorum. Zaten evde olan benim. O antrenmanlardan yorgun geliyor. Bu yüzden pek fazla bir şey yaptırmam ona. Egemen eve geldiğinde yemeğinin hazır olmasını bekler. Ben de bu konuda elimden geldiğince hassas davranıyorum. Biraz da büyüme şekliyle alakalı. O yüzden de biraz bu şekilde yani Osmanlı tarzı diyebiliriz buna. Ben zaten Egemen'e fırsat vermem. Ona dikkat ederim, anlayışlı olmaya çalışırım. Konu ev işlerinden açılmışken nasıl zaman geçirdiklerini de merak ettik. Kendi aranızda oynadığınız oyun var mı? Puzzle yaparız saatlerce uğraşırız. Film izleriz Evli olan bazı oyuncular ev düzenlerinin bozulmaması için evlerini transfer oldukları şehre taşımazlar. Siz ise bu şekilde yapmadınız. Bu soruya Ezgi Hanım cevap veriyor. Valla ben neresi olursa olsun eşimle gelirim. Yarım sezon bile olsa eşimin yanında olmak isterim. Bu benim hayatımı olumlu etkiliyor. Sonuçta eşim benim her anımda yanımda olmalı. Böyle arzu ederim. Çünkü en büyük destekçim O. Bu kadar sağlam temeller üzerine kurulduğu anlaşılan evliliğin başlangıcını Ezgi Hanım'a sorduk hemen. Kaç yıllık evlisiniz ve ilk bebeğinizin olacağının müjdesini nasıl verdiniz? 3 Yıllık evliyiz. Bursaspor'da tesislerdeydi Egemen. Elimde ultrason kağıdıyla birlikte gittim ve sürprizi orda yaptım. Tepkisi ne oldu? Valla ilk tepki doğal olarak sarılmak oldu. Şok oldu ve istediğimiz zamanda olduğu için ikimiz de çok sevindik. Peki Egemen bebeğini ilk kucağına aldığında neler hissetin? Ben sevincimi de üzüntümü de çok belli eden biri değilim. Kucağıma epey bir süre almadım. Elimin pek ayarı yoktur. Zarar verebilirim diye korktum açıkçası. Tedirgin oldum. Bu durum bir ay kadar sürdü. Son 20 gündür bol bol alıyorum kucağıma. Almadığım günlerin tadını çıkarmaya çalışıyorum. Bu soru çok sorulur ama anlatılması zordur. Baba olmak nasıl bir duygu? Nasıl söyleyeyim. Nasıl olduğunu anlatamıyorum ama en büyük şey neydi aslında biliyor musunuz; kamplarda hep garibime giderdi herkes çocuğunun resimlerini odalarına koyardı. Ben de derdim ki çok abartılıyor. Evlilerin hepsi bunu yapardı. Anlamsız gelirdi bana. Ama şimdi valla ben bile yapıyorum. Sürekli bilgisayarımı açıp kızma bakıyorum. İnsan özlüyor. Söz duygudan açılmışken bir de Ezgi Hanım'a soralım dedik. Futbolcu eşi olmak nasıl bir duygu? Zorlukları var ama keyifli ve heyecanlı da aynı zamanda. Her hafta farklı bir maçın heyecanını onunla yaşıyorsunuz. Kamp olayları zor oluyor ama bunun dışında güzel. Bazı futbolcu eşlerinin isyanı oluyor. Keşke diyorlar. Sizin keşkeleriniz oldu mu? Yok olmadı. Ben bilerek bu adımı attım. Sıkıntısı sadece kamp olayı. Her işte olduğu gibi bu işin de zorlukları var. Bunu da baştan kabul ettik zaten. Yani işin özü, şikayetçi değilim. Egemen'le nasıl tanıştınız? Kuzenimin düğününde tanıştık. Nikahta, özel bir günde tanıştık. Tanışmamıza rağmen çok görüşemedik. Sadece