“Trabzonspor’un kötü yönetilmesini” gerekçe göstererek, saha sonuçları ve kulübün ekonomik durumuyla ilgili geleceğe yönelik kaygılarını dile getirenlere tepkilerini, “linç ve karalama kültürü”düzeyinde gösteren eleştiriye tahammülsüzler rahat olsunlar!
İster kulübe taraftarlık, üyelik vs ile bağlılıkları nedeniyle duygusal, ister gazetecilik dürtüsü gereği mesleki anlayışla hareket eden bu eleştiri sahipleri de biliyor ve her fırsatta dile getiriyorlar ki; Trabzonspor’un gerçek yeri burası değil. Bu takım ilerleyen haftalarda ya da şöyle diyelim; en azından Halilhodzic’in öngördüğü sürede toparlanıp üst sıralara tırmanacaktır.
Eleştirilere çeşitli nedenlerle –ki bu nedenleri ne sorgulayacak bir yetkimiz, ne de tahmin edecek bir öngörümüz yok!- tepki verenler de aynı şeyi söylüyor, aynı düşünceyi taşıyor.
Ancak arada inanılmaz görüş ayrılıkları anlayış farkı var, özetleyelim:
Eleştiriye tahammülsüzler, gönderilen futbolculardan elde edilen gelire, sözleşmelerinin sonuna kadar alacakları ücreti de ekleyerek bunu bir yönetim başarısı diye sunuyorlar. Alınan futbolcuların ise sadece bonservis bedellerin ve ilk yıl ücretlerini dikkate alıp, ‘Tosuncukları’ vasıtasıyla gelen- giden farkını 40 milyon TL civarında sunuyorlar.
Geleceğe yönelik kaygı sahipleri aynı hesaplama yöntemi ve saklanan menajer ücretleriyle bu miktarın 150 milyon lirayı bulduğu gerçeğini dillendiriyor.
Eleştiriye tahammülsüzler, “Sadri Şener’e 5 yıl sabrettiniz, ne oldu?” diyor. Bu yönetim Sadri Şener’i itibarsızlaştırmak için hakkında dava açıyor. Ama bu davaya imza atan Başkan’ın “Kupayı 3 ayda getireceğim” vaadiyle seçim kazandığı başarının Sadri Şener dönemine ait olduğunu, eleştiriye tahammülsüzler gibi başkan da unutuyor.
Eleştiriye tahammülsüzler, Başkan ve yönetimine “koşulsuz destek” istiyor ve başarılı buluyor. Oysa kiaynı başkan, “Şimdiki aklım olsaydı bugüne kadar yaptıklarımın yüzde 50-60’ını yapmazdım” diyor.
Linç amacıyla toplum önüne atmak istedikleri geleceğe yönelik kaygı sahiplerinin de, o yüzde 50-60’ı eleştirdiklerini unutuyor.
Eleştiriye tahammülsüzler, transfer dönemini, teknik direktör trafiğini, yönetim uygulamalarını başarılı buluyor.
Geleceğe yönelik kaygı sahipleri, bu başkanın 15 aylık görev süresinde, biri yedek 8 yönetici, 3 teknik direktör (Tolunay Kafkas, Mustafa Reşit Akçay, Hami Mandıralı) , 30’u aşkın futbolcu, 2 Menajer (Fatih Tekke, Ünal Karaman), iki genel müdür eskittiğini hatırlatıyor. (Sinan Zengin-nasıl olmuşsa taraftarın birbirlerine yönelik ağır suçlamalarına karşın geri döndü- ve Metin Kazancıoğlu.) Amatör kulüplerde bile olmayacak düzeyde sönük geçen bayramlaşma törenini görmezden gelelim, eleştiriye tahammülsüzlere, "Bu da mı sorun!" dedirtmeyelim!
“Liderle puan farkı sadece 7!”
Eleştiriye tahammülsüzler, “İyi de liderle aradaki puan farkı sadece 7” diyerek, Halilhodzic’in istediği sürenin kendisine verilmesini istiyor. Geleceğe yönelik kaygı sahipleri de benzer şeyi istiyor ama sorguluyor: “Bu sürede belirlenen hedeflerden ne kadar uzaklaşılacak? O süre tamamlandığında puan farkı kaç olacak?”
Eleştiriye tahammülsüzler, her başarısız skor sonrası gündemi değiştirecek ağır açıklamalar yapan, Ancak Karabük bozgunundan sonra işi abartıp, “ihanet edenler” boyutuna çıkartarak “yok artık!” dedirten Halilhodzic’in bu sözlerini duymazdan gelmiş olabilir.
Ama geleceğe yönelik kaygı sahipleri, bu açıklamaların ardından “ihanetçi” olarak belirlenip kadro dışı bırakılan kimse olmayınca, Halilhodzic bu sözlerini ne kadar düzeltmeye çalışırsa çalışsın, “ispiyonculuktan, ihanete terfi eden!” bütün futbolcular töhmet altındadır diye düşünüyor.
Geleceğe yönelik kaygı sahipleri bir de, Halilhodzic’in beyanına göre, Karabük maçı öncesi soyunma odasına inen başkanın vaat ettiği süper primin nedenini ve Tolunay Kafkas’a özel olup olmadığını sorguluyor. Bu duruma eleştiriye tahammülsüzlerin nasıl kılıf uyduracağını merak ediyor!
Resmi Siteye göre Halilhodzic ile sözleşme iki yıl. Halilhodzic, Lig Tv’de bunun bir yıl olduğunu söyledi. Eleştiriye tahammülsüzler pek ilgilenmez bu durumla ama, geleceğe yönelik kaygı sahipleri soruyor: Hangi süre doğru? Eğer Halilhodzic doğru söylüyorsa; bir yıllık bir teknik adama 22 futbolcu alınır mı biiir ve bir yıllık sözleşmesi olan teknik adama 3 ay süre verilir mi ikii! yorumunu yapıyor. Dilin kemiği yok!
Unutmadan, bazı yöneticiler, Karabükspor maçı sonrası, “Halilhodzic’in arkasındayız” beyanatı yarışına girerken, geleceğe yönelik kaygı sahipleri sırf bu nedenle Boşnak Teknik adamın görev süresine yönelik de kaygı duymaya başlarken, yönetim sevdalısı eleştiriye tahammülsüzler, alternatif isimler üretmeye başlıyor. Bu durumda geleceğe yönelik kaygı sahipleri gelişmeleri artık kaygıyla değil merakla izlemek kalıyor!