1967 Trabzonsporlular derneği başkanı Alaattin Hatayoğlu, önemli açıklamalarda da bulundu.
“Sorumlu emniyet”
Fenerbahçe – Trabzonspor maçında yaşanan olayların, 3 Temmuz şike sürecinin bir yansıması olduğunu ifade eden Hatayoğlu, “Türkiye’de adaletsiz bir ortam var, adalet sağlanmadığı ve suçlular ceza görmediği için de olaylar oluyor” derken, olayların sorumlusunun emniyet olduğunu ifade etti.
“Kadıköy’de emniyetin zafiyeti vardı” ifadesini kullanan Hatayoğlu şöyle devam etti; “Böyle bir olay olabileceği günlerdir belliydi, iki takım arasında en ufak bir kıvılcımdan büyük olayların çıkacağı aşikardı. Trabzonspor başkanına çirkin bir saldırı yapıldı. Bu kabul edilebilecek bir durum değil. Bunu yapan ve yaptıranlar kendi camialarına da kötülük yapmışlardır, her iki tarafı da birbirine hısım haline getirmişlerdir. Trabzonspor başkanının söylemlerinde olduğu gibi planlı da olabilir, spontane de gelişmiş olabilir ama yine de olaylarda emniyet zafiyeti vardır. Emniyet ve Fenerbahçe kulübü isteseydi, Trabzonspor başkanına bırakın saldırıyı, en ufak bir hakaret dahi olmazdı”.
“Trabzon’da olsa, Trabzonspor taraftarı asılırdı”
Trabzonspor başkanının olaylardaki tavrının doğal olduğunu ve “tepkiye tepki gösterdiğini” de ifade eden Hatayoğlu, “Ne olursa olsun başkan ve yöneticilere karşı çirkin bir saldırı vardır, bu saldırı da Trabzonspor camiasına yapılmıştır. Bunu münferit bir olay olarak gösteremeyiz. Nasıl ki Fenerbahçe başkanına karşı böyle bir olay olsa camiaya yapılmış sayılacaktı, bu durum da aynısıdır. Trabzon’da bu tip olaylar olunca Trabzonspor taraftarı tabiri caizse asılır. Ben başkan Hacıosmanoğlu’nun ‘Bu olay 3-5 çapulcunun işidir, Fenerbahçe taraftarına mal etmiyorum’ sözünü de doğru bulmuyorum. Bunu yapanlar sonuçta Fenerbahçe taraftarıdır. Nasıl ki Trabzon’daki olaylar Trabzonspor’a mal ediliyor, Kadıköy’de de sorumlu Fenerbahçe Kulübüdür” ifadelerini kullandı.
“Rövanş alınır diyenler…”
Ligin ikinci yarısında Trabzon’da oynanacak olan mücadelede benzer olayların yaşanacağını düşünmediğini ifade eden Hatayoğlu, bu konuda şu yorumlarda bulundu; “Trabzon emniyeti böyle maçlarda olağanüstü güvenlik önlemleri alıyor. Takım otobüsünün geliş çıkışı ayarlanır, hatta gelecek olan Fenerbahçeli yöneticileri taraftar görmez bile. Son 2 senedir şike sürecinde de Aziz Yıldırım haricinde Trabzon’a gelen yöneticiler en ufak sorun olmadan gittiler. Bu maça ‘rövanş alınır’ diye bakanlar, bu gerilimden medet umanlardır. Ancak yine tekrar ediyorum, bu olayların olması Türk futbolundaki adaletsizliğin yansımasıdır. İnsanlar gerilmiş durumda ve geciken adalet de şiddeti körüklemektedir”.
“Aziz Yıldırım gerginliği fırsata çeviriyor!”
Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe yönetiminin gerginlikten yararlandıklarını da söyleyen Hatayoğlu, verilen demeçlerin de bunu işaret ettiğini belirtirken, “Kendi sahanızdaki güvenliği alamayıp, karşı tarafı suçlamanız öncelikle ayıptır. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım gerginliği bir fırsata çevirmiş durumda. Trabzonspor ile ne kadar didişirsem, kendi camiamdaki sorunları o kadar örter, varlığımı da o kadar fazla sürdürürüm düşüncesindedir” diye konuştu.
