Trabzonspor’un efsane ismi Özkan Sümer katıldığı toplantıda Trabzonspor’suz bir Trabzonluluğun olmayacağını söyledi.
Özkan Sümer Türkiye Faal Futbol Antrenörleri Derneği (TÜFAD) Trabzon Şubesi tarafından düzenlenen toplantıya katıldı. Sümer toplantı da yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı;
TRABZONSPOR KENDİ OLMAKTAN UZAKLAŞTI
Geriye dönüp bakmak bazen ileriyi görmenin en önemli gereğidir. Şimdi Trabzonspor’da geriye bakmak, geçmişi hatırlamak en ciddi ihtiyaçtır. Zira Trabzonspor’un yaşadığı bu zorluklar geçmişinden kopması, özgünlüğünü yitirmesi, kendi insanını değerlendirmeden mahrum kalması sonucudur. Trabzonspor kendi olduğu dönemde kendinden o dönem daha üstün olanlara üstünlük sağladı ve büyüklüğe ulaştı. Ama kendi olduğu için. Trabzonspor kendi oluncaya kadar büyük üzüntüler zorluklar yaşamıştır. 7 Yıl ikinci ligde tam bir sefalet yaşadığını söyleyebilirim onu futbolcu olarak yaşadığım için ifade ediyorum. Trabzonspor daha sonra kendi insanıyla buluştuktan sonra o büyük başarının yolunu açmıştır. Kendiyle buluşma olayı Trabzonspor’u sadece başarıya değil Büyüklüğe taşımıştır. Şimdi üzülerek ifade ediyorum. Trabzonspor kendi olmaktan uzaklaştı. Trabzonspor için değil başarı yaşamak bile zorlaştı. Bu realiteye uygun olarak kendi gerçeğimize dönük neler yapabileceğimizi ciddi ciddi düşünmemiz lazım. Öfkelenmek, hayıflanmak, kızmak değil düşünmekten bahsediyorum. Olayın çözümü öç alma falan filanda değil ne yapabileceğimizi anlamak ve o doğrultuda enerjimizi kullanmakta. Dağılmayalım, savrulmayalım, çatışmayalım birbirine doğru bir düşünce etrafından toplanıp onu harekete geçirme becerisini kullanalım.
TRABZONSPOR’SUZ BİR TRABZONLULUK OLMUYOR
Bu Trabzonspor yönündeki ihtiyaç sadece bir Özkan Sümer görüşü olarak kalmamalı. Eminim ki sizlerde bu yöndeki ihtiyaca önemli katkılar bilgi birikiminiz var. Ama şu gerçeği unutmayalım. Trabzonspor’suz bir Trabzonluluk olmuyor. Övüncümüz, sevincimiz, dünyamız, aşımız, düşümüz her yönüyle bunun içinde. Böyle büyük bir değeri sadece izlemek düşüncesi veya bir takım şeylerle kenarından temas etmeyle geçiştirecek halimiz yok, onu yaşamak lazım. Trabzonspor’u yüreğinde yaşayanları yürekten selamlıyorum. Trabzonspor’u bu duyguyla yaşamaktan mahrum olanları da lanetliyorum. Spor barışın savaşıdır. Onu başka çatışma unsuru haline getirme yanlışına düşmeyelim. Onunla ilgili bir mücadele verelim. Ancak bu mücadele bizi iyiye zafere getirmeli yıkıma değil.
YÖNETENLER YÖNETMİYOR, KULÜPLERİN VE FUTBOLUN ÜZERİNDE TEPİNİYOR
Ne yazık ki ülkemiz yerel manada bir yönetici yetersizliği yaşıyor. Yönetenler yönetmiyor, Kulüplerin ve futbolun üzerinde tepiniyor. Böyle bir futbol dünyasında kalkıp ta Türkiye 80 milyonluk nüfusuyla bir İzlanda’nın bir Arnavutluk’un rahatsız edici sonuçlarına katlandığı yerde bir çarpıklık var. Geçen sene Süper Lig’de 595 tane profesyonel futbolcu var. Bunun 305 tanesi Türk, 290 tanesi de yabancı. Ama Türk olan oyuncuların 70 tanesi diğer ülkelerden katılan oyuncular. Onu da çıktığımızda Türk oyuncusunun ne kadar eksik katılımı olduğunu görüyoruz. Alt yapılardan katılma oranı yüzde 2. Oysa Türkiye’nin en önemli ihtiyacı oyuncu üretmek. Kimi zannediyor ki transferle başarı sağlarız ama bu müthiş bir kandırma. Trabzonspor’un bugüne kadar aldığı yabancı oyuncu sayısı 123. Bu oyuncuların kaçından memnun olmuştur. Bunu hepiniz biliyorsunuz. 595 oyuncudan her kulübe 33 oyuncu düşüyor. Şuanda Barcelona takımının profesyonel kadrosu yani bütün faaliyetlerde yer alan dünyanın en önemli takımlarından bir tanesinin profesyonel kadrosu 23. Bu 23 oyuncunun 9’u altyapıdan. Artık dünya en etkin şekilde oyuncu üretimine yöneldi. Bayern Münih birkaç ay önce altyapıya 70 Milyon Euro yatırım yaptı. Şimdi onlar akılsız da biz akıllıyız. Biz bu konuda müthiş ihmalciyiz ve kanıtlanış potansiyelimizi kullanma becerisini gösteremediğimiz yerde bir kez daha uyarma ihtiyacını duydum.
ÇOCUKLARIMIZI KAYBEDİYORUZ
Bana acı veren en büyük kayıp çocuklarımızı kaybediyoruz. Çocuklarımızı kaybetmek geleceğimizi kaybetmek demektir. Çocuklar şöyle acılı bir ortamda acılı bir dünyada, bir değerlere tutunma mücadelesi verirken biz onların yolunu kapamış gibi biz uygulama içindeyiz. Biz çocuklarımıza hala öyle bakıyoruz. Onlar, bu yetersizliği, bu değersizliğe bu yalnızlığa kurban edilmeyecektir. Nasıl edilmeyecektir? Bu bir yönetim becerisi değil, bu bir kitle duyarlılığını gerektiren bir ihtiyaç. Hepimizin bu konuda çocukları Trabzonspor duygusuyla yetiştirmek ve geliştirmek yönündeki kararlılık göstermesi önemli bir ihtiyaç. Arkadaş kendimiz olmayı bilelim. Kendimiz olma yönündeki bu kararlılık en büyük değerdir. Biz insan değerini yakaladığımız ve etkinleştirdiğimiz zaman inanıyorum ki bu büyük zorlukları aşmamızda kolaylaşacaktır.