telefonda görüşebiliyorduk. Ara sıra Egemen Ankara'ya gelip gidiyordu. Aramızda çok büyük bir elektriklenme oldu. Zaman bizi evliliğe getirdi. Sporcu olmasaydın ne olurdun Egemen? Valla hayalimde beden eğitimi öğretmenliği vardı. Ailemde dedem, kuzenlerim sahil herkes hemen hemen öğretmen. Ben de sporu sevdiğim için beden eğitimi öğretmenliğini tercih ederdim sanırım. Aslında hem futbol oynamak hem de üniversiteye gitmeyi çok istiyordum. O havayı yaşamak mutlu ederdi beni ama olmadı. Futbolun dışında ilgilendiğin spor dalı var mı? Aslında yok gibi. Biraz masa tenisi, basketbol falan. Şu anda sana İlhan Mansız gibi buzda kay deseler kayabilir misin? Valla imkansız. İnanın Bursa'da o kadar kaldım. Dağa kaç kez gittin deseler toplam 2'den fazla değildir. O da evlendikten sonra, 4 senede 2 kere çıktım. Kayma zevkim yok. Benim kayma anlayışım farklı. Kayacaksan dağa gideceksin. Bileceksin ya da öğreneceksin ama ben hiç istemedim. Bir de yaptığımız spordan dolayı da kaymak zor olur. Trabzon'un tarihi ve turistik yerleri oldukça fazla. Gezme fırsatınız olmadı mı? Şimdi şöyle diyeyim. Geçen sene gezmeye geldik buraya. Biz tatil boyunca bir yerde kalmayız. Sürekli gezeriz. Bu sene de gemiyle Avrupa turu düşünüyoruz. Bongalow evlerde kalmayı çok istiyorduk ama nasip olmadı. Karadeniz'in doğasına hayran kaldım. Av merakım olduğu için doğa benim için çok önemli. Karadeniz'in doğası da mükemmel Kızınızın adını Ezginaz koydunuz. Eşinizin adı da Ezgi. Bu fikir nerden çıktı? Valla benim aklıma birden geldi. Erkek olsaydı adını Egemen koyacaktım. Egemen olsun ya da Ege olsun istiyordum. Naz ismi annesinin aklında vardı. Ben de Ezgi Naz olsun dedim. Zaten çocuğumuzun olacağını öğrendiğimizde cinsiyeti konusunda aklımızdan hiçbir şey geçmemişti. Ama biraz zaman geçtikten sonra kız olmasını istedim. Çünkü ailemizde kız çocuğu az sayıda. Kız özlemimiz vardı. O da Ezgi Naz sayesinde gerçekleşti. Egemen'in evdeki halini biraz daha öğrenmek için benzer soruyu Ezgi hanıma tekrarladık Egemen evde nasıldır? Sevgisini de üzüntüsünü de çok fazla belli edemez. Ama özel günlerimizi asla atlamaz. Bu konuda da uyumluyuzdur. İkimizin istekleri de hemen hemen aynıdır. Ailenle uzaktasınız özleminizi nasıl gideriyorsunuz? Egemen cevaplıyor. Aslında herkes ailesine düşkündür ama ben fazla düşkünüm galiba. Gerçi biraz erken ayrıldım yanlarından. Henüz 17 yaşındaydım. Kartalspor'a gittim. Buna rağmen ailemi en uzun görmediğim süre 2 aydır. Öğretmen çocuğusun. Onların futbolcu olmana bakış açısı nasıl oldu? Futbolu tercih etmeme hiçbir şey demediler. Babam elimden tutup beni götürmedi ama yasak da koymadı. Bana bıraktılar. Annem tepkiliydi okumamı istiyordu. Lise son sınıf öğrencisiyken futbola başladım. Gerçi bu yıl Trabzonspor bu duyguyu az tattı. İnşallah da yaşamaz. Takım mağlup olduğu zaman Egemen bunu eve