Trabzonspor Başkan Adayı Metin Atasoy, yaklaşan seçim öncesi hazırlıklarını sürdürüyor. Trabzonspor başkanlığının hayat planlamasındaki son nokta olarak yorumlayan Atasoy şunları söyledi:
Atasoy çalışıyor
“Bu ülkede benim ruhumu yansıtacak beni mutlu edecek, beni anlatacak bir siyasi ambiyans yok. Bu durumda siyaseten bir noktaya gelmektense tercihimi Trabzonspor’la ilgili kullandım. Yaşamdaki kariyer planımda son noktayı koyarken bunun böyle olması gerektiğini düşündüm. Bende kendimi programladım. Bir gün şartlar oluşursa başkan olacağım dedim ve bu gün geldiğimiz bu noktada da şartlar oluşmuş durumda. Ama ben başkan oluyorum demekle de başkan olunmayacağını biliyorum. Benim kabul görmem, sosyal vizyon olarak hazır hissetmem, kamu oyunun buna hazır olması, camianın böyle bir kimliği, bu noktada kabul etmesi ile bütünleşen olguları bir araya getirmek gerekiyor.”
Para mı proje mi?
“Bu kısa vadeli bir süreç değildir. Her aday ne yapmak istediğini ekibini, planını, projesini bire bir delegelere anlatıp, delegeler de insanları tanıyacak, yorumunu yapacak ve benim adayım bu diyecek, bana göre Trabzonspor’u bu daha iyi yönetir diyecek ve sistem bu şekilde çalışacak. Demokratik sistem budur. Ve doğru da bu şekilde anlatılmalıdır. Trabzonspor’un 200 milyon TL’ye yakın borcu olduğunu biliyoruz. Birisi çıkar “Ben Trabzonspor’a 50 milyon dolar bağışlıyorum” diyebilir. Böyle birisi çıktığında hepimiz ona destek olalım, saygı duyalım. Doğrusu bu. Ama birisi çıkıp, “Ben geleceğim bunu akılla, proje ile çözeceğim” diyorsa o aklın kat be kat fazlası ben ve ekibimde var. Yöneticilik biraz da satranç gibidir. İyi yönetici ile kötü yönetici arasında ki fark, kaç hamle yapabileceğinizdir. Kaç hamle sonrasını görebilme zihniniz ve yeteneğiniz var?”
Yeni jenerasyonlar gelmeli
“Bize sistemi ve çağı iyi görüp algılayan, onu daha doğru kullanabilen yeni bir jenerasyon lazım. Ben bu jenerasyonu yaratmaya çalışıyorum. Benden sonrakilere, (Bu sizin hakkınız, çağını tamamlamaya yüz tutmuş kimlikleri sistemden dışlayın, bizim tecrübelerimizden yararlanın) noktasına getirerek, bundan sonra benim jenerasyonumdan asla hiç kimse olmamalı diyorum. Ben işlevsel anlamda orada olmaya çalışıyorum. Onların önünü açmak yönetimsel anlamda sistemi kurgulamak ve bundan sonraki sistemi onlara nasıl devredeceğimi ki, bu süreçte de 100 kişilik gençlik parlamentosu kurmayı bunu birçok meslek grubunun da içinde olduğu makro komisyonlara ayırmayı planlıyorum.
Belirli bir yaş aralığında ve yeryüzünde yaşayan tüm Trabzonsporluların içinde olacağı parlamento kendi içinde bir sisteme dâhil olarak demokratik bir şekilde yürüyecek. Sonra biz zamanımızı doldurduğumuzda bu parlamentonun içinde olan misyon ve vizyon sahibi arkadaşlarımızı öne çıkartarak yönetimi onlara bırakacağım. Trabzonspor kimsenin oyuncağı değildir. Onu hak edenler çağa ayak uydurarak onu yönetecekler.”