O sadece Trabzonspor'un değil, Türk Futbolunun büyük yıldızlarından biriydi
. İnatçılığıyla, hırsı, top ve tekniği ve kuvveti ile bütün kalemlerin övgüler dizdiği yıldızdı
Sadece Türkiye'nin değil, Avrupa kulüplerinin izlediği, istediği bir futbolcuydu. Kısaca o Trabzonsporluydu. Adını Trabzonspor tarihine altın harflerle yazdıran Ali Kemal Denizci'ydi.
Efsane futbolcu Ali Kemal Denizci, Trabzonspor Kulübü Dergisine verdiği röportajta çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.
İşte Ali Kemal Denizci'nin yapmış olduğu o açıklamalar...
-ŞAMPİYONLUKLARI İNANÇLA KAZANDIK
Trabzonspor efsanesinin doğmasında çok büyük katkıları olan, futbol oynarken yaptığı hareketlerle taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanarak, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi futbolcularından biri gösterilen, transferi nedeniyle taraftarın yürüyüş yaptığı Ali Kemal Denizci, Trabzonspor'un şampiyonlukları inançla elde ettiğini vurguladı.
-TRABZONSPOR İÇ DÜNYASINDA NE ZAMAN BİRLİKTELİK
SAĞLARSA O ZAMAN ŞAMPİYON OLUR
Efsane kadroda yer alan oyuncular hep kapı komşusuydu. Herkes birbirini iyi tanıyordu. Aslında kulüp bizimle mecburen yola çıktı. Şampiyonluk beklemiyordu. Paraları olmadığı içinde (Bizim çocuklarla idare edelim. Ligde bizi tutsunlar yeter) düşüncesindeydiler. O şekilde bu kadro kuruldu. Zamanla ne kadar doğru bir iş yaptıkları ortaya çıktı. Birlik ve beraberlikle büyük başarılar kazandı. Trabzonspor iç dünyasında ne zaman birliktelik sağlarsa o zaman şampiyon olur. Trabzonspor kendi çocuklarına biraz daha fazla değer verseydi bir o kadar daha başarılı olurdu. Elbette hep Trabzonlular forma giymeyecek, bulunamadığı yerde dışarıdan da oyuncu almak normal. Ama olmadı. Ben 27 yaşında buradan gittim. Bana göre futbolumun en verimli çağıydı. Benim gibi Bekir, Cemil, Kadir gibi oyuncularda gönderildi. Bunu yaparken de gelenler gidenlerin yerini doldurur diye düşünüldü. Bizim şımarık olduğumuzu söylediler. O yaşlarda daha çocuktuk, kolaylıkla disiplin edilebilirdik. Ama onlar işin kolayına kaçtılar. Ali Kemal para eder diye bizi sattılar. Bizden sonra şampiyonluklar yine geldi ama bu işin bir yerde biteceği belliydi. O dönemde bizden çok para kazanıldı ancak yapılan yanlışlardan dolayı kulüp bayağı zarar gördü. Trabzonspor'da artık iç bünyeden futbolcu çıkmıyor. Hamilerden sonra da çıkmadı, bilgisizce hareket edildi. Trabzonspor'un bütçesi aşılmaya başlandı. Oysa Trabzonspor'un hata yapma şansı yoktu. Trabzonspor bir Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş gibi değildi. Transfer yapılmak için oyuncu alınmaz, taraftar istedi diye alınmaz.Kimse bu takım şampiyon olmaz diye de karamsarlığa kapılmasın, tabi çok eksikliğimiz var. Bunun yanında yönetim, teknik heyet ve futbolcular arasında ahengin olması gerekiyor. Eğer bu olursa diğer insanların ne dediği önemli değil
-SAHAYA AYAKKABIMI ATSAM OYNAR. BU İŞİN ÜSTESİNDEN GELİRİM, KARŞIMDA REAL MADRİD DAHİ OLSA FARK ETMEZ
Ben her zaman şunu ifade ettim. Sahaya ayakkabımı atsam oynar. Bu işin üstesinden gelirim. Karşımda Real Madrid de olsa fark etmez. Biz bir aile gibiydik. Beraber gülerdik, ağlar ve üzülürdük. Kardeş gibiydik. Ahmet Suat hocayla katıldığımız Kıbrıs Barış Kupası'nda Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe'yi mağlup ederek şampiyon olduk. Her maç öncesi toplanarak, rakibimizi sahaya hapsedeceğiz. Onları farklı bir şekilde mağlup edeceğiz diyerek kendimizi iyi motive ediyorduk.
-HAMSİNİN KAFASINI KOPARTIK DİYEN KOCAELİSPOR'U SAHAMIZDA 5-0 YENDİK.
"Unutamadığım bir anı vardır. 1. Lig'de mücadele ederken kupa maçında 2. ligde yer alan Kocaelispor'la deplasmanda karşılaştık. O müsabakada cezalıydım. 1-0 mağlup olduk. Takım Trabzon'a geldi. Ahmet Suat Hoca soyunma odasına dönüp Bu takım Ali Kemalspor mu o olmazsa 2. Lig'deki bir takımı yenemeyeceğiz mi? diyerek alay etti. Kocaeli'nde yayınlanan gazetelerde hamsinin kafasını koparttık diye başlıklar atılmıştı. Onları alarak soyunma odasının duvarına astım. Her idmana gelip onlara bakıp Bunları burada boğacağız, kalelerine hapsedeceğiz. Bizimle nasıl alay ederler diyerek kendimizi maça motive ettik. Rövanş müsabakası başladı, daha 15. dakikada 5-0 öne geçtik, rakibe adım attırmadık. Bırakın gol atmayı orta sahayı bile yaklaştırmadık. Bu demek oluyor ki bir şeyi istemek ve inanmak şart. Daha sonra Fenerbahçe'ye transfer oldum ve bir maçta ayağım kırıldı, Trabzonspor'dan arkadaşlar yanıma gelerek ağladılar. Trabzonspor'da oynarken 3 kez ayağım kırıldı. Hiçbir zaman rakip oyuncuya bir hareket yaparak kart görmedim. Hep hakeme itirazdan kart gördüm. Ancak Fenerbahçe'de hiç kat görmedim, çünkü orayı Trabzonspor gibi sahiplenemedim.
-TRABZONSPOR ARTIK İNSANLARIN BEKLENTİSİNE CEVAP VERMEK ZORUNDA
Ben Trabzon'da yaşayanlardan çok gurbetçilere üzülüyorum. Hallerini görüp çıldırıyorum. Ekmek parasından çok takımın başarısını düşünen insanları görüyorum. Hava atmanın yanlış işler yapmanın anlamı yok. Artık başarı yapılmalı, insanların beklentilerine cevap vermemiz gerekiyor.