Federasyonun internet sitesinden yapılan açıklama şu şekilde;Yıldırım Demirören başkanlığındaki Türkiye Futbol Federasyonu, Genel Kurul iradesiyle seçilip göreve başladığı tarihten itibaren, futbolumuzun dönemsel olarak en önemli sorunu olan kaos ortamını ortadan kaldırmaya özel bir önem ve öncelik vererek yoğun bir çaba göstermiştir.
Nitekim o çabaların sonucunda, 3 Temmuz sürecinin oluşturduğu karabasandan büyük ölçüde kurtulunmuş ve dönemin koşullarına göre futbolumuz, çok daha huzurlu, çok daha güvenli, çok daha barışçıl bir sürece adım atmıştır.
Elbette bu dönem içerisinde futbola yakışmayan, başta federasyonumuz olmak üzere, futbol kamuoyunu rahatsız eden münferit saha olayları yaşanmış, yangına körükle gitmeyi alışkanlık haline getiren bazı odakların tahrik edici söylemleriyle tesis etmeye çalıştığımız huzur ortamına zaman zaman darbe vurulmak da istenmiştir.
Salı günü gerçekleştirdiğimiz Olağan Genel Kurul sırası ve sonrasında, bazı kulüp başkanlarımızın yapmış oldukları maksadını aşan açıklamalar, futbolumuzu yeniden bir kaos ortamının eşiğine taşımaktadır.
Bu, taraftarlar arasında bölünmelere ve olası çatışmalara yol açabilecek düzeysizliği içeren son derece tehlikeli bir gelişmedir. Öncelikle şunu belirtmekte yarar görüyoruz:
Yabancı futbolcu sayısını 10'la sınırlamak, maç kadrolarında yalnızca 6 yabancı oyuncunun yer almasına izin vermek, bugünün kararı değildir.
Bu karar, Yönetim Kurulumuz tarafından 1 yılı aşkın bir süre önce, 13 Haziran 2012 tarihinde, üstelik de Kulüpler Birliği'nin değerli üyelerinin ittifakla birleşmeleri üzerine alınmış bir karardır.
Bu karar, sanki yeni alınmış gibi, çok değerli kulüp yöneticilerimizin adeta birbirleri ile yarışırcasına yaptıkları açıklamalar, hem şaşırtıcı, hem de üzüntü vericidir.
Kararın alındığı dönemde itiraz etmek bir yana, bunun doğru bir adım olduğu konusunda ortak fikir beyan edenlerin, şimdi tam tersine bir duruş göstermeleri iyi niyetten, sözün arkasında durmaktan, futbol adamlığı ciddiyeti ve tutarlılığından malesef çok uzak görülmektedir.
Önemle hatırlatmak, vurgulamak isteriz ki Türkiye ve Türk futbolunda, "Bunu yaparsan kalırsın, bunu yapmazsan gidersin" dönemi sona ermiştir.
Bir diğer ve önemli konu, iki büyük, iki değerli kulübümüzün hakaret, tahrik içeren karşılıklı suçlamalarıdır.
Bir diğer ve önemli konu, iki büyük, iki değerli kulübümüzün hakaret, tahrik içeren karşılıklı suçlamalarıdır.
Federasyonumuzu da tartışmaların içine çekmeye çalışarak sürdürülen bu girişimler, adeta ateşin üzerine benzin dökmeyi çağrıştırmaktadır.
Türkiye Futbol Federasyonu Yönetimi, görevi ve sorumlulukları içerisinde, tüm kulüplere eşit mesafede durmaya, Türk futbolunun hak ve doğrularını savunmaya, değerlerine sahip çıkmaya devam edecektir.
Yeni bir kaos ortamının yaratılması için, bazı odakların yönlendirmesi ile yapılan bu tür girişimlere görevi ve sorumlulukları kapsamında izin vermeyecektir.
Değerli yöneticilerimizi, futbolumuzun dinamiklerini yok etmeye yönelik bu girişimlerden uzak durmaya, gerilimi daha fazla tırmandırmamaya, sağduyulu davranmaya ve yalnızca kulüplerinin değil, Türk futbolunun değerlerini korumaya davet ediyoruz.
Fikir ayrılıkları demokrasilerin gereğidir ve elbette olmalıdır. Düzeyli tartışmalar futbolumuzun yararınadır. Bunları hep saygıyla karşıladık. Bundan sonra da saygıyla karşılamaya devam edeceğiz.
Ancak, ülkemizde huzura en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde ve yeniden sakinleşmeye doğru gidilirken; toplumumuzu futbolla tahrik etmeye çalışanların da karşısında kararlılıkla duracağız. Artniyetli, tahrikkar, tahripkar, kışkırtıcı ve bölücü davranışlara asla izin vermeyeceğiz.
Unutulmamalıdır ki; Türk futbolunu kulüpler değil, Türkiye Futbol Federasyonu yönetir.
Aklın, mantığın, sağduyunun en büyük dostumuz olduğunu bir kez daha hatırlatmakta yarar görüyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.