yansıtıyor mu? Doğal olarak Ezgi Hanım cevaplıyor Valla pek konuşmayız. Çok soru sormam ona. Sonra üzüntüsü hafifleyince normale döner. Ama gerçekten birlikte üzülüyoruz. Trabzon halkının futbola olan ilgisini bir bayan olarak nasıl görüyorsunuz? İnanılmaz. Bursa'da da taraftarın çok yoğun ilgisi vardı ama ben burada çok şaşırdım. Özellikle bayanların ilgisi beni şaşırttı. Trabzonspor'a karşı inanılmaz sevgileri var ve bana göre bu çok güzel olduğu kadar Trabzon'a özel bir şey. Egemen en çok korktuğun şey nedir? En büyük korkum Allah göstermesin sevdiklerimi kaybetmektir Çok uyumlu bir çift gibi gördük sizi. Bunun temel taşları nedir size göre. Eşler birbirine nasıl yaklaşmalı? Sevgi saygı gerçekten önemli bize göre. (Ezgi hanım söze giriyor) Aslında eşlerin aynı yöne bakabilmesi, birbirlerini anlaması da çok önemli. Saygı ve sevgi tamamlayıcı oluyor. Sizin için Trabzon'da yöresel mutfak diyince aklınıza gelen yer ve yemek nedir? Egemen devam ediyor söze Valla laz böreği çok güzel ama bunun dışında Kalkanoğlu pilavcısında da çok vakit geçiriyorum. Mükemmel bir yer. Özellikle sadece pilavın olduğu yer ilk kez gördüm. Sadece pilav yapan bir yerin olduğunu duyduğumda çok garibime gitmişti. Ancak gidip tadına bakınca farkı anladım. Kitap okumayı sever misin Egemen? Evet çok seviyorum ama bu aralar kızımla daha çok vakit geçiriyorum. O yüzden zamanım olmuyor diyebilirim. Siyasi kitap okumayı çok severim ama son dönemlerde güncel kitapları takip ediyorum. Haberleri izlerim. Futbol elbette önemli ama hayatın diğer gerçekleri de var. Hayatı da yaşamak ve takip etmek gerek. GİDİŞAT ŞAMPİYONLUĞU GETİRECEK GİBİ Takımın gidişatı ile ilgili olarak neler söylemek istersin Valla ben iyi diye düşünüyorum. Eleştiri olacak tabiî ki, katılıyorum ama bir yere kadar. Takım için kötü oynuyor deniyor zaman zaman. Türkiye liginde her hafta iyi oynayan bir takım gösterir misiniz? Bizim genel olarak Gaziantep maçı dışında kötü oynadığımız müsabaka yok. En azından mücadele ediyoruz. Çizgimiz iyi. Trabzonspor'da bu yıl hedefler çok büyük. Gidişat şampiyonluğu getirecek gibi. İnşallah sezon sonunda şampiyon oluruz. Eşim de burada bu mutluluğu yaşamak istiyor. TESADÜFEN FUTBOLCU Ailemdeki tek futbolcu benim. Benim futbolcu olmam tamamen bir şanstı. Balıkesirspor altyapısında oynuyordum zevk için. Benim şansıma ilk oynadığım hafta 1 cezalı, 2 sakat oyuncu var. Bunlar da stoperdi. Mecburen tercih edildim. O sırada takımımız liderdi ve şampiyon olduk. Birine fırsat verilecekti o da ben oldum ve oynadığım ilk maçta da çok iyiydim. Oradan gruplara gittim. İzlemişler. Nihayetinde buralara kadar geldim. Aklımda futbolcu olmak yoktu. Tamamen zevk için futbol oynuyordum. Anne baba da öğretmen olunca, ister istemez okumaya yöneliyorsunuz. Röportaj: Emel BEKLEMİŞ Fotoğraflar: Nuri BEKAR Kaynak: Trabzonspor Dergisi