“Şike süreci kulüpler bazında değil, hükümetler bazında idare edilen bir süreç”
UEFA ve CAS kararları sonrasında Trabzonspor’un 2010-11 sezonu hakkındaki hak arama girişimlerinin, TFF nezdinde tıkandığının altını çizen ve oklarını Demirören’e yönlendiren Hatayoğlu, “Yönetim daha yeni göreve geldi, bu işlerde acemiler. Mevcut süreci takip eden avukat da görevden ayrıldı ve yeni avukat göreve devam edecek. Ortada somut bir şey yok ancak bence şike süreci kulüpler bazında değil, hükümetler bazında idare edilen bir süreç. Trabzonspor mevcut yönetimi de bunları ne kadar aşar bilemem. Bence gelişmeler Trabzonspor lehine değil. Çünkü Türkiye’de federasyon ‘bu iş kapanmıştır’ diye beyanat verdi defalarca. Yıldırım Demirören şikeden hüküm giyen kulübün başkanlığını yapan, dosyada adı geçen bir başkan olarak TFF’nin başında. Ayrıca ‘5 yıl gerekirse Avrupa’ya gitmeyiz’ diyen bir başkan. Yani ‘Avrupa ne ceza verirse versin biz buna bakmayız’ diyorlar. CAS’ın gerekçeli kararını açıkladıktan sonra UEFA, ‘kararınızı gözden geçirin’ diyebilir TFF’ye, ancak benim tahminim bu federasyon aynı şekilde devam eder. Bence Spor Bakanı da o koltukta fuzuli oturuyor. Çünkü bu işlere hiçbir zaman müdahil olamadı. Federasyonlar ve kurumlar görev yapmıyorsa Spor Bakanı’nın işi de buna müdahale etmektir” diye konuştu.
Aydınlar’ın açıklamaları facia!
Mehmet Ali Aydınlar’ın son açıklamalarını da “facia” olarak niteleyen Hatayoğlu, bu konuda ise şunları söyledi;
“Aydınlar, nasıl usulsüzlük yapıldığını, Fenerbahçe’nin nasıl şike yapıp da küme düşürülmediğini, Trabzonspor’un hakkının nasıl teslim edilmediğini söylemiştir. Bu açıklamalar bir faciadır. Herkesin bir duruşu olmalı ancak maalesef futbol Türkiye’de ahlaksız bir yapıya teslim edilmiş durumdadır. Hector Cuper ülkesinde şikeden adı geçiyor diye mahkeme sonuna kadar futboldan men edildi. Hüküm giymedi, beraat etti ama o süreçte kendi ülkesinde değil bizim ülkemizde görev aldı. Daha geriye gidersen Daum da uyuşturucudan yargılandığı için gençliğe kötü örnek olduğu için uzaklaştırdılar, ama bizim ülkemizde iki büyük takımı çalıştırdı. Avrupa’da daha yargı sürecinde görevlerden uzaklaştırılıyor, ama bizim ülkemizde somut UEFA ve CAA kararları ortadayken, şikeden hüküm giymiş Aziz Yıldırım, Mecnun Otyakmaz kulüp başkanı, Bülent Uygun ise teknik direktör olarak çalışıyor. Daha ne söyleyelim?”.
“Tavrımız devam edecek”
3 Temmuz şike sürecinden beri, bu olayları birebir takip eden biri olduğunu da kaydeden Hatayoğlu, dernek olarak çalışmalarına devam ettiklerini söylerken, “Bizim her zaman tepkimiz ortada, ‘şike yapan takım cezasını alsın, Trabzonspor’un hakkı verilsin, yoksa bu ligi ve federasyonu tanımadığımızı’ her zaman söyledik. Bir kampanya ile yayıncı kuruluş üyeliklerimizi de iptal ettik. Halen dernek olarak Türkiye ligi maçlarını tanımıyor ve izlemiyoruz. Tavrımız bu olay sonuçlanana dek devam edecek” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Hatayoğlu, Trabzonspor taraftarlarının organizasyonu ile federasyon binası önünde Pazar günü saat 15.00’te büyük bir protesto olacağını ve bu protestoya da dernek olarak destek vereceklerini ifade ederek sözlerini noktaladı.